Kamu idarelerinde soft money (yumuşak para) olayına dikkat!

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

AHMET ARSLAN - Denetçi, SM Mali Müşavir

Bilindiği üzere, kamu idareleri vergi, harç veya mal ve hizmet satışlarından sağlanan gelirlerle harcamalarını finanse etmektedir. Bununla birlikte, gerçek veya tüzel kişiler tarafından çeşitli nedenlerle kamu idarelerine bağış, hibe, promosyon şeklinde bağış ve yardım yapılabilmektedir. Söz konusu gelirler gönüllü ve karşılıksız olduğu için bunların belli yasal düzenlemeler doğrultusunda belgelendirilmesi, kayıt altına alınması ve harcanmasında bazı yanlışlık ve eksiklikler bulunmaktadır.

İşte kamu idarelerine yapılan ve ilgili yasal mevzuata uygun şekilde harcanmayan söz konusu parasal tutarlar “soft money” yani yumuşak para olarak adlandırılabilir. Bazı kamu idarelerinin şahıslar tarafından yapılan bağışları bütçe mevzuatına göre gerçekleştirilemeyecek kurumsal harcamalar veya temsil ağırlama adı altında şahsi harcamalar için kullandıkları ve hatta söz konusu bağışların kamu görevlilerinin şahsi hesabına geçirildiği görülmektedir. Söz konusu durumun adli, idari ve mali sonuçları bulunmaktadır.

Kamu idarelerine yapılan nakdi ya da ayni bağışlar nasıl kaydedilmelidir?

Kamu idarelerine yapılan bağışlar nakdi yani paranın kamu idaresinin veznesi ya da banka hesabına yatırılması şeklinde olabileceği gibi ayni yani taşınır ya da taşınmaz malın kamu idaresine hibe edilmesi şeklinde de olabilmektedir. Yapılan bağışın şekli ne olursa olsun bu bağışın alındı ya da ayniyat teslim-tesellüm belgeleriyle belgelendirilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde bağışın ya kamu idaresi adına açılan banka hesabına yatırılması ya da kamu idaresinin muhasebe yetkilisi eliyle tahsil edilmesi gerekir.

Zira 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Bağış ve yardımlar” başlıklı 40’ıncı maddesine göre;

• Herhangi bir gerçek veya tüzel kişi tarafından, kamu hizmetinin karşılığı olarak veya kamu hizmetleriyle ilişkilendirilerek bağış veya yardım toplanamaz, benzeri adlar altında tahsilat yapılamaz.

• Kamu idarelerine yapılan her türlü bağış ve yardımlar gelir kaydedilir. Nakdi olmayan bağış ve yardımlar, ilgili mevzuatına göre değerlemeye tâbi tutularak kayıtlara alınır.

• Kamu yararına kullanılmak üzere kamu idarelerine yapılan şartlı bağış ve yardımlar, bütçede açılacak bir tertibe gelir ve şart kılındığı amaca harcanmak üzere açılacak bir tertibe ödenek kaydedilir. Bu ödenekten amaç dışında başka bir tertibe aktarma yapılamaz. Söz konusu kanuna göre ister nakdi isterse de ayni olsun alınan her türlü bağışın kamu idaresine gelir kaydedilmesi gerekmektedir. Hibe edilen taşınır mallar için taşınır işlem fişi düzenlenerek bunların kurumun envanter kayıtlarına alınması gerekir.

