Kamu alacaklarının tahsiline ilişkin yasal değişiklikler
Dr. Mehmet ŞAFAK
05/02/2010 tarih ve 27484 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5951 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un ödeme emrine itirazın yürütmeyi durdurmayacağına ilişkin birinci maddesi yayın tarihinde, kamu borçlusunun borcuna karşılık olarak gayrimenkullerinin satın alınmasında süre uzatımına ilişkin ikinci maddesi ise 31/12/2009 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Ödeme emri ve itirazın yürütmeyi durdurmaması
Ödeme emri
05/02/2010 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5951 Sayılı Kanun'un 1.maddesi ile 6183 Sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un ödeme emri ile ilgili 58.maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilindiği gibi, kamu borcunun vadesinde ödenmemesi halinde 6183 Sayılı Kanun'un 55.maddesine göre;''Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir "ödeme emri" ile tebliğ olunur.
Ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müddetinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı kayıtlı bulunur. Ayrıca, borçlunun 114.maddedeki vazifeleri ve bu vazifeleri yerine getirmediği takdirde hakkında tatbik edilecek olan ceza bu ödeme emrinde kendisine bildirilir.
Borcunu vadesinde ödemeyenlere ait malları elinde bulunduran üçüncü şahıslardan bu malları 7 gün içinde bildirmeleri istenir.''
Teminatlı alacaklarda takip
6183 Sayılı Kanun Madde 56'ya göre; "Karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 7 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağı borluya bildirilir. 7 gün içinde borç ödenmediği takdirde teminat bu kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağı tahsil edilir.''
Kefil ve yabancı şahıs veya kurumlar mümessillerini takip
57'nci maddeye göre, "Kefil ve yabancı şahıs veya kurumların mümessilleri bu kanun hükümlerine göre ve aynen asıl borçluların tabi tutuldukları usullerle takip olunur.''
Ödeme emrine itiraz -yürütmenin durdurulması talebi
Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (vergi mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir.
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın mahiyet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır.
İtirazda bulunan borçlu 6183 Sayılı Kanun'a göre teminat gösterdiği takdirde takip muamelesi itirazlı borç miktarı için ve itiraz komisyonunca (vergi mahkemesi) bu hususta karar verilinceye kadar durdurulur.
5951 Sayılı Kanunun birinci maddesiyle yürürlükten kaldırılan (yukarıdaki) 58'inci maddenin 3'üncü fıkrasını kaldırma gerekçesinde bu düzenlemenin iptaline ilişkin olarak, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ile tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalarda takibin durmayacağı ilkesinin getirilmiş olduğu belirtilmektedir. Gerekçede ayrıca anılan düzenlemeye göre, ödeme emrine karşı dava açılması halinde, ödeme emrine dayanak olan amme alacağı için tahsil dairesine teminat gösterilmesi suretiyle takip işlemlerinin durdurulması yerine, davanın açıldığı idari yargı merciinden yürütmenin durdurulmasının talep edilebildiği ve şartların bulunması halinde yargı mercileri tarafından takip işlemlerinin durdurulup durdurulmayacağına karar verildiği ifade edilmektedir.
Gerekçede de belirtildiği gibi zaten uygulamada, 2577 Sayılı Kanun kapsamında ödeme emrine karşı vergi mahkemesinde dava açıldığında istenirse ayrıca yürütmeyi durdurma talebinde de bulunulabilmektedir. Vergi mahkemesi tarafından bu talep öncelikle değerlendirilmekte ve karara bağlanmaktadır. Gerekli şartların varlığı halinde mahkeme tarafından, duruma göre teminat aranmaksızın da yürütmenin durdurulmasına karar verilmektedir.
Yukarıda açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere, 6183 Sayılı Kanun'un 58'inci maddesinin 3'üncü fıkrasındaki hükmün yürürlükten kaldırılmış olması, zaten 2577 Sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde yürütülmekte olan ödeme emrine itiraz müessesesinde bir değişikliğe yol açmamakta, mevzuattaki çelişkili durumun ortadan kaldırılması sağlanmış olmaktadır.
Amme borçlusuna ait gayrimenkullerin Maliye Bakanlığı tarafından satın alınması uygulaması
6183 Sayılı Kanunun geçici 8'inci maddesinde yer alan şartların sağlanması durumunda, amme borcu bulunan, aynı maddede sayılan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu bankaları, belediyeler, il özel idareleri ve sayılan kuruluşlar dışında kalan, borcunu ödemede çok zor duruma düştüğü inceleme raporu ile tespit edilen ve vergi dairelerine bu Kanun kapsamına giren borcu bulunan diğer mükelleflerin (tüzel kişiliği bulunanların ortaklarına ait olanlar dahil) borçlarına karşılık sahip oldukları gayrimenkuller Maliye Bakanlığı'nca satın alınarak Devlete olan borçları, satın alma bedeli miktarında kapatılır.
