Kararsız dengenin bozulmasından endişe ediliyor
Faiz artışı 250 baz puan olarak gerçekleşti. Daha önce görüşlerimi beyan ederken, ekonomi yönetiminin seçimler nedeniyle şahin bir duruş sergilemeyeceğini, TCMB’nin seçimlere kadar beklentilerin bir hayli altında kalacak ılımlı artışlar ile dengeye doğru ilerlemek istediğini belirtmiştim. Bunun pek çok sebebi var ama en önemlisi, enflasyon-kur- faiz saç ayaklarının çok dengesiz bir zeminde olması. Yapısal sorunlara ek olarak KKM’de ekonomi yönetiminin omuzunda büyük bir yük.
PPK karar metninde yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar, hizmet enflasyonundaki katılık ile vergi düzenlemeleri ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın enflasyonun ana eğilimindeki yükselişe neden olduğunu belirtiyor. Burada davranışsal iktisada ve maliye politikasına açık göndermeler var. PPK sonuç olarak dengeyi koruma ve kademeli ve temkinli bir iyileşmeye gitme isteğini net olarak ortaya koymuş durumda.
Ekonomide mevcut dengenin kararlı değil, kararsız denge olduğunu ve bu dengeyi bozmanın çok ciddi sorunları beraberinde getireceğini düşünüyorum. Seçim ekonomisinin faturası bize para politikasında hareket alanı darlığı, zamlar, vergi oranlarındaki artışlar ve ek vergiler ile yansıyor. Gerçekten çok ince bir köprüden geçiliyor.
Olumlu olarak söylenebilecek tek şey işsizlik ve büyüme parametrelerinde ciddi bir bozulma eğilimi olmaması, talebin halen güçlü seyretmesi. İşte Merkez’in eli de tam bu noktada bağlı. Bir tarafta seçim, diğer tarafta ise bu parametreleri bozmayacak ılımlı çizgi izleme zorunluluğu. Tüm kural ve araçları ile ortodoks ekonomi politikası uygulanmak istese de bu maalesef mümkün olamıyor ve en az bir sene de olamayacak gibi gözüküyor.