Kapıkule’deki yığılmaya geçici ve temel çözüm...
Kapıkule’deki yığılmanın “acil çözümü” ve sorunun bir daha yaşanmaması için “temel çözümü” konusunda TGSD Başkan Yardımcısı Hadi Karasu, eli taşın altındaki bir işardamı olarak önemli bilgiler verdi.
Kapıkule’deki yığılma ile ilgili sorunun dayandığı temeli ve çözümün ne olacağını Bulgaristan’da iki fabrikasında denim konfeksiyon üretip, yıkamasını ve son işlemlerini Türkiye’de yapıp ihraç eden firma yöneticisi, TGSD Başkan Yardımcısı, eli taşın altındaki bir işadamı Hadi Karasu ile konuşurken, “Sana göre sorun nereden kaynaklanıyor, çözüm ne?” sorusunu sordum.
Verdiği yanıta kulak verelim: “0 konu aslan fare hikayesine benziyor. Bizim 50 bin nakliyeci tırımıza karşılık, Bulgarların sadece 900 tırları olduğu belirtiliyor. Adamlara vergi uyguladık. Onu kaldırın diye istekte bulundular, çözmedik. Onlar ise üyesi oldukları AB kurallarına uymayan şekilde karşı tavra girip engelleme yaptılar. Kapıkule’deki yığılmaya yol açtılar.
Bizim Bulgaristan’da iki denim fabrikamız var. Orada yapktığımız konfeksiyon üretimimizi buraya getirip son işleri burada yapıyoruz. Böylece, katma değerin yüzde 80 ila 90’ını ülkemizde bırakıp, ihracatın ülke ihracatımız içersinde yer almasını sağlıyoruz. 12-13 gündür iki tırımız sınırda bekliyor. Son işlem için üretimimizi getiremiyoruz. Bize benzeyen orda üretim yapıp, son işlemlerini burada gerçekleştirip ihraç yapan birçok tekstil ve otomotiv yan sanayi firması da aynı durumda. TGSD Başkan Yardmcısı olarak birçok firmanın, ‘TGSD olarak ne yapıyorsunuz?’surusuna muhatap oluyoruz. Ayrıca, AB ülkelerine bozulabilecek ürün ve çiçek ihraç edenlerin tırları da aynı durumda sınırda bekliyor. Acil çözüm gerekir.”
“Peki acil çözüm için ne yapılması gerekiyor?” diye soruyorum:
“Hemen hiç vakit kaybetmeden sınırdaki yığılmayı sonlandıracak çözüm için ‘Kriz Masası’ kurulmalı, sorunu yaşayanlarla, bizlerle görüşülüp ‘yığılmayı sonlandıracak geçici çözümler’ üretilmeli. Bunun dışında sorunun temel çözümü için hem Bulgarlar hem de AB yönetimiyle görüşmelerle, kural dışı engellemelerin son bulması için, daha uzun süreli sonuçlanabilecek görüşmeler sürdürülmelidir.”
“Peki, bu konuda çalışmalar nasıl?” sorusu geliyor aklıma.
“Hiyerarşi ve bürokrasi 12 gündür çok ağır işliyor. O nedenle acil olarak kriz masasının kurulmasını, sınırdaki yığılmanın önlenmesini istiyorum. Tabii bunu sadece ben istemiyorum, sınırda perişan durumdaki Tır şöförleri de, son işlem için yurda Bulgaristan’daki üretimini getiremeyen tekstilciler ve otomotivciler de istiyorlar. Çünkü, son işlem için, Bulgaristan’daki üretemlerin Türkiye’ye getirilemesi, son işlemlerin yapılacaığı burdaki fabrikalarda üretimlerin durmasına, işçilerin boş oturmasına yol açıyor. Bu da tekstilciler ve otomativ yan sanayiciler de farklı farklı sorunlar ve zararlarla yol açıyor. Siyasiler yerel seçim telaşı içinde bu konuya gerekli önemi verip çözüm üretmediler diye düşünüyoruz. Seçimlere bir aydan uzun süre olduğu için çözümün uzayacağından korkuyoruz. Sınırda iki haftadır yığılmadan, perişanlık yaşanıyor. Eli taşın altında olan bizlerin yakınmalarımızın nedeni bundan kaynaklanıyor. Kriz masası kurulup yığılmanın sonlanmasını, temel çözüm için Gümrük Birliği anlaşmasından doğan ‘malların serbest dolaşımının’ önündeki engellerin son bulması için hemen harekete geçilip müzakerelerin başlatılmasını istiyoruz.”
Hadi Karasu’nun söylediklerine “Doğru söze ne denir” deyip yazımıza nokta koyayım derken çözüm yolunda bir ilk adım gördük. Ama temel çözüm için Karasu’nun söylediklerinde daha yapılacak çok şey var...