Kapıyı çalan kimdir?
Dünya ekonomisinin kapısı yeniden durgunluk sinyallerince çalınıyor. Büyüme oranı birkaç ülkenin dışında düşük düzeylerde kaldı. G-7 ülkelerinde ABD dışında %2’ye ulaşan ülke yok, Euro Alanında büyüme oranı %1,1 olurken, Almanya’da büyüme oranı %0,4 oldu.
Bunun bir sonucu olarak da enflasyon oranı gerilemekte buna karşın işsizlik oranı ya yerinde saydı ya da artma eğilimine girdi. Bu belirtilerin tümü resesyonu işaret etmekte. Bu genel eğilimin dışında kalan birkaç ülke var. Onlardan birisi de Türkiye.
Yaşanılanlar nedeni ile dünya dezenflasyon eğilimi güçlendi. Buna karşın Türkiye de enflasyon oranı yüksek seyrediyor. Bunun nedeni ne olabilir? Bakalım.
-Türkiye de gıda enflasyonu yüksek, yıllık oranı %17,22. Bu oranın yüksek olmasının nedeni olarak, dünya da gıda fiyatlarında artış var, bundan dolayı Türkiye de gıda fiyatları artmakta diyemiyoruz. Çünkü dünya da gıda fiyatları artmıyor. 2017’nin Kasım ayından bu yana hemen hemen değişmedi.
- Fiyatları arttığında diğer malların fiyatlarının yükselmesine neden olan temel girdi niteliğindeki doğal gaz ve elektrik fiyatları da ülkemizde hızla yükselmekte. Bu malların fiyatları olağan koşullarda döviz kurunun yükseldiği, ya da dünya fiyatları arttığı için değişmesi gerekir. Dünya da doğal gaz ve petrol fiyatlarında son dönem ciddi bir oynama olmadı. 2008 yılının Temmuz ayında ham petrol fiyat endeksi 133,83 gördükten sonra bugüne kadar en yüksek değeri 2012 Mart ayında 117,69 olurken, en düşük değer 2016 Ocak ayında 29,78 oldu. Bu yılın Temmuz ayında da 61,48 oldu (yıl içinde 59,76’yı da gördü). Doğal gaz da de benzer bir tablo var, son dört aydır doğal gaz fiyat endeksi düşmekte, ayrıntıya girmeyelim, bu durumu grafikten gözlememek mümkün.
- Türkiye’de enerji fiyatlarındaki artış önümüzdeki aylarda enflasyon oranının yukarıya çekecek. Tarım sektöründeki mevcut olumlu seyrin gelecek aylara yansıması ise daha çok kamunun tavrına bağlı olacak. Bundan dolayı et fiyatlarını takip etmek anlamlı olur.
Döviz kurudaki oynaklıkta son sekiz aydır dar bir alanda (bazı günlerdeki ataklar hariç) seyretmekte. Dolayısıyla maliyetler üzerindeki cari kur baskısı hafiflemişken neden hala enflasyon oranı yükseliyor. Yanıt TUİK’in Özel Kapsamlı TÜFE verilerinde gizli.
Ağustos ayında en yüksek aylık artış %19,11 ile alkol ve tütün ürünlerinden kaynaklandı. Bu gurubun endeksteki ağırlığı %4,23’dür, eğitim gurubundaki aylık fiyat artışı da %4,26, endeksteki ağırlığı da % 2,40 olduğu düşünüldüğü de bu ay ki enflasyonun bu iki mal gurubundan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bu mal guruplarının ortak bir özellikleri var. Her ikisi de kamunun regülasyonuna ciddi bir biçimde bağlı. Devlet ÖTV ve KDV gibi vergi oranları ile oynayarak içki ve sigarada fiyatları artırırken, eğitim politikası ile özel okullara talebi artırmakta, piyasa da rekabet koşulları da sağlanmadığı için eğitim maliyetli bir mal haline geliyor, firmalar (okul diyecektik?) bunu kullanıyor.
Sonuç, enflasyonu aşağıya çekmek için bütçe açığı azaltılıp vergi oranları düşürülmeli. İki devlet temel görevi olan eğitim de kaliteyi artırmalı ki ebeveynler özel okullara hücum etmesin. Devlet regülasyon da yansız olursa bu rekabeti artırır, fiyatları düşürür.
Bizden yazması.