Kamuda taşıt saltanatı kanun ihlalinin bir sonucudur

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Ahmet ARSLAN - Denetçi, MBA, CPA

Enflasyonla mücadele için ekonomi yönetimin kamu harcamalarında kontrol ve tasarruf çabasında bulunduğu şu günlerde kamuda taşıt saltanatının devam etmekte olması garip bir görünüm arz etmektedir.

Kamuoyunda sanıldığının aksine kamuda taşıt saltanatı kanunların verdiği hak ve imkanların bir sonucu değil, bilakis kanunların ihlalinin sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Burada kastedilen kanunların en başında 237 sayılı Taşıt Kanunu gelmektedir. Söz konusu kanun kamu idarelerinin taşıt edinmesini, kullanımını ve elden çıkarılması hususlarını düzenlemektedir. Kanun bakanlıkların yanı sıra üniversiteler gibi özel bütçeli idareleri belediyeleri, il özel idarelerini ve hatta bütün bu idarelere ait şirketleri ve işletmeleri kapsamaktadır.

Uygulamada aşağıda başlıklar halinde irdeleyeceğimiz hususlar bu kanuna aykırı eylem ve işlemlerin ne derece ciddi olduğunu açıkça göstermektedir.

1. Bakanlıklarda makam amaçlı taşıt kullanım hakkı yasal olarak sadece bakanlara ve bakan yardımcılarına verilmiştir.

Makam amaçlı taşıt kullanımı kamu idarelerine ait taşıt aracının kamu görevlisinin ikametgahına götürülüp getirilmesi ve diğer şahsi ihtiyaçları için kullanılmasını ifade etmektedir. Hizmet amaçlı taşıt kullanımı ise kamu idarelerine ait taşıt aracın resmi toplantı, görüşme, inceleme, kontrol vb. amaçlarla kullanılmasıdır.

Taşıt Kanunu'na (Kanuna ekli cetvellere) göre; sadece bakanlar, yüksek yargı organlarının başkanları, müsteşarlar (yeni yönetim sisteminde bakan yardımcıları), valiler, kaymakamlar gibi kurumun en tepesinde bulunan kamu görevlileri kamu taşıtlarını makam amaçlı olarak kullanabilirler. Hatta bu amaçla kullanılacak taşıt aracı sayısı (1) olup, bu aracın da en az 5 yıl süreyle kullanılması zorunluluğu bulunmaktadır.

Dolayısıyla genel müdürlerin dahi makam amaçlı taşıt aracı kullanma hakkı bulunmamaktadır. Oysa, uygulamada özellikle bakanlıklarda daire başkanları ve hatta şube müdürlerinin bile kamuya ait araçları makam amaçlı olarak kullandıkları sıkça görülmektedir. Kamuya ait araçların şahsi amaçlar için kullanımı bu araçların kamu görevlilerinin aile fertlerinin ihtiyaçları ve hatta sahil yerlerinde kamu görevlisinin yazlık yerlerine götürülüp getirilmesine varan ölçüde yaygın şekilde mevcuttur.

2. Her kurum hizmet amaçlı olarak yalnız birer hizmet aracı bulundurabilir.

Hizmet amaçlı olarak bu taşıt araçları ihtiyaca göre Station Wagon binek, kaptıkaçtı tiplerinden biri olabilir.

3. Kurumların taşıt ihtiyaçlarını hizmet alımı (kiralama) suretiyle karşılamaları esastır.

Kurumların taşıt ihtiyaçlarını hizmet alımı (kiralama) suretiyle karşılamaları esas olmakla birlikte bu şekilde temini mümkün olmayan, ekonomik bulunmayan veya sağlık, savunma ve güvenlik gibi nedenlerle hizmet alımı suretiyle karşılanması uygun görülmeyen taşıtlar diğer yollarla edinilebilir.

4. Kamu idareleri sadece yerli üretim taşıt aracı satınalabilir veya kiralayabilir.

Kamu idarelerinin satın alacakları taşıt araçlarının bedelleri yılı bütçe kanunlarında sınırlandırılmış olmakla birlikte söz konusu sınır kiralama yoluna başvurulması yoluyla yapılan taşıt ediniminde aşılabilmektedir. Satınalınan taşıt araçları resmi (siyah) plakalı iken kiralama veya tahsis yoluyla kullanılan taşıt araçları özel plakalıdır.

