Kara para aklarken vergi kaçırılmaz!
Değerli okurlar, Türkiye hakikaten çok ilginç bir ülke. Muhtemelen kara para aklarken vergi de kaçırmaya çalışmayı akıl edebilen çok az millet vardır. Değerli kara para aklayıcıları, kara para aklama tanımını hatırlatmak isterim.
“Para aklama, çok genel tanımı ile suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin yasal olmayan kaynağının gizlenmesi amacıyla meşru bir kaynaktan elde edilmiş gelir gibi gösterilmesi yönündeki işlem ve eylemlerdir.”(- Vikipedi). Velhasıl kelam, gayrimeşru kaynaklardan elde edilen gelirleri, aklamaya, sisteme sokmaya, yasallaştırmaya, meşru hale getirmeye çalışıyorsanız, bu gelirlerinizi yasal defterlere kaydetmeli ve beyan edip vergisini de tam ödemelisiniz.
Defter, belge ve kayıtlarınız jilet gibi olmalı. Beyanlarınızda eksik olmamalı. Sosyal yaşantınız, şatafatlı sosyal medya görüntünüzle beyanlarınız, ödediğiniz vergiler tutarlı olmalı.
Milyarları kazandık diye şirketlerin içine sokup, sonra da aklıyoruz diye vergi vermemek için bir de sahte belgeler mi kullandınız? Bu kara para aklamak değil devletle dalga geçmektir. Bir süre belki dalga da geçersiniz lakin eninde sonunda patlar altında kalırsınız. Yapacaksanız kitabına göre yapın. Bu sıralar gündemi meşgul eden olaylara bakınca işin tanımında hata yapıldığını gördüm uyarayım istedim.
Kara para
Şaka bir yana, boyutları konusunda rivayet muhtelif olmakla birlikte, senede onlarca milyar USD'nin aşıldığı konusunda hemen herkesim mutabık. Bu gelirlerin sosyal dokuda yaratabileceği tahribat, siyasal yapıyı nasıl etkilediği halen net değil.
Kumar, bahis, silah, uyuşturucu, rüşvet, zimmet, fuhuş, dolandırıcılık, kaçak mal, hayali KDV iadesi, bankaların soyulması organizasyonları, kredi vurgunları, her türlü yasak madde satışı vb. yasadışı faaliyetlerden elde edilen (kara) gelirler, denetimin zayıf olduğu ortamlarda en hızlı güçlenen sektör oluyor. Hemen her taşın altında "mafyavari” organizasyonlar çıkmasının nedeni cezasızlık ve denetimsizlik ortamıdır.
Dolandırıcılık
Tüm dünyada ve Türkiye'de, elektronik işin içine girince çok yaygın, büyük ölçekli, büyük yatırım ve organizasyon gerektiren farklı bir sektör de oluşmuştur. Türkiye'de dolandırıcılık cezasız kalan diğer daha ciddi suç ve suçluların yanında adeta suç olmaktan çıkmıştır. "Dolandırıcı" tabiri örn: Türkmenistan'da halen, "tüccar", "işadamı" tabiri olarak kullanılmaktadır.
Belki eski Türkçeden gelen bir alışkanlıkla bu tür adamları dışlamıyor, benimsiyor, gıpta ediyor ve o yöntemleri genelleştirmeye çalışıyoruz. Devletin ödediği teşviklerden yararlanmak için teşvikin tanımına göre gerçek olmayan iş alanları, harcamalar yaratılması genel kabul görmektedir.
Belki çok iddialı bulacaksınız ama devletin teşvik ettiği tüm alanlarda kısa sürede üçkağıtçılarda örgütlenmiştir. Dolandırıcılıkta stajını yapan kara para alanlarına terfi ediyor. Ancak, hızlı yükselince düşüşler de hızlı oluyor.