Kanunen kabul edilmeyen gider vergisi
En başta söyleyeyim, bu ad altında ödediğimiz bir vergi yok. Ancak vergi kanunlarının kabul etmediği çok sayıda gider sonucu ödenen ciddi bir vergi var.
Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye genelinde verilen bütün kurumlar vergisi beyannamelerini topluyor ve Türkiye geneli beyanname özetini çıkartıyor. İdarenin internet sitesinde en son yıl olarak 2013 yılı beyanname özeti yer alıyor.
Gelir İdaresinin internet sitesinde yer alan beyanname özetine göre, 2013 yılında Türkiye genelinde;
- 335 bin kurum 150 milyar lira kurumlar vergisi matrahı beyan etmiş.
- 322 bin kurum 60 milyar lira kanunen kabul edilmeyen gider yapmış.
Kanunen kabul edilmeyen giderlerin (KKEG) bir kısmı zarar beyan eden şirketlere ilişkin olmalı. Dolayısıyla bu tutarın tamamı üzerinden vergi hesaplandığı söylenemez. Ancak kabul edilmeyen gider yapan şirket sayısı ve kabul edilmeyen gider tutarı çok çarpıcı ve normal değil.
Öncelikle bu kadar çok kurumun beyannamesinde kanunen kabul edilmeyen gider bulunmaması gerekir. Bu veri başlı başına yanlış bir şeylerin olduğunu gösteriyor. Kanunen kabul edilmeyen gider, sınırlı sayıdaki mükellefin beyannamesinde ve kabul edilebilir bir tutarda olmalıdır.
Bu durumun birçok nedeni sayılabilir. Birkaçına değinmekle yetinelim.
- Kötüye kullanım düşüncesinden hareketle olmalı, bazı giderlerin kurum kazancından indirilmesi kabul edilmiyor. Kötü örnekleri dikkate alan düzenleme, sonuçta bütün mükellefleri cezalandırıyor. Örneğin, otomobillere ait motorlu taşıtlar vergisi gider kabul edilmiyor. Sonuçta bu durum tek başına, neredeyse bütün mükelleflerin beyannamelerinde KKEG satırında bir tutarın yer almasına neden oluyor.
- Olağanüstü durumlarda konan vergilerin gider yazılmasına, günün koşullarında bazı gerekçelerle izin verilmiyor. Olağanüstü durum bitiyor ancak vergi ve verginin gider yazılamaması kalıcı oluyor. Bunun sonucu olarak da örneğin özel iletişim vergisi ödeyenlerin, yani bütün mükelleflerin gider yazamadığı bir gider bulunuyor.
- Vergi kanunlarından, fiskal amaç dışında bazı fonksiyonları da yerine getirmesi bekleniyor. Belli amaçlar için her alanla ilgili vergi düzenlemeleri yapılabiliyor. Bu kapsamda örneğin, sigara tüketimiyle mücadele için bu ürünlerin reklam giderlerinin, basın yayın yoluyla işlenen suçlarla mücadele için ödenen tazminatların matrahtan indirimi yasal düzenlemelerle önleniyor. Vergi düzenlemesi bazı durumlarda, vergi düzenlemesi olmaktan çıkıyor, aynı zamanda suç ve suçluyla mücadele aracı haline gelebiliyor. Bu da yaygın bir KKEG kalemi oluşturuyor.
- Her türlü para ve vergi cezaları, gecikme faiz ve zamları ile tecil faizi gider kabul edilmiyor. Zor durumda olduğunuz için vergi borcunuz düşük de olmayan bir faizle taksitlendiriliyor ama ödediğiniz faiz gider kabul edilmeyerek bir taraftan da cezalandırılıyorsunuz. Bu ödemelerin gider kabul edilmemesi, sayısız kurumun beyannamesinde KKEG tutarının olmasına yol açıyor.
- Vergi Usul Kanunu’nun değerleme hükümleriyle muhasebe standartları farklılıkları, standartlara uygun mali tablo düzenleyen şirketlerde, ticari kâr ile vergi matrahını ciddi anlamda farklılaştırabiliyor. Örneğin, vergi kanunlarının kabul etmediği karşılıklar, beyannamede çok büyük bir KKEG tutarına dönüşüyor.
- Sayılanların dışında, gerek vergi düzenlemeleriyle gerekse de başka nedenlerle getirilmiş çok sayıdaki düzenleme nedeniyle, ticari kazancın tespitinde dikkate alınmasına rağmen, vergi matrahının hesaplanmasında dikkate alınmayan çok sayıda gider kalemi ortaya çıkıyor.
KKEG yaygınlığı, birçok olumsuzluk yaratıyor. Öncelikle ticari kâr ile vergi matrahı birbirinden uzaklaşıyor. Bu durum vergi hesaplamalarını ve kâr dağıtımıyla ilgili işlemleri zorlaştırıyor.
Daha da önemlisi, şirketlerin ortak ve üçüncü kişilerle ilişkisini zorlaştırıyor. Bazı şirketlerde ticari kâr çıkmıyor ama büyük bir matrah ve vergi çıkmasına yol açıyor. KKEG vergisi dediğim işte bu. Tabi şirket ortaklarına, şirket bu kadar vergi öderken neden kâr dağıtılmadığının açıklanması gerekiyor.
Bu normal olmayan durumun, bütçe etkisinin büyüklüğü nedeniyle kısa sürede olmasa da uygun bir zaman dilimi içinde düzeltilmesinde yarar var. Bunun için de kanunen kabul edilmeyen giderleri taramak ve makul bir düzeye indirmek gerekiyor. Hem sayı hem de tutar olarak.
İkinci yapılması gereken ise vergi mevzuatının değerleme hükümlerini, vergileme ilkelerinin izin verdiği ölçüde, muhasebe standartlarına uygun hale getirmek. Bu çerçevede öncelikle vergi düzenlemelerinin kabul etmediği bazı karşılıkların, örneğin garanti gider karşılıklarının gider kaydedilmesini sağlamak gerekiyor.