Kamu 'özel'e kaynak bırakmadı
Yeni ekonomi yönetiminin on ayında Hazine, 1 trilyon liralık geri ödemeye karşılık 1,5 trilyon liralık yeni iç borçlanmaya gitti, borç çevirme oranı % 142,7 oldu.
Yeni ekonomi yönetimi, temel hedefi enflasyonla mücadele olan programda kararlılığını korurken, yüksek boyutlardaki kamu borcunun çevrilmesi ve hızla büyüyen kamu açıklarının finansman ihtiyacı dolayısıyla Hazine’nin on ayda gittiği rekor borçlanma, özel sektörün piyasalardan dışlanması demek olan “crowding out” etkisine yol açtı.
Hazine, net borçlanmasının rekor hızla arttığı Haziran 2023 başı ile bu yılın mart sonu arasındaki dönemde, kamunun borç verilebilir fonların büyük bölümüne el koyması, özel sektörün üretim ve yatırımlarının finansmanı için ihtiyaç duyduğu kaynaklardan yoksun kalmasının göstergesi niteliğindeki Hazine “iç borç çevirme oranı” ortalama yüzde 142,7 ile rekor bir düzeyde gerçekleşti. Merkezi yönetim borcunun da hızla büyüdüğü söz konusu dönemde iç ve dış toplam borç stoku net 2,8 trilyon liralık büyüme ile 7,5 trilyon liraya ulaştı.
On aydaki itfa ve borçlanmalar
Yeni ekonomi yönetiminin iş başında olduğu son on aylık dönemde Hazine 600,5 milyar lirası anapara ve 417,9 milyar lirası faiz olmak üzere toplam 1 trilyon 18,4 milyar liralık iç borç geri ödemesi gerçekleştirdi. Hazine, aynı dönemde yeni devlet iç borçlanma senedi ihraçları ile toplam 1 trilyon 453,8 milyar liralık iç borçlanmaya gitti.
Hazine’nin bu sürede aylar itibarıyla hep 100’ün çok üzerinde seyreden ve özellikle Aralık 2023’te yüzde 273,4’le en yüksek düzeyi gören “iç borç çevirme oranı”, on ayın ortalamasında yüzde 142,7’ye geldi. Buna göre borçlarını çevirmek ve açıklarını kapamak için piyasaya ödediğinden çok daha fazla borçlanan kamu, özel sektörün üretim ve istihdam yaratacak yeni yatırımları için ihtiyaç duyduğu kaynakların büyük bölümüne el koymuş oldu.
7,5 trilyonluk rekor borç stoku
Hazine’nin aylar itibarıyla yüklü tutarlarda net borçlanmaya gitmesi, merkezi yönetim borç stokunu rekor bir düzeye taşıdı. Mayıs 2023 sonunda 4 trilyon 736 milyar lira olan merkezi yönetimin iç ve dış toplam borç stoku, bu yılın mart sonu itibarıyla 7 trilyon 499,8 milyar liraya kadar yükseldi. On ayda toplam borç stokunda yüzde 58,4 oranında 2 trilyon 763,8 milyar liralık net artış yaşandı.
Toplam dövizli borç 4,8 trilyon TL
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre mart sonu itibarıyla merkezi yönetim borç stokunun 3 trilyon 572,4 milyarını iç borçlar, TL cinsinden karşılığı olarak 3 trilyon 927,4 milyar liralık bölümünü de dış borçlar oluşturuyor. Haziran başı mart sonu arasındaki dönemde iç borçlar yüzde 52,1 oranında 1 trilyon 224,3 milyar lira, dış borcun TL cinsinden karşılığı da kur farkları ile birlikte yüzde 64,5 oranında 1 trilyon 539,5 milyar liralık net artış kaydetti.
Her 100 TL borcun 64’ü döviz cinsi
Mart 2024 itibarıyla merkezi yönetimin iç borç stokunun 2 trilyon 712,5 milyar liralık bölümü TL cinsi ihraçlar kaynaklı olurken, dövize dayalı ihraçlarla oluşan iç borç bakiyesinin TL karşılığı da 859,9 milyar lira düzeyinde bulunuyor.
Böylece döviz cinsi iç borçlar ile 4 trilyon liraya yaklaşan dış borçlar toplamının TL cinsinden karşılığı 4 trilyon 787,3 milyar liralık bir büyüklük oluşturuyor. Buna göre kamu borç stokunda yüksek oranda bir “dolarizasyon” yaşanıyor ve bu da kurlarda yükseliş olasılığında yüksek düzeyde ek kur farkı riskini barındırıyor. Dövize dayalı borç stokunun TL cinsinden tutarında son on aydaki net artışın yüzde 61,6 oranında 1 trilyon 825,5 milyar lira olduğu dikkati çekiyor.
Merkezi yönetimin iç ve dış olmak üzere dövize dayalı toplam borcunun TL cinsinden karşılığının toplam borç stokundaki payı mart sonu itibarıyla yüzde 63,8’e yükseldi. Başka deyişle Hazine’nin geri ödemekle yükümlü olduğu her 100 liralık borcun yaklaşık 64 lirası döviz cinsinden.
Bu denge on yıl önce her 100 liralık borçta 31 liralık döviz borcu şeklindeydi. Pandemi öncesi 2019 sonu itibarıyla yüzde 49,7’ye ulaşan dövizli borç oranı, 2021 sonunda yüzde 66’ya kadar çıkmış, 2022 sonunda yüzde 65,5, Mayıs 2023 sonu itibarıyla yüzde 62,5, Aralık 2023 sonu itibarıyla yüzde 64,2, bu yılın ocak sonunda yüzde 63,4 ve şubat sonunda da yüzde 63,5 olmuştu.
“Crowding in-out” etkisi nedir?
Bir dönemde gerçekleştirilen iç toplam borçlanma tutarının aynı dönemde yapılan iç borç anapara ve faiz ödemeleri toplamına bölünmesiyle elde edilen orana, “iç borç çevirme oranı” deniyor. İç borç çevirme oranının 100’ün altında kalması, Hazine’nin piyasaya yaptığı borç geri ödemesinden daha az tutarda borçlandığını ve böylece piyasaya para bıraktığı anlamına geliyor.
Devamında iç borç stokunda küçülmeyi beraberinde getirecek olan bu durum, faizlerde gerileme ve özel kesime de borçlanma piyasasından daha fazla yararlanma imkânı sağlıyor. Özel kesimin borçlanma piyasasından yararlanma olanağının artmasına uluslararası ekonomi terminolojisinde “crowding in etkisi” deniyor. Hazine’nin iç borç çevrime oranının 100’ün üzerine çıkması ise piyasaya yaptığı geri ödemeden daha fazla tutarda piyasadan borçlanması, bu da özel sektörün kullanabileceği kaynaklara el koyması anlamına geliyor.
İç borç çevrime oranının yükseldiği süreçlerde kamunun borç stoku büyürken, aynı zamanda özel kesim de piyasada daha az borçlanabiliyor ve dolayısıyla daha az yatırım yapabiliyor. Borç verilebilir fonların büyük bölümüne kamu kesiminin talip olması, faiz düzeyinin de yükselmesine yol açıyor. İç borç çevirme oranının yükselmesi, özel kesimin borçlanma piyasasından dışlanması sonucu doğuruyor ve buna da “crowding out etkisi” adı veriliyor.