Karar veren ve de uygulayan iseniz…

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

 

 

Sevgili okuyucu, gazetenin  bu köşesinde çıkan ilk yazı  30 yıl öncesinde yer aldı; ilk yazı kişisel anayasası idi… Diyordu ki, " Asla  güncelin, popüler olanın, konjonktür beslemesi  konuların peşinde olmayacaksın…Derdin çok okunmak, çok tanınmak  da olmayacak, yazdıklarının 10 yıl sonra  bile  savunulur bir yanı olacak …"

Takdir edersiniz ki, herkese mal olmuş kavram ve terimlerle yazı yazmak, daha geniş kitlelere sizi ulaştırır. Yeni kavramlar ve terimlerle örülen düşüncelerin peşinde iseniz, deha sahibi de değilseniz, söylediklerinizi ve yazdıklarınızı net anlatma sorunlarınız da olacaktır… Orta sınıfla ilgili yazılanlar anlaşılmama gibi bir tehlike alanı kapsamındadır… Kavramlara ve terimlere aşına olmayanlar, anlatılanı anlama zorluğu çekebilir. Zorluklar bizi, "söylenmesi gerekeni erteleme" kolaycılığına götürmemeli…
Bu sütundaki yazılar,   karar verme ve uygulama konumunda olanlar için yazılıyor. O kişiler, kimi zaman çok küçük bir KOBİ içinde yer alabilecekleri gibi, çok uluslu bir firmada sorumluluk üstlenmiş de olabilir. Düşüncelerimizi açıklamak için kullandığımız bir dizi yeni kavram ve terimin bileşenlerine ve bağlamlarına aşına olmaları; onların içeriklerini bildiklerini varsaymak zorundayız. Bilmiyorlarsa, "öngörme ve önlem alma" gibi insanları diğer canlılardan ayıran çok temel bir ilkeyi ihmal etmiş olurlar ki, bu da hızlı değişme çağında "uyum göstermelerini" engeller. 
Orta sınıfın üçüncü yükselişi günümüzün " önemli eğilimlerden biri". Bu konuda  erişebildiğim bilgileri sizlerle paylaşmaya gayret edeceğim.

Garanti  Bankası'nın ortağı BBVA' da Yükselen Ekonomiler Baş Ekonomisti Dr.Alicia  Goncia Herrero'nun belirttiği gibi, "…2012'de  dünyanın başlıca yükselen ekonomileri  67 ülkede aynı oranda büyüyecek. Büyüme orta sınıfın yükselmesi; buna bağlı olarak dayanıklı tüketim maddeleri, finans, sağlık, eğitim ve sigorta sektörlerinin genişlemesi sayesinde gerçekleşecek".
Orta sınıfın yükselmesi, bütün üretimi alanlarının duyarlı olması gereken bir konu. Orta sınıfa giren ve harcanabilir geliri artanların çoğalması, Yavuz Eroğlu'nun altını çizdiği gibi protein tüketiminin  artması demektir; protein  hemen bozulabildiği için  korunması gerekir. Proteinin bu yapısal özelliği  "özel ambalajların" devreye girmesini gerektiriyor. Orta sınıf geliştikçe, tüketicilerin daha sofistike ürünlere yönelmesi ambalaj  sektörünün  önünü açıyor; gelişmesini hızlandırıyor. Gelişmelere duyarsız bir ambalaj sektörü yöneticisinin başarıyı yakalama olasılığı azalmaz mı?
Frost & Sullivan'ın saptadığı gibi, orta sınıflar, farklılaşan talepleriyle alıcı piyasaları çeşitlendirmekte, talep tabanını genişletmekte, farklılaşan yaşam biçimleri ve yaşam tarzları  ile iş çevresinin temel bileşenlerinden biri  olan "talep koşullarını"  yeniden  yapılandırmaktadır.
Orta sınıfın gelişmesi "kitle üretimi"  yanında  "özelleşmiş ürünlerin"  yaygınlaşmasının da itici gücünü oluşturuyor. "Lüks  ürünler, statü ve  kalite algısını"  hızla  farklılaştırıyor. Gelişmenin bu yönü  "üretim iç örgütlenmesini" etkiliyor. Gelişmekte olan ülkelerde, "üretim hiyerarşisi" değişiyor; "üretimde işbölümü"  yeniden yapılanıyor. Ucuz-emek odaklı  "kütle üretiminin"   " katma değeri artırılan "  daha karmaşık ürünlere yönelişi hızlanıyor. Üretimin iç  örgütlenmesinde, başta  Ar-Ge ve tasarım olmak üzere, marka  ve imaja dayalı  erişebilirliği  artıran  "ölçek ekonomisi" hayati önem kazanıyor. Ölçek sorununu, küçük ve orta ölçek yapının hız  ev esnekliği  ile birlikte ele almayan yapılar  kapsayıcı olamıyor, "Alan seçimi keşifleri"  ve  " yönetişim"   konularını da analiz etmediğimizde  başarılı  sonuçlar yaratamıyor.

"Endüstri-devlet ilişkileri", klasik karşılaştırmalı üstünlük ve onun türevi olan "ithal ikameci ekonomi politikalarını" aşan, dışa ve dünyaya açık ekonomi politikalarını  " entelektüel ve sistem kapasitesi" üzerine oturtan bir yaklaşıma  doğru kayıyor. Teşvik Sistemleri, bir başka anlatımla mekanizmalar, "piyasanın görünmez eli ile yönetişimin görünen elini dengeleyen", net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma temelinde yapılanıyor. O nedenle, endüstri-devlet ilişkileri bağlamında en önemli araçlar olan Teşvik Sistemleri  "proje-odaklı" hale gelerek, öngörüler ile yaratılan sonuçları ciddi biçimde  "gözetim ve denetimden"  geçiren yeni bir anlayış, o anlayışa uygun yapı, işlev kültür üzerinde inşa ediliyor.

Frost ve Sullivan'ın Hindistan analizinde söylediği gibi, "… Alt-orta sınıftaki büyüme, çekicilik ve konumlandırılmalarıyla geleneksel olmayan, ancak son derece uygun  fiyatlı ve kullanışlı  olan  bir çok yenilikçi ürünün piyasaya  sürülmesine neden oluyor. Hindistan'ın sosyal kesimlerinin alt katmanlarına teknolojinin hızlı bir şekilde girmesi, özellikle mobil telefonlar olmak üzere çeşitli teknoloji platformlarında şirketlerin yenilikçi ürünler çıkarmalarına olanak sağlıyor". Bu süreç, bebek endüstrilerden kütle üretimi becerisi  aşamasına gelen  toplumlarda  üretimin iç örgütlenmesinde  "faz değişikliği" yapmayı  zorunlu hale getiriyor. Orta sınıfın yükselişinin yarattığı  "yeni talep koşulları"  üretimin iç örgütlenmesi, endüstri-devlet ilişkileri ve devletlerarası ilişkileri yeniden tanımlamayı, betimlemeyi ve belirlemeyi gerektiriyor.
Aşırı değerlendirme yaparak bir yanılgıya sebep olmayalım. Orta sınıfın yükselmesinin   refahtan pay alan  insanların  artması  anlamı kadar, insanlara  kaybettirdikleri de var… Orta sınıftaki gelişmelerin yarattığı iş ve aş olanağı kadar  "orta sınıfa özgü işlerin azalması"  gibi etkileri de var. Bir başka yazıda   "orta sınıfta üçüncü yükselişin yarattığı sorunları"  ele almalıyız…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar