Kara Şövalye
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
Kapkara gibi görünen ve kötümserliğin uç noktalara ulaştığı 2009 yılı başlarında mali piyasalar için görüşümüzü olumluya çevirdik ve bu görüşümüzü sürdürdük. Amacımız bu karanlık günlerde aykırı görüşler ifade ederek Karanlık Şövalye olmak değildi. Sadece doğru olduğuna inandığımız düşünceyi dile getirdik ve öyle yapmaya da devam ediyoruz.
Gelinen nokta ve özellikle ulaşılan piyasa değerleri itibariyle olumlu piyasa görüşümüzü tekrar gözden geçirme gereği yavaş yavaş ortaya çıkabilir. Daha basit bir ifade ile piyasaların önemli bir kavşağa, bir karar verme noktasına doğru ilerlediğini düşünüyoruz. Bu anlamda gidilecek yolun netleşmesinin önümüzdeki bir ay içinde mümkün olacağını söyleyebiliriz.
Krizden sonra borçlanma artışındaki ağırlık hane halkı ve özel sektöre kaymaya başladı. Bu durumu ise son derece doğal karşılıyoruz zira şirketlerin, hane halkının ve kamunun ekonomik davranışları farklılık gösterebiliyor.
Şirketlerin borçlarındaki artışın arkasındaki en büyük etkenin yapılan yeni yatırımların olduğunu görüyoruz. Son açıklanan büyüme verilerine bakarak, özel sektörün yatırım iştahının azalmadığının anlaşıldığını belirtebiliriz ki bu aslında ilk bakışta olumlu bir gelişme gibi algılanabilir.
Öte yandan hane halkına baktığımızda borçların artmasının da döngüsel veya daha uzun vadeli olmak üzere birçok farklı sebebi var. Örneğin, genç nüfus olgusu, kırdan kente göç unsuru, veya tüketme arzusunun değişik döngüsel nedenlerden dolayı kamçılanması gibi... Bu durumda, reel gelir artışlarının da son derece sınırlı olduğunu düşünürsek borç talebinin artışındaki sebeplerden biri daha netleştirmiş oluyoruz.
Bu bağlamda en başından beri Merkez Bankası'nın bazen çok ağır eleştirilen, hala piyasada kabul görmekte zorlanan, politikalarını ve finansal istikrar için alınan tedbirlerini doğru bulduk. Aynı zamanda Türk bankacılık sisteminin sağlam yapısının ülkemizin en büyük avantajlarından biri olduğunu 2008 krizinden beri savunuyoruz. Zamanın bizi haklı çıkarmış olduğunu da düşünüyoruz.
Bunların son derece önemli hususlar olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tarih boyunca, makul sebeplerle başlayan ama zaman içinde yaşanan aşırı rekabet, grup psikolojisi, performans kaygıları ile daha yüksek bir ivme kazanan piyasaların ve kredi sisteminin sağlıklı işlemesi önünde risk oluşturdu.Bu nedenle bazı alanların varlık balonları yaratmaya daha açık hale gelebileceğini eklemek isteriz.
Emlak gibi bazı sektörlerde ileride oluşabileceğini öngördüğümüz arz fazlalığı sorununa ilave olarak talep azalmasının da tetikleyebileceği risklerin oluşma ihtimalinin küçümsenmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Christopher Nolan'ın Kara Şövalye (The Dark Knight, 2008) filminde Batman ve polis şefi arkadaşı Gordon, Joker ile mücadele ederler. Bir açıdan bakarsak filmde saf gerçeklik peşinde koşan ve dolayısıyla "iyi" tek kişi, "kötü Joker"dir. Joker, Gotham şehrine yönelik saldırılarına son vermesinin önkoşulu olarak Batman'in maskesini çıkarıp gerçek kimliğini göstermesini ister. Öte yandan Joker, yüzündeki yarayı açıklamak için her seferinde değişik bir yalan anlatır. Batman ve polis şefi arkadaşı Gordon birlikte, halk tarafından çok sevilen savcı Dent'in işlediği cinayetlerin ortaya çıkmasının, kentin değerlerini sarsıntıya uğratacağı düşüncesiyle savcının imajını korumak adına suçlardan Batman'i sorumlu tutmaya karar verirler. Bu "iyi" amaç yalan gibi birçok "kötüyü" beraberinde getirir. Daha da önemlisi "iyi" Batman, senelerce savunduğu Gotham'i "iyi" bir amaç için terk edip bir sürek avının hedefi haline gelmek zorunda kalır.