Öte yandan, şartsız bağışların kamu idaresinin banka hesabındaki ortak havuza kaydedilmesi, şartlı bağışların ise kamu idaresinin banka hesabına aktarılmakla birlikte bağış miktarı kadar özel ödenek tahsisatının yapılması gerekmektedir. Şartsız bağışlar herhangi bir amaca özgü olarak yapılmadığından bu bağışlardan belli amaçlar için harcama yapılması yasal olarak mümkün değildir. Bağış olarak tahsil edilen gelirlerin kaydı kadar bunların harcanmasının da ilgili yasal düzenlemelere göre gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Zira 5018 sayılı Kanuna göre kamu idarelerine yapılan bağışlar da kamu kaynağı mahiyetindedir. Söz konusu gelirlerden harcama yapılacaksa 657 sayılı Kanun, Harcırah Kanunu, Kamu İhale Kanunu gibi harcama mevzuatına uygun şekilde hareket edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Bağışlar kamu idaresine mal edilmezse rüşvet veya zimmet suçunun oluşmasına sebebiyet verebilir! Kamu idaresiyle ilgili bir işin görülmesi için şahısların yaptığı bağışın kamu idaresi yerine kamu görevlisinin hesabına yatırılması 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre rüşvet suçunu oluşturduğu gibi kurumsal ihtiyaçlar için kamu idaresine yapılan bağışın kamu görevlisi tarafından kurumsal ihtiyaçlar için harcanmayıp şahsi ihtiyaçlar için harcanması yani kendisinin veya başkasının (şahıs ya da dernek, vakıf vb) şahsi hesabına geçirilmesi (mal edinilmesi) zimmet suçunu oluşturabilecektir. Mal edinilen varlığın nakit ya da taşınır mal olmasının bu suçun oluşması açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, kamu idaresine yapılan bağışlardan kamu idaresinin hesabına mal edilmeyen tutarlar 5237 sayılı Kanun’a göre suç teşkil etse de etmese de bunlar 5018 sayılı Kanun’a göre ilgililerden kamu zararı olarak tahsil edilip kamu idaresinin bütçesine kaydedilir. Bağışlardan yapılan harcamaların usulüne göre gerçekleştirilmemesi halinde nasıl işlem yapılır Kamu idaresine yapılan bağışların ilgili harcama mevzuatına uygun şekilde harcanması gerekmektedir. Kamu idaresinin kurumsal ihtiyaçları için harcanmakla birlikte harcama mevzuatında öngörülen usullere riayet edilmediği takdirde ise 5018 sayılı Kanun’a göre kamu zararının varlığından söz edilir. Bu durumda kamu idaresi için usulsüz şekilde harcanan tutar bu harcamayı yapan kamu görevlilerden tahsil (tazmin) edilerek kamu idaresinin bütçesine kaydedilir.

Bağış ve yardımların kamu idareleriyle bağlantılı vakıf, dernek, birlik gibi kurumlara yapılması mümkün mü?

Yürütülen bir kamu hizmetinin karşılığı olarak bağış alınması 5018 sayılı Kanun’a göre yasal olarak mümkün olmadığı gibi söz konusu kamu hizmetinin karşılığı olarak ve/veya kamu idaresinin çeşitli ihtiyaçları için harcanmak üzere söz konusu kamu idaresiyle bağlantılı vakıf, dernek, birlik gibi kurumlara bağış yapılması 5072 sayılı Kanun’a göre yasal olarak mümkün değildir. Söz konusu kanuna aykırı eylem ve işlemler hapis cezası gibi adli yaptırımlar gerektirmektedir.

Öte yandan, kamu idarelerinin bütçe ve harcama mevzuatına aykırı harcamalarını gerçekleştirmek için kendileriyle bağlantılı vakıf veya dernekler bünyesinde fon yaratmak için bu kurumlarla ihale ilişkilerine girmesi veya emsallerine aykırı şekilde mal veya hizmet alışverişinde bulunması 4734 sayılı Kanun, 2886 sayılı Kanun ve 5072 sayılı Kanun’la yasaklanmıştır.

Sonuç

Kamu idarelerinin bütçe kanunları veya kararnameleri ile harcama mevzuatının getirdiği kısıtlamalardan kaçınmak için bağış, yardım vb. şeklinde kayıtdışı kaynak yaratması ve/veya bu tür kaynakları kendileriyle bağlantılı dernek veya vakıfl ar bünyesinde oluşturması yukarıda da ifade ettiğimiz üzere 5018, 5072, 4734 ve 2886 sayılı kanunlara göre yasal olarak mümkün değildir.

Kamu idaresine yapılan bağışların kamu görevlilerine ya da bağlantılı dernek ya da vakıfl ara değil kamu idaresine mal edinilmesi, nakdi bağışların kamu idaresinin vezne veya banka hesabına, ayni bağışların ise kamu idaresinin envanter kayıtlarına girmesi gerekmektedir.
Şartlı bağış olarak elde edilip kamu idaresinin bütçe hesaplarına kaydedilen tutarlardan yapılan harcamaların da ilgili harcama mevzuatına uygun şekilde gerçekleştirilmesi icap etmektedir. Gerek bağışların alınması ve kaydedilmesi gerekse bunlardan yapılan harcamalarda ilgili yasal mevzuata aykırı hareket edilmesi 5237 sayılı Kanun’a göre adli sorumluluk, 5018 sayılı Kanun’a göre mali sorumluluk (kamu zararı) ve 657 sayılı Kanun’a göre ise idari sorumluluk (disiplin) gerektirebilmektedir. Kamu idaresine yapılan bağışların ve bu bağışlarının akıbetinin ise özel denetim teknikleri kullanılmak suretiyle tespiti mümkün ve gerekli bulunmaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar