Kamyoncu deyip geçme, üretmekten vazgeçme..
Yazımın başlığını bu kez bir kamyoncu yazısından esinlenerek koymak istedim..
Ekonominin yaklaşık %15'lik kısmını karşılayan Çayırova, Darıca ve Gebze ilçelerinin oluşturduğu bölgede ulaşımın kolay olması, hammadde ve pazar sıkıntısının olmamasının da etkisiyle Türkiye'nin İlk 500 dev fabrikanın yaklaşık %17'si burada, bölgede 13 OSB faaliyet gösteriyor.
Lojistik ve antrepo şirketi ile yüzlerle ifade edilecek sayıdaki nakliyat şirketleri ile ülkemizin ihracat ve iç pazara yönelik nakliye hizmetlerinin en yoğun yaşandığı bu alanda binlerce TIR ve kamyon sürekli hareket halinde.
Kocaeli Valiliği Komisyon Raporu'na göre; bölgedeki limanlardan çıkan ağır tonajlı taşıtların, TEM Otoyolu ve D-100 Karayolu'ndaki araç yoğunluğunun yüzde 35'ini oluşturduğu, limanlara yük getiren araçların da yüzde 96.42'sinin sanayi alanlarından geldiği, limanlardan taşınan yüklerin yarısından fazlasının sanayi ve üretim alanlarına, geri kalan ve oluşan yoğun ticaret sonucu bölgeden Türkiye'nin her yerine nakliye hizmeti yapılmakta.
Kocaeli Valiliği ve Gebze Belediyesi'nin ortak çalışması ile "yap-işlet-devret" esasına dayalı proje ile bölgedeki TIR ve kamyonların park sorununa çözüm bulan, şoförlerin insanca yaşayacağı ve hizmet alabileceği bir alan yaratılmış.
Gebze'de TEM ve E-5 yakınında konuşlandırılan Marmara Nakliyeciler Terminali, 2003 yılından beri bu açıdan önemli bir hizmet veriyor.
Geçtiğimiz hafta projenin gerçekleşmesinde emeği geçen gazeteci arkadaşım Murat Ören'in önerisi üzerine terminali görmeye gittik, mekanları birlikte dolaştık şoförler ve işletmecisiyle konuşma olanağını bulduk.
Türkiye'nin ruhsatlı ve ilk T3 belgeli, 800 araç kapasiteli ve 150'yi aşkın lojistik ve nakliye firmasının ofisinin yer aldığı terminalde araçların biri girip diğeri çıkıyordu, hareketlilik gerçekten şaşırtıcıydı , bir başka manzara da kahvehanelerde ve lokantalarda yüzlerce şoför iş almayı bekliyordu.
İşin yoğunluğu ve yük durumuna göre terminalde ortalama 2-8 saat arası park eden araçların giriş-çıkışındaki yoğunluk bir anlamda ekonomik canlılığın da bir göstergesi.
Terminaldeki yoğunluğa karşın konuştuğumuz şoför esnafı alabildiğine dertli...
En çok şikayet konuları ise maliyetlerin yüksekliği, pahalılık ve rekabet nedeniyle nakliye bedellerinin düşük olması.
Örneğin, Çorum'a henüz yük aldığını belirten bir kamyon şoförü, "Evime gittiğimde cebimde kalacak para 125 lira. Kamyona bindiğin andan itibaren her şey maliyet, yemek, çay, dinlenme, mazot her şey para. Bunun yanında bir de bakmak zorunda olduğum 6 kişilik bir ailem var, aldığım para belli, harcayacağım yerler belli.
Gece gündüz hiçbir güvencemiz olmadan direksiyon sallıyoruz, zaman geliyor 3 haftada bir eve uğrayabiliyorum" diyor.
Ağrılı bir şöför ise, "Bizim işte rekabet had safhada , mazot çok pahalı on numara yağ kalitesiz, motora zararlı hepimiz biliyoruz ancak fiyatı uygun" diyerek çaresizliğini anlatıyor.
Bir-iki derken birden çevremizde onlarca şoför birikiyor,hepsinin sorunu aşağı yukarı aynı. Kimi araçının kredisini ödeyemediği için hacizle karşı karşıya, kimi kredi kartlarını ödeyemediği için zor durumda, lastikler, yedek parça, servis pahalı derken kimi de trafik cezalarından şikayetçi.
Ancak dikkatimi çeken önemli bir nokta: Konuştuklarımızın tamamı çocuklarını okutmak için hiçbir masrafdan kaçınmamaları.
İşletme tarafında ise, terminali işleten şirketin yönetim kurulu başkanı Muhammed Akif Kaymak, 40 personelle 24 saat hizmet verdiklerine dikkat çekerken, "Terminalimiz önemli bir işlev görüyor. Türkiyede kamyoncularımızın hizmet ve iş aldıkları en işlevsel terminali durumunda. Ancak kapasitemizi taleple doğru orantılı artıramıyoruz, burayı sıradan bir kamyon garajı gibi değerlendirmek istiyorlar ama hiç ilgisi yok.
Mescidiyle, duşlarıyla, sosyal donatı alanlarıyla , güvenliği ve iş alabilme kapasitesi ile batılı standartlarda bir yer" diyor.
Terminal sağladığı nakliye kolaylığı ile sanayimize destek olduğunu kaydeden Akif Bey, terminalin insan odaklı, bir trafik projesi, bir çevre projesi, çok önemli bir kitleye hitap eden bir sosyal proje olduğunu söylüyor.
Kişisel görüşüm de Akif Beyle örtüşüyor, merkezi ve yerel yönetimler bu tür çağdaş projelere destek olmalılar.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar