Kara Kartal tekrar yüksekten uçabilecek mi?
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman 25 Eylül 2019’da düzenlediği basın toplantısında "Beşiktaş'ta bir kan değişikliğine ihtiyaç var” diyerek istifa etti. Orman’ın istifası, ifade ettiği gibi Beşiktaş’ta “bir kan değişimini” sağlayabilecek mi? Siyah Beyazlı kulüpte yeni bir dönemin başlangıcı olabilecek mi? Önümüzdeki günlerde bunu hep birlikte göreceğiz.
Biz, bu istifa sonrası Beşiktaş’ta Fikret Orman döneminin kısa bir iktisadi, mali ve sportif analizini yapmaya çalışacağız.
Fikret Orman 2012 sonuna doğru Yıldırım Demirören’den koltuğu devraldığında, Beşiktaş’ı sportif ve mali anlamda layık olduğu yere taşıyacağına dair vaatlerde bulunmuştu.
Anımsanacağı üzere, Fikret Orman, 2012 yılında Yıldırım Demirören'in TFF Başkanı olmasıyla Beşiktaş Başkanı olmuştu. Orman bu vaatlerinde Beşiktaş’ı nereye taşıdı? Hep birlikte bir göz atalım.
1. Fikret Orman Başkan olduğunda Beşiktaş’ın ekonomik, finansal ve sportif durumu ne idi?
Tablo: 1) Beşiktaş’ın Fikret Orman Döneminde Finansal Durum Analizi Tablosu
Tablo: 2) Beşiktaş'ın Fikret Orman döneminde konsolide gelirleri ve net borçları
Fikret Orman’ın başkan olduğu 2012-13 döneminde kulübün toplam konsolide gelirleri 204 milyon TL’ye ulaşırken, konsolide net borçlarıysa 490 milyon TL civarındaydı. Kulübün geçmiş yıllardan gelen birikimli zararı 393 Milyon TL, özkaynak açığı da 372 milyon TL olarak gerçekleşmişti.
Süper Lig’de 2012-13 sezonunu üçüncü sırada tamamlayan Kara Kartal’ın takım değeri o tarih itibariyle 101 milyon euroya ulaşmıştı. O günkü kadro değeri ile Süper Lig’in en değerli üçüncü kulübü durumundaki siyah beyazlıların, oyuncular ve teknik adamlarına ödediği ücret giderlerinin, toplam gelirlere oranı da %63 seviyesindeydi.
2. Fikret Orman başkanlığı bıraktığı andaki Beşiktaş’ın ekonomik, finansal ve sportif durumu ne idi?
- Tablo:1 aynı zamanda Fikret Orman’ın başkanlığı bıraktığı an itibariyle, ekonomik, finansal ve sportif durumunu da bize gösteriyor.
- Tablo:1’den de görülebileceği üzere, Fikret Orman’ın başkanlığı bıraktığı Eylül 2019 itibariyle kulübün toplam gelirleri, yedi yılda %245 artarak 704 milyon TL oldu. Buna karşın, kulübün toplam konsolide net borçlarıysa % 436’lık bir artışla 2.63 milyar TL’ye yükseldi. Borç yapılandırma operasyonu sonrası kulübün toplam net borçları faiz yükümlülüğüyle birlikte 3 milyar TL’ye ulaştı. Bu durumda, konsolide net borçların, konsolide gelirlere oranı ise % 512’ye yükseliyor. Yani, Fikret Orman döneminde kulübün konsolide gelirleri yaklaşık 2.5 kat artarken, konsolide net borçlarıysa beş kat artış kaydetti.
- Fikret Orman döneminde kulübün konsolide borçları, gelirlerinden 2 kat daha fazla bir artış göstermiş durumda. Bu durum Tablo:2’den de net olarak görülüyor.
- Kulübün geçmiş yıllardan gelen birikimli zararları Fikret Orman döneminde, %168.7‘ilk bir artış kaydederek, 1 milyar 56 milyon TL’ye kadar yükseldi. Birikimli zararların sebep olduğu özkaynak açıkları da bu süreçte %119 artarak, 815 milyon TL’ye ulaştı.