Kiralama yoluyla taşıt edinimi de 237 sayılı Kanun'a istinaden yayımlanan 237 sayılı Taşıt Kanunu Kapsamında Edinilecek Taşıtların Menşei, Silindir Hacimleri ve Diğer Niteliklerinin Belirlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararı ile Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas ve Usuller’de düzenlenmiştir.

Söz konusu mevzuata göre; Kanuna ekli cetvelde sayılanlar (bakanlar, yüksek yargı organlarının başkanları, müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar) dışındakiler tarafından ve sadece hizmet amaçlı olarak kullanılmak amacıyla satınalma veya kiralama yoluyla edinilebilecek taşıtların motor hacminin 1600 cc’yi geçmesi veya yabancı menşeli taşıt olması yasal olarak mümkün değildir.
Oysa uygulamada yukarıda belirtilen makamdakiler dışındaki kamu görevlilerine tahsis edilen taşıt araçlarının Volkswagen Passat, Audi ve hatta Mercedes gibi hem motor hacmi 1600 cc’yi geçen hem de tamamen yabancı menşeli araçlar olduğu görülmektedir.

5. Kamu idareleri bankalardan ve ilişkili dernek ve vakıflardan bağış şeklinde (promosyon amaçlı) bile olsa taşıt alamazlar.

Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği'nde yer alan düzenlemelere göre; kamu idareleri nakit mevcutlarını bulundurdukları bankalardan bedelsiz veya tahsis şeklinde bile taşıt aracı edinemez. Bu idareler bankalardan sadece faiz ve kâr payı alabilir.

Aynı şekilde, 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum Ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun'a göre; kamu hizmetlerinde kullanılan araç ve gereçlerin bu kanun kapsamındaki dernek ve vakıflardan temin edilmesi istenemez. Her ne kadar, bedelsiz araç ediniminin kamuya kaynak kazandırdığı düşünebilse de genellikle ihtiyaç bulunmadığı halde alınan bu araçlara ait yakıt, bakım onarım, şoför vb. masrafların fayda maliyet açısından kamuya ciddi maliyeti bulunmaktadır.

6. Kiralanan taşıtların aylık kiralama bedelinde sınırlama bulunmaktadır.

Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas Ve Usullere göre; Kiralanan araçların aylık kiralama bedeli Kasko değerinin %2’sini aşamaz.

7. Kanuna aykırılık TCK’ya göre suç oluşturmakta ve tazmin gerektirmektedir.

Kanunun yaptırımlara ilişkin maddesine göre; kanun hükümlerine aykırı davranan kamu görevlileri hakkında bir seneye kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu yüzden hasıl olan masraf ve zararlar genel hükümlere göre kendilerine tazmin ettirilir. Tekerrürü halinde verilecek hapis cezası iki aydan aşağı olamaz.

Sonuç;

Kanunun yukarıda belirtilen açık hükümlerine göre kanuna aykırı davranılmasının birçok nedeni bulunmakla en başta gelen nedeni “Kimse fark etmiyor”, “kimse bir şey demiyor” anlayışı yani kontrol ve denetim eksikliğidir. Bununla birlikte, taşıt kullanımında savurganlığın geldiği nokta vergi mükelleflerinin vergileriyle finanse edilen kamu kaynaklarının düzgün kullanıldığına ilişkin olarak halkın güvenini aşındırmaktadır.

Bu nedenle, kamu kaynaklarında tasarruf sağlanması yönündeki ekonomi yönetiminin politikasının kamudaki taşıt araçlarının envanterinin çıkarılarak kullanım şekillerinin tespit edilmesini kapsaması ve özellikle Sayıştay ve devletin diğer denetim birimlerinin evrak ve hesap incelemelerinin dışında idareye taşıt aracı ve diğer kaynakların usulüne uygun ve efektif şekilde kullanılıp kullanılmadığı hususuna odaklanması gerekmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar