Kanser savaşçısı Türk 'Uluslararası Yükselen Yetenek' ödülüne aday!
Dünyada 20, Türkiye’de ise 16 yıldır bilim kadınlarını laboratuvarlarından çıkarıp kamuoyuna tanıtmak, toplumda iyi örnekler oluşturmak amacıyla düzenlenen L’Oreal Bilim Kadınları İçin programında heyecan verici bir süreç yaşanıyor. Ülke birincileri geçtiğimiz aylarda belli olmuştu, şimdi de bu isimler arasından seçilecek birkaç bilim kadını büyük ödüller için kıyasıya mücadele yürütüyor. 9 Eylül Üniversitesi, İzmir Uluslararası Biyotıp ve Genom Enstitüsü’nden Doç. Dr. Duygu Sağ da kanser araştırma projesiyle “Uluslararası Yükselen Yetenek” ödülüne 5 kıtadan aday gösterilen 15 isimden biri oldu.
Türkiye, bugüne kadar 115 ülkeden 2 bin 800’ü aşkın bilim kadınının katıldığı yarışmanın en etkili 5 ülkesinden biri. Türk bilim kadınları, nicelik olarak henüz istenilen düzeyde değil belki ancak çalışmalarının etkinliği ve katılım motivasyonlarıyla yarışmanın öne çıkan oyuncuları arasındalar. 16 yılda 88 Türk bilim kadını ödüle layık görülerek burs desteği aldı. Bunlar arasında Prof. Ayşe Erzan, “Uluslararası Büyük Ödül”, Doç. Dr. Bilge Demirköz ve Doç. Dr. Ahu Arslan ise “Uluslararası Yükselen Yetenek” olarak uluslararası rakiplerini geride bıraktılar. Şimdi Doç. Dr. Duygu Sağ da 12 Mart’ta sonuçları açıklanacak ödülün güçlü adaylarından biri.
Tübitak teşvikiyle ABD'den getirildi
ODTÜ Biyoloji Bölümü mezunu Doç. Dr. Duygu Sağ, ailesinde birçok sevdiğini kanser nedeniyle kaybettikten sonra bu alanda çalışmalara vermiş kendini. Deneyler yapmaya daha lise yıllarında başladığını anlatan Sağ, Louisville Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden burs almaya hak kazanarak mikrobiyoloji ve immünoloji master/doktora birleşik programı için ABD’ye gittiğinde de aklında kanserle ilgili çalışmalarını derinleştirmek olduğunu belirtiyor. Amerikan Kalp Vakfı’ndan Doktora Araştırma Bursu ve çok sayıda prestijli uluslararası ödülü bulunan Sağ’ın Türkiye’ye dönmesi ise 2015’te tersine beyin göçünü sağlamak için TÜBİTAK ve AB Marie Curie Araştırma Programı sayesinde gerçekleşiyor.
Kanser immünolojisini; yani bağışıklık sistemi ile kanser hücrelerinin etkileşimini araştırıyor Sağ.
Amacının mesane başta olmak üzere kanser tedavisinde gerekli yeni ve etkili ilaçların keşfine ışık tutmak olduğunu söyleyen araştırmacı, üzerinde çalıştığı projeyi şöyle anlatıyor: “İmmünoterapinin gelecekte kanser tedavisinin ana yöntemi olacağını öngörüyorum. Son yıllarda özellikle cilt, akciğer kanseri ve lenfoma tedavisindeki heyecan verici sonuçlar immunoterapinin kanser tedavisinde yeni bir umut ışığı olmasını sağladı. Gelecekte immünoterapinin, kemoterapi ile desteklendiğinde yan etkisi daha az ve birçok kanser türü için daha etkili sonuçlar yaratacağı düşündesindeyim.”