- 2018/19 sezonunu üçüncü sırada tamamlayan Kara Kartal, yedi yılda sportif performans olarak Süper Lig’de sadece iki şampiyonluk yaşadı, beş kez de Süper Lig’i üçüncü sırada bitirdi.
- 2019/20 sezonu itibariyle Kara Kartal’ın takım değeri, Fikret Orman döneminde ilk defa 100 milyon euronun altına inerek, 84 milyon euro olarak gerçekleşti. Buna rağmen, sahip olunan mevcut kadro değeriyle Beşiktaş hala Süper Lig’in en değerli ikinci kulübü konumunda.
- Beşiktaş’ın mevcut kadrosuna ödediği ücret giderlerinin toplam gelirlere oranı ise, Eylül 2019 itibariyle %55’e düşmüş durumda. Yedi yıl öncesinde bu oran %63 düzeyindeydi. Bu bağlamda, kadro küçülmesiyle bu rasyonun disiplin altına alındığı görülüyor.
3. Beşiktaş’ın genel finansal analizi
Yukarıdaki açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere, Fikret Orman döneminde gelirler %245, kulübün borçlanması ise %512’lik bir artış kaydetmiştir. Bu süreçte stat inşaatının yanısıra, “yıldızlara dayalı bir kadro oluşturma” vizyonuna dayalı rekabet politikasıyla, Süper Lig’de şampiyonluğa, Avrupa Kupalarında da başarıya ulaşma stratejisi kulübü içinden çıkılmaz bir finansal krize sürüklemiştir. Yeterli ve gerekli bütçeyi sağlamadan, yüksek maliyetli transferlere yönelen kulübün gerçekleştirdiği transferler sonrasında gelir-gider dengesi daha da bozulmuş, faaliyetlerinden kar yaratmakta zorlanan Siyah Beyazlıların zararları artmaya başlamıştır. Nitekim, Fikret Orman döneminde kulübün birikimli zararları %168’lik bir artışla (-393) milyon TL’den, (-1.056) milyon TL’ye ulaşmıştır. Kulübün mevcut faaliyetlerinden “yarattığı gelirin çok daha üzerinde gider yapma” alışkanlığının devam ettirilmesi, Beşiktaş’ı finansal darboğaza itmiş, kulübün borç batağına girmesine neden olmuştur. “Finansal dengesizliğin temel alındığı” rasyonel olmayan harcama politikasıyla, kulüp zararlarının finansmanında daha yoğun banka kredisi kullanımına yönelen kulübün net borcu 490 milyon TL’den, 3 milyar TL seviyesine ulaşmıştır. Yüksek borçlanmanın sonunda artan finansman maliyetleri, faaliyetlerinden nakit ve kar yaratmakta zorlanan kulübün birikimli zararlarını daha da artırıcı bir etki yapmıştır. Bu olumsuzluk, kulübün özkaynak yapısını erozyona uğratırken, kulübün özkaynak açığı da %119 artarak, -373 milyon TL’den, -875 milyon TL’ne yükselmiştir.
