Karar veren ve de uygulayan iseniz…
Sevgili okuyucu, gazetenin bu köşesinde çıkan ilk yazı 30 yıl öncesinde yer aldı; ilk yazı kişisel anayasası idi… Diyordu ki, " Asla güncelin, popüler olanın, konjonktür beslemesi konuların peşinde olmayacaksın…Derdin çok okunmak, çok tanınmak da olmayacak, yazdıklarının 10 yıl sonra bile savunulur bir yanı olacak …"
Takdir edersiniz ki, herkese mal olmuş kavram ve terimlerle yazı yazmak, daha geniş kitlelere sizi ulaştırır. Yeni kavramlar ve terimlerle örülen düşüncelerin peşinde iseniz, deha sahibi de değilseniz, söylediklerinizi ve yazdıklarınızı net anlatma sorunlarınız da olacaktır… Orta sınıfla ilgili yazılanlar anlaşılmama gibi bir tehlike alanı kapsamındadır… Kavramlara ve terimlere aşına olmayanlar, anlatılanı anlama zorluğu çekebilir. Zorluklar bizi, "söylenmesi gerekeni erteleme" kolaycılığına götürmemeli…
Bu sütundaki yazılar, karar verme ve uygulama konumunda olanlar için yazılıyor. O kişiler, kimi zaman çok küçük bir KOBİ içinde yer alabilecekleri gibi, çok uluslu bir firmada sorumluluk üstlenmiş de olabilir. Düşüncelerimizi açıklamak için kullandığımız bir dizi yeni kavram ve terimin bileşenlerine ve bağlamlarına aşına olmaları; onların içeriklerini bildiklerini varsaymak zorundayız. Bilmiyorlarsa, "öngörme ve önlem alma" gibi insanları diğer canlılardan ayıran çok temel bir ilkeyi ihmal etmiş olurlar ki, bu da hızlı değişme çağında "uyum göstermelerini" engeller.
Orta sınıfın üçüncü yükselişi günümüzün " önemli eğilimlerden biri". Bu konuda erişebildiğim bilgileri sizlerle paylaşmaya gayret edeceğim.
Garanti Bankası'nın ortağı BBVA' da Yükselen Ekonomiler Baş Ekonomisti Dr.Alicia Goncia Herrero'nun belirttiği gibi, "…2012'de dünyanın başlıca yükselen ekonomileri 67 ülkede aynı oranda büyüyecek. Büyüme orta sınıfın yükselmesi; buna bağlı olarak dayanıklı tüketim maddeleri, finans, sağlık, eğitim ve sigorta sektörlerinin genişlemesi sayesinde gerçekleşecek".
Orta sınıfın yükselmesi, bütün üretimi alanlarının duyarlı olması gereken bir konu. Orta sınıfa giren ve harcanabilir geliri artanların çoğalması, Yavuz Eroğlu'nun altını çizdiği gibi protein tüketiminin artması demektir; protein hemen bozulabildiği için korunması gerekir. Proteinin bu yapısal özelliği "özel ambalajların" devreye girmesini gerektiriyor. Orta sınıf geliştikçe, tüketicilerin daha sofistike ürünlere yönelmesi ambalaj sektörünün önünü açıyor; gelişmesini hızlandırıyor. Gelişmelere duyarsız bir ambalaj sektörü yöneticisinin başarıyı yakalama olasılığı azalmaz mı?
Frost & Sullivan'ın saptadığı gibi, orta sınıflar, farklılaşan talepleriyle alıcı piyasaları çeşitlendirmekte, talep tabanını genişletmekte, farklılaşan yaşam biçimleri ve yaşam tarzları ile iş çevresinin temel bileşenlerinden biri olan "talep koşullarını" yeniden yapılandırmaktadır.
Orta sınıfın gelişmesi "kitle üretimi" yanında "özelleşmiş ürünlerin" yaygınlaşmasının da itici gücünü oluşturuyor. "Lüks ürünler, statü ve kalite algısını" hızla farklılaştırıyor. Gelişmenin bu yönü "üretim iç örgütlenmesini" etkiliyor. Gelişmekte olan ülkelerde, "üretim hiyerarşisi" değişiyor; "üretimde işbölümü" yeniden yapılanıyor. Ucuz-emek odaklı "kütle üretiminin" " katma değeri artırılan " daha karmaşık ürünlere yönelişi hızlanıyor. Üretimin iç örgütlenmesinde, başta Ar-Ge ve tasarım olmak üzere, marka ve imaja dayalı erişebilirliği artıran "ölçek ekonomisi" hayati önem kazanıyor. Ölçek sorununu, küçük ve orta ölçek yapının hız ev esnekliği ile birlikte ele almayan yapılar kapsayıcı olamıyor, "Alan seçimi keşifleri" ve " yönetişim" konularını da analiz etmediğimizde başarılı sonuçlar yaratamıyor.
"Endüstri-devlet ilişkileri", klasik karşılaştırmalı üstünlük ve onun türevi olan "ithal ikameci ekonomi politikalarını" aşan, dışa ve dünyaya açık ekonomi politikalarını " entelektüel ve sistem kapasitesi" üzerine oturtan bir yaklaşıma doğru kayıyor. Teşvik Sistemleri, bir başka anlatımla mekanizmalar, "piyasanın görünmez eli ile yönetişimin görünen elini dengeleyen", net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma temelinde yapılanıyor. O nedenle, endüstri-devlet ilişkileri bağlamında en önemli araçlar olan Teşvik Sistemleri "proje-odaklı" hale gelerek, öngörüler ile yaratılan sonuçları ciddi biçimde "gözetim ve denetimden" geçiren yeni bir anlayış, o anlayışa uygun yapı, işlev kültür üzerinde inşa ediliyor.
Frost ve Sullivan'ın Hindistan analizinde söylediği gibi, "… Alt-orta sınıftaki büyüme, çekicilik ve konumlandırılmalarıyla geleneksel olmayan, ancak son derece uygun fiyatlı ve kullanışlı olan bir çok yenilikçi ürünün piyasaya sürülmesine neden oluyor. Hindistan'ın sosyal kesimlerinin alt katmanlarına teknolojinin hızlı bir şekilde girmesi, özellikle mobil telefonlar olmak üzere çeşitli teknoloji platformlarında şirketlerin yenilikçi ürünler çıkarmalarına olanak sağlıyor". Bu süreç, bebek endüstrilerden kütle üretimi becerisi aşamasına gelen toplumlarda üretimin iç örgütlenmesinde "faz değişikliği" yapmayı zorunlu hale getiriyor. Orta sınıfın yükselişinin yarattığı "yeni talep koşulları" üretimin iç örgütlenmesi, endüstri-devlet ilişkileri ve devletlerarası ilişkileri yeniden tanımlamayı, betimlemeyi ve belirlemeyi gerektiriyor.
Aşırı değerlendirme yaparak bir yanılgıya sebep olmayalım. Orta sınıfın yükselmesinin refahtan pay alan insanların artması anlamı kadar, insanlara kaybettirdikleri de var… Orta sınıftaki gelişmelerin yarattığı iş ve aş olanağı kadar "orta sınıfa özgü işlerin azalması" gibi etkileri de var. Bir başka yazıda "orta sınıfta üçüncü yükselişin yarattığı sorunları" ele almalıyız…