Karabük'te gündem değişmeli
PERFORMANS VE YÖNETİMİNİZ / Rüştü Bozkurt [email protected] Karabük'te yapılan toplantının ayrıntılı haberi 8 Mayıs 2008 günü gazetemiz DÜNYA'da geniş olarak özetlendi. Anadolu'nun değişik yörelerinde yapılan toplantıların tüm ayrıntılarını yayınlama olanağı ne yazık ki elimizde yok. İşin mutfağında yaşayan insanların yaptıkları değerlendirmeleri özetleyerek aktarılması da, bana göre bir "iletişim eksikliğine" yol açıyor. Karabük toplantısının birkaç özelliğini sizlerle paylaşmak istiyorum: Birincisi, toplantıya sahip çıkan, toplantının başından sonuna kadar dikkatli bir öğrenci gibi not alan, gerektiğinde tartışmalara katılan İl'in Valisi Can Direkçi idi. Milletvekilleri Mehmet Ceylan ve Cumhur Önal, Belediye Başkanı Hüseyin Erer, Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Şaban Akyüz, Kardemir Genel Müdürü Osman Kılavuz tartışmaları ilgiyle izliyordu; izlemekle de kalmıyor, özenle not alıyordu. Gözlemlerim bana, "yerel liderlerin" ilgisi ile "çözüm üretimi" arasında yakın ilişki olduğunu söylüyor. Kendi gözlemlerimle "genelleme yapmak" istemiyorum ama bir veri olarak bu konuda küçük bir not düşmenin yararlı olacağına inanıyorum. İl'in zayıf ve güçlü yanları Herkesin düşüncesini aktardığı "ortak akıl arayışı" şu sonuçları üretti: Kardemir'in varlığı yörenin en büyük zenginliği. Demiryolu ulaşımı bir başka avantaj. İl'de sanayinin uzun yıllara dayanan birikimi var; yöre insanında "sanayileşme bilinci" göz önünde tutulması gereken bir başka üstünlük. Sanayi bilinci "kalifiye işgücü" açısından da başka Anadolu kentlerine göre Karabük'ün avantajlı yönlerinden bir diğeri. İl'in coğrafyasının büyük tüketim merkezlerine "ulaşabilirliğini" kolaylaştırıyor; burada sanayilerin "lojistik uygunluğu" var. Karabük'ün sayılan beş temel üstünlüğü yanında, bir dizi de zayif yönünün altı çiziliyor. Kanaat önderlerinin altını çizdiği beş zayif yönü aktaracağız: Kentin limanlara uzak olması ve Filyos Limanı'nın işlerlik kazanmaması gelişmeyi engelleyen etkenlerin ilk sırasında yer alıyor. Bu etkeni izleyen ikinci etkenin özellikle haddehaneneler için "hammadde eksikliği" konuyor. Üçüncüsü, komşu illerde "teşvikler" verilmesine karşın, Karabük bundan yararlanamıyor. Dördüncü etken olarak, Karbüklü iş insanlarının "birlikte iş yapma" konusunda istekli olmamaları gösteriliyor. Ve "yan sanayinin" geliştirilmemiş olması, sadece Kardemir'e bağlı üretime odaklanma da beşinci dezavantaj olarak gösteriliyor. Karabük'ün üstünlükleri ve zayif yönleri ile ilgili ortaya çıkan başka konular da var. Yazının sınırlarını aşacağından onlara değinmek istemiyoruz. İzlenmesi gereken konular Karabük'te yapılan "ortak akıl toplantısında" yakından izlenmesi gereken sorunların bir öncelik sıralaması da yapıldı: Birinci sırada, "Filyos Limanı"nın bir an önce devreye alınması yer aldı. İkinci öncelikli konu, "enerji sorununun" orta ve uzun vadeli çözümlere kavuşturulması. Üçüncü öncelikli sorun "haddehanelerin ithalatta karşılaştıkları sorunların ivedilikle çözülmesi." Dördüncüsü "üretim alanlarının çeşitlendirilmesi." Çözüm arayışlarında izlenmesi gereken beşinci konu da "üreticilerin birlikte hareket etmesi." Anadolu'nun çoğu yerlerinde olduğu gibi Karabük'te de kanaat önderlerinin birleştikleri ana fikri şöyle özetleyebiliriz: "Gelenekçi, alışkanlığa dayalı iş yönetimi anlayışı değişmeli; kentin avantaj ve dezavantajlarını göz önüne alan, ciddi fizibilitelere dayanan gelişme yaratmanın önü açılmalı." Sözün özü, "Karabük'te alışkanlıkla yönetimden, analizle yönetime geçiş yapmadan sorunları çözmenin imkansızlığı" kavranıyor. Bu yeni eğilimi hep birlikte "doğru yönetmeliyiz" ki, ülkemiz hak ettiği refahı yakalasın.