Kâr yangınları
Muazzez Abacı’nın ‘Kar Yangınları’ şarkısını çok sevmiştik. Sayın Abacı çok güzel yorumlamıştı şarkıyı. Şimdi sigorta sektöründe de kâr yangınları konuşulmaya başlandı. Her yılsonunda genelde artan bu yangınların, siyasi konjonktürün netleşmemesi nedeniyle oluşan ekonomik çalkantının sonucunda arttığı iddia ediliyor.
Bir nevi hırsızlık
Hemen açıklayacağım. Fakat şöyle bir giriş yapmama izin verin. Sigorta, beklenmeyen durumlarda devreye giren bir sistem. Şirketler, yılda beş kez su basan bir dükkanı sonuç çok belli olduğu için sigortalamak istemez. Bunun için de dükkan sahibi dükkanını sürekli su basmaması için önlem almaya çalışır. Birincisi, sigorta beklenilmedik kayıpları karşılar. İkincisi, sigorta bir zenginleşme aracı değildir. Yani sigorta ile suistimal yaparak gelir elde edemezsiniz. Bırakın zenginleşmeyi günahtır da, çünkü sigorta bir havuz sistemidir. 1 milyon işletme ödedikleri prim ile bir havuz oluşturur. Bu havuzları sigorta şirketlerimiz yönetir. Havuzda biriken para, havuza prim ödemiş bir sigortalının başına gelen bir hasarı tazmin eder. O sigortalının mağduriyeti önlenir. Bir bakıma yardımlaşma sandığı gibi düşünmeli. Şayet haksız bir kazanç elde etmek istiyorsanız, bu kazancınız havuza prim ödeyen bir başka sigortalının parasından başka bir şey değildir. Özetle, hırsızlıktan öte bir şey değil. İş dünyası, siyasi konjonktürün netleşmemesi nedeniyle rahatsız. İşadamları önünü göremez durumda. Fakat özellikle orta ve küçük işletme dediğimiz KOBİ’ler zor durumda. Birçoğu dövizin aşırı artışı nedeniyle evdeki hesabı çarşıya uyduramamış durumda. Ramazan, bayramlar, yaz tatili derken neredeyse dört aydır piyasada yaprak kımıldamıyor. Yeni iş alamayanlar yandı. Bir de bunun yanında ticari anlaşmaların iptal edilmesi nedeniyle elde kalan stoklar eklenince özellikle KOBİ’ler çaresiz kalabiliyor.
‘Fabrikayı boşuna mı yaktık?’
Bunu genelleştirmek istemem. Ama fotoğraf buyken zor durumda kalan işletme sahipleri her yolu deniyor. Bu yollardan biri de ‘sigortadan para kapmak’ olarak adlandırılıyor. Satamadığınız malları, işletemediğiniz fabrikanızı yakıyorsunuz ve parayı sigorta şirketinden alıyorsunuz. Buna eksperler ‘kâr yangınları’ diyor.
Fakat iş hiç de göründüğü kadar kolay olmuyor. Bu işlere başvurup mahkemelerde hüküm giymiş birçok insan var. Çünkü artık sigorta şirketleri işin uzmanları ile çalışıp en ince detaylarına kadar araştırıp olayın gerçeğini ortaya koyabiliyorlar. Geçtiğimiz senelerde yaptığı sahtekarlığı ortaya çıkan bir işletme sahibi, kendisine tazminat ödenmeyeceğini öğrenince ekspere ‘Peki kardeşim şimdi fabrikayı boşuna mı yaktık, malları vereydik bir parti malı alana’ demekten kendini alamamış.
Özetle, artık sigorta şirketleri en ince evrak ve teknik detaylara kadar eksper ve işin uzmanları tarafından incelettiriyor ve gerçek olmayan olayları ortaya çıkarıyor. Şayet şaibeli bir olay ise mal ve fabrika yanmış olsa da sıyıramıyorsunuz. Siz tazminat hakkından vazgeçseniz dahi sigorta şirketi size açacağı dolandırıcılık davasından vazgeçmiyor. Haberiniz olsun. Doğru yoldan şaşmayalım.