Kanunların hızı…
57'nci Hükümet (DSP-MHP-ANAP) döneminde yasama tarihine "15 günde 15 tasarıyı kanunlaştıran Meclis" notu düşülmüş TBMM, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nı iki dönemdir çıkaramıyor!
İlki, Meclis'in geçen yasama dönemiydi; beş yıllık bir çalışmadan sonra komisyonları aşarak Genel Kurul'a ulaşmayı "başarabilen" 1.535 maddelik tasarının ancak 80 maddesi kabul edilebilmişti.
İkincisi, 01 Ekim'de başlayan bu yasama dönemi. AKP'nin "âkil hukukçu" milletvekillerinden, aynı zamanda Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, tasarının bu yıl da Meclis'ten geçip geçmeyeceği konusunda "öngörüde" bulunamıyor.
İyimaya'nın, Adalet Komisyonu Başkanı konumuyla tasarının yasama organında olgunlaştırılmasına ciddi katkıda bulunan bir siyasetçi olarak "öngörüde bulunamaması" önemlidir. En azından "belirsizliği" işaret ediyor. Umudunu "rasyonel siyasete" bağlaması da belirsizliği koyulaştırıyor
Siyaset sermayeden önce gelir!
TTK Tasarısı'nda siyasi sürecin ağır işlemesi iş dünyası açısından pek anlaşılabilir bir durum değil. Özellikle, küresel ekonomilere "entegre" iş kesimleri, şirket yapılarını uluslararası standartlara uyumlu kılacak yasa ve mevzuat düzenlemelerinin bir an önce uygulamaya girmesinde ısrarlı.
Israrın diğer bir yönü şu: Türkiye'de yatırımları bulunan veya yatırım yapmayı düşünen yabancı şirketler, çokuluslu gruplar, girişimciler şeffaf, öngörülebilir, somut iş ve ticaret kurallarının "işlediği" bir ortam istiyor. Yeni TTK, bu ortamın yolunu açacak temel kanun niteliğinde.
İş dünyası bu ve benzeri gerekçelerle yeni TTK'nın peşinde. Siyasi süreçteki ağır temponun gerekçesiyse İyimaya'nın şu sözlerinde gizli: "Genel kurul'daki TTK görüşmelerinin Borçlar Kanunu'ndan önceye alınması, iş ve sermaye çevrelerinin görüşüdür ve makuldür. Ancak yasama organı sermayenin oylarıyla değil, siyaset kurumunun oylarıyla oluşur."
İç Tüzük formülü
"Yasama organı sermayenin değil, siyaset kurumunun Anayasa'da tanımlanan oylarıyla" oluşunca, o zaman TTK veya Türk Borçlar Kanunu tasarılarında yaşanan "siyasi etkenli" gecikme sorunlarını da siyasetçinin çözmesi gerekiyor.
Ankara Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya'nın, iş dünyasının "makul" isteğini karşılayacak Geçici İç Tüzük Teklifi "siyasi gecikmeye siyasi çözüm" bulmayı amaçlıyor.
Teklifte yer alan "yasama tekniği" iktidar ile muhalefet nezdinde kabul görebilirse, sadece TTK Tasarısı değil, geçen hafta Genel Kurul'da görüşülmeye başlanan yeni Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nı "hızlandırmak" mümkün olabilecek. Hattâ, bu tasarılarla aynı "pakette" bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı'nı da…
İyimaya'nın formülü "Türk Parlâmento Hukuku"nda bir ilk… Teknik yönüyle temel yasaların Meclis süreçlerini hızlandıracak çözümleri içeriyor. Siyasi yönüyle de "…gerilimli, sıcak gündemlerin kapsamı dışında kalan yasama alanlarında siyasi partilere uzlaşma kolaylığı sağlamayı"; bu üç tasarıyı "kurumsal İç Tüzük'ün özel yasama yöntemlerini zorlaştırıcı usul baskısından kurtararak" kanunlaştırmayı ve tasarılarda kurgulanan "temel yasa mimarisinin bozulmasını önlemeyi" hedefliyor.
Temel kanunlarda yasamayı hızlandırıcı özel yöntemler, Kara Avrupası'nda Norveç, Hollanda ve İsveç dışındaki ülkelerin parlâmentolarında uygulanıyor. İyimaya'nın TBMM için önerdiği ve geçen dönemde parti gruplarına sunduğu formül önerisi "rasyonel siyaset" gereği benimsenirse, üç temel yasa Meclis'ten "rötarsız" geçebilecek. Ama, şimdiye kadar olumlu veya olumsuz bir haber yok. Demek ki "rasyonelliğe" daha zaman var!