Kara delik
Geçen hafta otomotiv sektörünün kalbi İsviçre’nin Cenevre şehrinde attı. Fuara damgayı sergilenen modellerden ziyade bir evlilik haberi damgasını vurdu. PSA Grubu, GM bünyesindeki Opel’i satın alarak yılın en önemli anlaşmasına imza attı.
Ardından Fiat Chrysler’in direksiyonundaki Sergio Marchionne’den de Volkswagen Grubu’na yönelik “Yakında VW bizi satın almak için kapımızı çalacak” mealindeki açıklaması geldi. Marchionne’nin, yaptığı kur, karşılık bulur mu bilinmez, ancak bu durumun dillendirilmesiyle ilk kıvılcım çakıldı.
Peki ne oluyor da bu kocaman firmalar 10’ar yıllık dönemler halinde el değiştiriyor.
Cevap aslında çok basit. Güneş sisteminde ve galaksilerde yıldızlar nasıl bir yörünge sisteminde birbirine çarpmadan hareket ediyorsa, otomotivde de aynısı oluyor. Geçtiğimiz yüzyıl Amerika hiç şüphesiz, tüketimi pompalayarak otomotiv firmalarının çok büyük karlar ve nakit elde etmesini sağladı. Buradaki nakit ise Uzakdoğu’daki zor durumda olan firmaların satın alınmasında kullanıldı. Asya’da Toyota dışında tüm markalar yabancılara satıldı. Yine uzaydan örnek verirsek, süper nova kıvamındaki ABD, müthiş çekim gücünü kullanarak ki bu da elindeki nakit ve içerideki yüksek pazardı, Japon üreticilerden kendisine bir sistem kurmuştu.
Tüm güneş sistemlerinin bir sonu var. Merkezdeki sistem ölmeye başlayınca yarattığı karadelikle birlikte çevresindeki tüm yıldızları da kendine çeker. Aynı GM’in başına gelen gibi. Önce kendine bir sistem kurdu. ABD’nin büyüyen döneminde genişledi, daha sonra çöküş dönemine girince de etrafındaki gezegenleri yutmaya başladı.
Şu son satışla birlikte, ABD’nin otomotivdeki küresel gücü bitmiş oldu. Belki Ford, bir miktar bayrağı taşıyacaktır fakat o da ABD’nin önderliğini yeniden tahsis edecek güçte değil. Peki, yeni sistem nerede şekilleniyor. Yaşanan kutup kayması nedeniyle, doğuda, yeni bir güneş sisteminin kurulduğunu anlamak çok da zor değil. İçerideki güçlü ve gelişme potansiyeli olan talep sayesinde ucuz ve yüksek kar marjı ile büyüyen Çinli üreticiler, önümüzdeki yıllarda kendi sistemlerini kuracak gibi duruyor. Herkes PSA’nın Opel’i satın aldığını konuşuyor ama perdenin ardında iki önemli aktörün olduğu gerçeği nedense açıklanmıyor. PSA Grubu bünyesinde, Peugeot Ailesi, Fransa Devleti ve Çinli Dong Feng 13.68’lik eşit hisseye sahip.
Para gücünün kimde olduğu da çok belli. Avrupalılar, kendi aralarında gülerek pozlar verirken, eminim Çin’de bir masada Çinliler çok daha fazla gülüyordur. Ben kahin değilim ama çok kısa bir süre sonra Çinli üreticilerin tüm Avrupa pazarına hakim olacaklarını görebiliyorum. Ta ki kendi kara deliklerini yaratana kadar