Tablo:2) Beşiktaş'ın Fikret Orman döneminde konsolide gelirleri ve net borçları
UEFA’nın Finansal Fair Play zorlamasıyla, kulübün kadrosal olarak küçülmek zorunda kalmasının yanı sıra, yetersiz yönetsel yapının sebep olduğu diğer olumsuzlukların da etkisiyle Beşiktaş’ın sportif performansı düşmeye başlamıştır. Nitekim, Kara Kartal yedi yıllık süreçte sadece 2 Lig şampiyonluğuna ulaşabilmiştir. Şampiyonlar Ligi’ni hedefleyen bir kadro yapılanmasıyla yoluna devam eden Siyah Beyazlıların üst üste iki kez şampiyon oldukları Süper Lig sezonunda, Şampiyonlar Ligi’nden elde olunan gelirlerin de katkısıyla, kulübün ekonomik gelirleri önemli ölçüde artış kaydetmiş, ancak izleyen yıllarda bu sportif performansa ulaşılamayınca, ekonomik ve finansal çöküş hızlanmıştır. Şampiyonlar Ligi’nde olamamanın negatif finansal etkisiyle, Beşiktaş’ın gelirleri azalırken, diğer taraftan Türkiye ekonomisinde yaşanılan olumsuz konjonktürün etkisiyle finansman maliyetleri yüzde yüze yakın bir artış kaydetmiştir. Bir yandan gelirler azalırken, diğer taraftan borçlanma maliyetlerinin artması, kulübün finansal olarak dengesizliğini daha da artmıştır. UEFA’nın finansal fair play tehditiyle küçülme stratejisine devam etmek zorunda kalan kulüp, mecburiyetten kadrodaki önemli isimlerle yollarını ayırmak durumunda kalmıştır. Takım kadrosundaki daralma, Beşiktaş’ın bonservis bedelleri üzerinden takım değerinin %16.8 azaltarak, 84 milyon euroya gerilemesine neden olmuştur. Beşiktaş bugünkü kadro değeriyle, yedi yıl önceki başlangıç döneminin altına düşmüştür.
Sonuçta,
Fikret Orman döneminde Beşiktaş beklediği sportif ve ekonomik refah düzeyini yakalayamamış; aksine, borçlarını ödeyemez ve finansal yükümlülüklerini yerine getiremez bir kulübe dönmüştür. Nitekim, 2019 içinde Bankalar Birliği koordinasyonunda bankalarla gerçekleştirilen borç yapılandırma operasyonu ile kulüp borçları 2 yıl ödemesiz beş yıl vadeyle, piyasa faiz oranlarından beş puan daha fazla bir marjla kredilerini yapılandırmak zorunda kalmıştır.
Birikimli zararları nedeniyle, özkaynakları negatife dönen kulübün finansal dengesizliği iyice artmış ve mevcut finansal yapı kulübün geleceğini tehdit eder duruma gelmiştir. Artan birikimli zararlar, kulübü “teknik iflas” tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır.
Fikret Orman döneminde Beşiktaş'ın birikimli zararları ve özkaynak açığı giderek büyümüş, kulübün gelirleri daha az bir ivmeyle artarken, kulübün borçlanması daha hızlı bir artış kaydetmiştir. Borçlanmadaki aşırı artış, kulübün finansman yükünü daha da artırmış ve siyah beyazlıların finansal dengesinin bozulmasına yol açmıştır.
Fikret Orman kulübe vaat ettiği başarıyı ne yazık ki getirememiştir. Orman’ın istifası Beşiktaş için bir yeniden yapılanma fırsatı olabilir. Bu şansı iyi kullanarak Kara Kartal tekrar yükseklerden uçabilir. Bu bağlamda, siyah beyazlı camiada zihniyet değişikliği en acil görev olarak kulübün önünde duruyor.
Bugün Beşiktaş’ı içinde bulunduğu darboğazdan kurtaracak çözüm, günü kurtaran palyatif çözümler yerine, kurumsal yönetim ve yönetişimin kulübe egemen örgüt modeli kılınmasından geçiyor. Bu strateji temelinde, liyakati ön plana alan, kulüpte şeffaflığı sağlayan, denetimin etkin ve tarafsız bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak yaratan ve paydaşlarına karşı sorumluluk bilinciyle hesap verebilen bir yönetsel yapı oluşturulabilirse, Siyah Beyazlı camia çok önemli sorunlarını aşabilir. İzlenecek gerçekçi politikalarla mali disipline ulaşılabilir, UEFA nezdinde kredibilitesini yeniden tesis edebilir ve en önemlisi, tekrar kulübün rekabet gücü yükseltilebilir. Kara kartal bu sayede yeniden yükseklerden uçmaya başlayabilir. Aksi halde, kanadı kırık Kartalı kara günler bekliyor.