Kanatlanıp güneşlere uçalım
Sevgili Okuyucular,
Bugün, yeni bir yılın ilk günü.
Size sıradan şeyler söylersem saygısızlık etmiş olurum. Sıra dışı şeyler söylersem, günün umuda olan ihtiyacına ters düşecek sözlerden korkarım.
Hem umudu diri tutup, hem hayatın öz gerçeğini anlatma, çok büyük yazı insanlarının işi… Haşa öyle bir iddianın da sahibi değiliz…
Bilgi üretimi, saklanması, akışı hızlandıkça mesajların yaşama zamanı da kısalıyor.
Bu satırları tam bir hafta öncesinde Kandilli'de bir yazlık bahçede Boğaz'ın oynak sularını seyrederken yazıyorum. Yayınlandığı gün, değerinden çok şey aşınmış olabilir; günceliğin çeperlerine doğu itilebilir.
Bu satırları yazan insan, yetmiş yaşının kapı tokmağına elinin uzandığının da farkında…
Boğaz sularının derinliklerini izlerken konup göçtüğü gök kubbe altında ne kadar hoş seda bıraktığını sorgulayacak yaşta…
Bizim kuşağın, bizden öncekilere göre şanslı olduğuna inanıyor. Biz doğup büyüdüğümüz köylerden çıkıp, kentlerin içinde uygarlığın derinliklerine yürürken, her adımımızda yol kat ettik.
Babalarımızın ve dedelerimizin hiç biri bizim yaptığım işleri yapmadı.
Anadan, atadan hiç kimse ile yarışımız olmadı. Bizler hep kendimizi aşarak bir yerlere doğru ilerledik. Bu inanılmaz bir şanstı. Babayla yarış halinde olmamanın ne büyük şans olduğunu hiç düşündünüz mü?
Şimdiki gençlerin, genç kuşakların işi çok daha zor… Önce babalarını aşacaklar… Ağabeylerini geçecekler… Okul arkadaşlarını geride bırakacaklar… Hep yarış edecek, hep kazanacaklar ki içlerinde büyük boşluk dolabilsin.
Kadim Çin'de önemli beddualardan biri, "…Tanrı seni olağanüstü dönüşüm dönemlerinde yaşatsın!" dermiş… Biz hiç olmazsa yarı ömrümüzü klasik sanayileşme döneminin standartları içinde geçirdik… Gençlerimiz ise her şeyin alt üst olduğu, değerlerin aşındığı, kuramların yetmez hale geldiği, her şeyin çözüldüğü ve yeniden örüldüğü bir dönemden geçiyorlar…
Dilerim işleri bizden kolay olsun. Nice mutlu ve sağlıklı yıllar önlerine ipek halılar gibi serilsin…
Gelin yine de yaşamın sürüp gittiğini unutmadan, yılın bu ilk günde kendimize şöyle seslenelim:
İrade dik dursun,teslim olmasın
"Ya bir yol bulalım, ya yol açalım"
Düşlerimiz tökezleyip düşmesin
Korkuyu yenelim, güven seçelim
Bir çobanın eğer niyeti varsa
"Tekeden süt sağar gönlü dilerse"
İnsanoğlu iyi şeyler umarsa
Dağlar düz yol olur,hemen geçelim
Kin tutma ki yüreğine yük olur
Zihnin gölgelenir fikrin yok olur
Tökezlersen yol gösteren çok olur
Özgüvenle kendimizi aşalım
Dönmez geri, şu ağızdan çıkan söz
Rutubette çürümezmiş sağlam öz
Bize gerek derinliğe bakan göz
Derinlikler diyarına göçelim
Boş dönülmez nice yollar var imiş
"İçimize yolculuktur doğru iş"
Kendimizi sorgulamak erdemmiş
İyilik ekip güzellik biçelim
Gülağa der,bugün yılın ilk günü
İnsanlık da unutmalı hüznünü
Kutlamalı içtenlikle bugünü
Kanatlanıp güneşlere ulaşım