Kamu ve özel sektör işbirliği her alanda yükseliyor
Merkezi ABD'de bulunan düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nin bu yıl sekizincisini düzenlenlediği İstanbul Zirvesi’nin teması “Çalkantılı Bölgede Transatlantik Uzlaşmayı Güçlendirmek” olarak belirlendi.
Bu seneye kadar sadece enerji konusuna odaklanan zirvenin bu seneki farkı, İstanbul Zirvesi olarak düzenlenmesi ve küresel ekonomide yaşanan gelişmeleri de masaya yatırıyor olması. 45 ülkeden temsilcilerin katıldığı zirvenin ilk gününde, altyapı yatırımları ve büyümenin desteklenmesi için son dönemde önem kazanan PPP (Kamu Özel İşbirliği) modeli masaya yatırıldı.
Ulaştırma, Denizcilik Ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türkiye’nin PPP projelerinde çok önemli bir ilerleme kaydettiğini ifade etti ve “Önceliğimiz bölgedeki ana ulaşım koridorlarını tamamlayan projeler” dedi. Arslan’ın yorumları şöyleydi: “Tüm projeler, büyük fotoğrafın birer parçası olarak planlanıyor. Bugün bu projelerle 1.5 milyar insana ulaşıyoruz. Bu nüfusun temsil ettiği gelir 31 trilyon dolar. Hedefimiz ulaşım ve ticarette bu gelirden pay almak. Son 14 yıl içinde ulaştırma projelerine 100 milyar dolar yatırım gerçekleştirdik. Tüm bu yatırımları kamu kaynağı ile yapabilirdik; fakat özel sektörün dinamiklerinden faydalanarak katma değer yaratıyoruz. Şu anda devam etmekle olan yeni PPP yatırımları 10 milyar dolara ulaşıyor. Kamu Özel İşbirliği projelerinde Türkiye çok başarılı bir model oluşturuyor. Kanal İstanbul için finans modelleri üzerine çalışıyoruz. Yaptığımız projelere inanıyoruz ve bu nedenle güvence veriyoruz. Bu modeli uygulamaya devam edeceğiz.”
Enerji jeopolitiğinin parametreleri değişiyor
Atlantik Konseyi’nin önemli bir oturumu da küresel enerji pazarındaki yapısal değişikliğe odaklandı.
Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol, “ABD'nin kaya gazı ve petrol sektörü, elektrik piyasasını etkilemekle kalmıyor, tüm enerji jeopolitiğinin parametrelerini yeniden tanımlıyor” derken, şu yorumları yaptı: “Enerjinin dönüşümü hız kazanıyor. Güneş enerjisi gelişiyor. Rüzgar sisteme dahil oluyor; yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetleri düşüyor. Son beş yılda UEA üyelerinin gerçekleştirdiği enerji üretimi, OPEC ülkelerini geride bıraktı. Çin ve Hindistan gibi gelişen pazarların Uluslararası Enerji Ajansı ailesine dahil edilmesi de önümüzdeki dönemin önceliği olmalı” dedi.
Özel sektör yatırımları desteklenmeli
Enerji sektöründe yatırımları çekmek için özel sektörün daha fazla devreye girmesi; kamu özel işbirliklerinin artması gerektiğinin altı çizilen oturumda, “Küresel Enerji Mimarisi Reformu” başlıklı rapor da paylaşıldı. Rapor, mevcut küresel enerji manzarasını şöyle özetliyor:
• Dünya genelinde enerji yönetimi parçalanmış durumda. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) ve Birleşmiş Milletler gibi kurumlar yeterince etkin değil. Çin ve Hindistan gibi büyük enerji güçlerinin bu kurumlarla işbirliği olması gerekiyor. UEA’nın bütçesini artırması ve kapasite yaratmaya daha fazla odaklanması gerekiyor. Bu kurumların özel sektör yatırımlarını da desteklemesi önemli.
• Enerji politikaları ve yönetimine yönelik uluslararası konsensüs yeterince güçlü ve istikrarlı değil. Çin, uluslararası uzlaşmalara dahil olmak yerine ikili anlaşmaları tercih ediyor. Avrupa ve AB ülkeleri arasında da enerji politikaları öncelikleri büyük farklılıklar gösteriyor.