Bu hüküm 31/12/2007 tarihine kadar geçerli iken, 6 Haziran 2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5766 Sayılı Kanun ile uygulama süresi 31/12/2009 tarihine kadar uzatılmıştı.
5951 Sayılı Kanunun 2'nci maddesi ile bu düzenlemenin süresi tekrar (31.12.2014 tarihine kadar) uzatılmaktadır. 5951 Sayılı Kanunun 2'nci maddesi 31.12.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Düzenlemeden yararlanabilecekler
6183 Sayılı Kanun'un geçici 8'inci maddesi kapsamında, bu kanun kapsamına giren borçlarına karşılık olarak taşınmazları Maliye Bakanlığı'nca satın alınabilecek olan mükellefleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- İktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları, bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri.
- Kamu bankaları
- Büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri, bunlara ait tüzel kişiler veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar.
- Yukarıda sayılanlar dışında kalıp da borçlarını ödemede çok zor duruma düştüğü inceleme raporu ile tespit edilen diğer mükellefler
Vergi borcuna karşılık kabul edilebilecek taşınmazlar
6183 Sayılı Kanun kapsamına giren borçlara karşılık olacak gayrimenkulün;
- Yukarıda sayılan mükelleflerin mülkiyetinde bulunan,
- Bu mükelleflerin tüzel kişilik olmaları halinde, tüzel kişiliğin mülkiyetinde yada ortaklarının mülkiyetinde olan,
- Taşınmazların üzerinde, amme borçları dolayısıyla vergi dairesi tarafından konulanlar hariç olmak üzere, herhangi bir sınırlama bulunmayan,
- İmar planı geçen bölgeler içinde inşa edilmiş ve kamu hizmetlerinin sunulmasına elverişli bina ya da bina inşasına elverişli arsa veya 5084 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilebilecek arazi ve arsa olması gerekir
Düzenlemeden yararlanmak için başvuru
6183 Sayılı Kanun'un geçici 8'in maddesinden yararlanmak isteyen mükelleflerin aşağıdaki belgelerle bağlı bulundukları vergi dairesine başvurmaları gerekir. Birden fazla vergi dairesine borç varsa, başvuru tarihi itibariyle yıllık gelir ve kurumlar vergisi yönünden bağlı bulunulan yer vergi dairesine başvurulması, başvuruda borçların olduğu diğer vergi dairelerinin de belirtilmesi gerekir.
- SeriA 1 Sıra No'lu Tahsilat Genel Tebliği'nin 8/a nolu ekinde yer alan örneğe uygun dilekçe (Zor duruma düşen şirketlerin borçlarının terkinine yönelik olarak taşınmazını teklif eden ortakların başvurularında, 1 Sıra nolu Tebliğ'in 8/b nolu ekinde yer alan örneğe uygun dilekçe)
- Kanun kapsamındaki borçlara karşılık olarak önerilen taşınmazların tapu senetlerinin bir örneği.
- Taşınmazı tanıtıcı dokümanlar (imar durumu, yapı durumu, takyidat durumu vb.)
- Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için, başvuru tarihinden önceki geçici vergi dönemini kapsayan bilanço, diğer mükellefler için ise 1 seri nolu Tebliğ'in 9 nolu eki form.
Çok zor durum halinin tespiti
Şirketlerin vergi borcunu gayrimenkulle ödeyebilmeleri için çok zor duruma düştüklerinin vergi denetmenlerince yapılacak inceleme sonunda hazırlanan inceleme raporu ile belirlenmesi gerekir.İncelemeler bir ay içinde bitirilir.
Mükelleflerin "çok zor durumda" olup olmadıklarının tespitinde; mükellefler itibariyle 1 Sıra nolu Tebliğ'de açıklanan çeşitli rasyolar kullanılmakta ve analiz sonucu bulunan oranların, bu tebliğde belirtilen oranlarda yada daha küçük olması şartı aranmaktadır.
Tebliğde yapılan düzenlemeye göre, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin çok zor durumlarının tespitinde belirtilen rasyolar kullanılmakta ve sonucun 0.5 veya 0.5'den küçük bir değerde olması durumunda bu mükelleflerin "çok zor durunda" oldukları kabul edilmektedir.
6183 Sayılı Kanun'un geçici 8'inci maddesinde yer alan düzenlemelerle ilgili olarak Seri A 1 sıra nolu Tahsilat Genel Tebliği'nin üçüncü kısım üçüncü bölümünde ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.