İlk kez online başvuru kabul ediliyor
Yurt dışında bu yarış sürerken UNESCO işbirliğiyle düzenlenen Bilim Kadınları İçin programının 2018 süreci hız kesmeden devam ediyor. L’Oreal Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü Bige Mercan, daha önce UNESCO aracılığıyla alınan başvuruları bu yıl online sistem üzerinden kabul ettiklerini vurguluyor. Mercan bu değişikliğin amacını ise ‘tüm dünyada bir bilim kadınları bilgi ağı kurmanın ilk adımını atmak’ olarak açıklıyor. “Birçok bilim kadını başvuruyor ancak belli aşamayı geçenler veri bankamızda kalıyordu. Oysa şimdi başvurular online hale gelince tüm dünyadaki bilim kadınlarını tespit edip, onları bu ağ sayesinde birbirine bağlamayı hedefl iyoruz” diyor Mercan.
Anadolu üniversiteleri önde
Yarışmanın 2018 ayağı için Türkiye’den şimdiden 40 bilim kadınının başvurduğunu söyleyen Mercan, Anadolu’da görev yapan akademisyenlerin daha çok ilgi gösterdiklerini ifade ediyor. Mercan, “Bu bizi daha da çok heyecanlandırıyor çünkü asıl amacımız kendi kabuklarında muhteşem işler yapan bilim kadınlarının seslerini duyurmak” diyor. L’Oreal bu amaçla bilimin daha küçük yaşlardan itibaren özendirilmesi için önümüzdeki aylarda Türkiye’de yeni bir proje başlatmaya hazırlanıyor. Hedef, sekizinci sınıftan itibaren bilimi öğrencilerin hayatına sokacak bir yaklaşımı oturtmak.
Türk bilim kadını sayısı 10 yılda 2 kat arttı
Bilim dünyasında kadınların yeri global anlamda çok gerilerde. Bilimsel alanda her 3 araştırmacıdan yalnızca biri kadın ve bilimsel yüksek akademik pozisyonların sadece yüzde 11’inde kadınlar bulunuyor.
L’Oréal’in önceki yıl Boston Danışma Grubu ile birlikte bilim sektöründeki kadınların pozisyonuyla ilgili yayımladığı uluslararası raporun sonuçlarına göre son 10 yılda kadınların bilimsel araştırmalardaki oranı yalnızca yüzde 12 arttı.
Bilim kariyerinin her aşamasında kadınlar erkeklere oranla daha az temsil ediliyor. Lisede bilim konusunda uzmanlaşmak isteyen kadın oranı yüzde 50 iken üniversitede yüzde 32’ye, master aşamasında yüzde 30’a ve doktorada yüzde 25’lere düşüyor. Bilim alanındaki araştırmacıların sadece yüzde 30’u, Nobel ödülü kazananların ise yüzde 3’ü kadın. 2015 UNESCO raporuna göre ise Türkiye’de 10 yılda bilim kadını sayısı 2 kat arttı. Bilim alanında kadınların payı yüzde 36.
Büyük ödül 100 bin euro
L’Oréal -UNESCO işbirliğiyle uluslararası platformda yürütülen “Bilim Kadınları İçin” Programı Turkiye’de her yıl üçü yaşam bilimleri, üçü de malzeme bilimleri alanlarından olmak üzere toplam 6 genç bilim kadınına veriliyor. Ödül alanların her birine birer yıllık araştırma bursu sağlanıyor. Programa başvurmak için adayın TC vatandaşlığının yanı sıra doktora derecesi alması, bilimsel yeterliliğini kanıtlamış olması, Türkiye’de gerçekleştirilmek kaydıyla proje süresinin bir yılı geçmemesi ve adayın 40 yaşından gün almamış olması gibi kriterler gerekiyor. Son başvuru tarihi ise 18 Şubat 2018 olarak belirlenmiş. https:// www.forwomeninscience.com/tr adresi üzerinden başvuru yapılabiliyor. Projenin yaratıcılığı, bilimsel yeterliliği, yenilikçiliği, uygulanabilirliği dikkate alınarak UNESCO tarafından değerlendirilen başvurular sonrasında ulusal ödülü kazanan altı kişiye 50’şer bin TL, “uluslararası yükselen yetenek” seçilen isme 15 bin euro, bunun da üzerinde “Laureates” seçilen beş kişiye ise 100’er bin euro ödül veriliyor. Programın ilk gününden bu yana 275 yükselen yetenek ve 97 Laureates ödül aldı.