Kalkınmanın kod adı kadın
Geçmiş dönem KAGİDER Başkanı, G20 bünyesinde yer alan Women 20 (W20) Türkiye Kurucu Başkanı Gülden Türktan, bir görev daha üstlendi, International Women Forum (IWF) Türkiye Başkanlığı’na seçildi.
Kadın konuları başlı başına bir dilemma. Kadına dair çok sayıda konu başlığı küresel ve yerel anlamda acıtıyor da acıtıyor! Ne kadar yazar çizerseniz ne kadar gündeme getirirseniz getirin, sonunda bir arpa boyu yol ilerleyebildiğinizi görüp şaşırıyorsunuz. Bununla birlikte motivasyon yitirmeye, havlu atmaya hakkımızın olmadığı ortada.
İşin garip olan kısmı ise uçlarda olmamız. Bu ülkede iyi şeyler de olmuyor mu, diye soracaksınız… Olmaz mı! Birçok başarılı kadın temsilci var. Akademisyen, sporcu, iş insanı, anne-abla-teyze! Ama topyekûn gelişme istiyoruz!
Türktan, bir ömre farklı roller sığdırmış olanlardan. İyi eğitim, başarılı profesyonel kariyer ve ulusal/uluslararası örgütlerde temsil görevi. Yazık ki, temsil ettiği kadın kuruluşlarının çoğundan kadın erkek habersiziz ya da az biraz haber sahibiyiz.
Türktan’ı kadına dair konuşmak üzere davet ettim; ekonomist ve başarılı bir profesyonel yönetici. Kadın konusunda yaptığı çalışmalar doğal olarak bu kimliklerinin önünde yürüyor. Kadın Girişimciler Derneği KAGİDER Başkanlığı’nı, kurucularından biri olarak görev niteliğinde kabul ettiğini, çalışma dönemi içinde elinden gelen çabayı, kendisinden önce ve bundan sonra görevi alacak tüm başkanlar gibi gururla icra ettiğini ifade etti. KAGİDER’in kendisi için farklı ve özel bir yeri var; KAGİDER Başkanı olarak üstlendiği W20 Türkiye Kurucu Başkanlığı ömür boyu taşıyacağı kimlik.
Türktan, temsil ettiği görevin tam olarak anlatılamadığını kabul ediyor; “G20, 20 tane küresel olarak dünyayı bir yere taşıyacak ekonomik anlamda güçlü ülke. Dünya ticaretinin yüzde 85'ini ellerinde tutuyorlar. Yüzde 85'i elinde tutan ülkeler birbirinden feyz alır, birbirleriyle konuşur, birbirleriyle daha ileriye gider… Platform onun için kuruldu. Önemli küresel değişiklikler oluyor ve G20 bu değişiklikleri iyi yöne itecek bir platform.” diyerek konuyu kadınla bağlamak üzereydi ki, ben sordum;
- Son olarak Arjantin’de icra edilen G20 toplantı resminde kadın görünmüyordu ama…
Başbakan Theresa May ve IMF Direktörü Christine Lagarde görünüyor. Bu kadar az kadın görüşü ile bu dünya bir yere gidebilir mi?
- Gitmediği ortada. Peki ajanda ne, hedef ne?
Uluslararası kurumlar, uluslararası kalkınma örgütleri, Dünya Bankası veya IMF başta olmak üzere, kalkınmış ülkelerden bütçe yaratmak suretiyle yoksulluğa çözüm projesi başlattılar. Bugüne kadar yaratılmış en büyük politikalardan biri. Nedenini basit bir dille ifade etmeye gayret edeyim... Herkes geçen seneden daha iyi olma çabası içinde. Geçen seneden daha iyi olurken yoksulluğu yok ederek herkesi yukarıya çekersek ki, az gelişmiş ülkelerde bunu yapmak ekosistem zorluğu nedeniyle kolay değil… Yoksulluğu yerinde çözmek en önemli kalkınma aracı.
- Anlaşılan kadın konusuna burada bağlantı yapacaksınız. Kadın özellikle yoksullukla mücadele yani ekonomik kalkınmada gündeme geliyor… kadını yukarı çekmek yoksulluğu yerinden oynatıyor. O zaman kadın konularına bakış perspektifini revize etmenin faydasından söz etmek gerekir…
Aynen. Hemen kadına döneyim. Kadın çoğu hanede, ikinci gelir. Hanede ikinci gelir olunca sizin yeni televizyona ulaşma ya da tasarruf yapabilme şansınız artıyor. Araştırmaların hepsi bunu gösteriyor. Kadın kazandığı zaman evdeki tasarruf oranı, kalite, eğitim düzeyi, çocukların sağlığı yukarı ivme gösteriyor. Kadının kazandığı para bu nedenle önemli; gelecek nesillere desteği artıyor. Araştırmalara göre erkek kazandığı parayı eve gelirken yolda harcıyor, kadın harcamadan eve getiriyor. Eğitime, sağlığa ve daha iyi refaha harcıyor. Biliyorsunuz makro ekonomide tasarruf eşittir büyüme. Yani yaptığınız tasarruf yatırıma, yatırım da büyümeye yol açıyor. Hepimizin büyümeye ihtiyacı var ve kabul etsek de etmesek de dünya 2008'den beri bilhassa büyük ülkeler, ABD, AB… kalkınma sorunu yaşıyorlar. O kalkınma sorunun çözümü de kadın. Sürdürülebilir kalkınma için kadın.
- G20’nin sizin başkanlık döneminizde Türkiye'de yapılmış olması şanslı bir gelişmeydi.
Ama tabii o toplantı öncesinde G20 literatürünü çalışıp, biz W20 kuralım diye lobi yaptık. Hükümetimiz de buna olumlu döndü ve kurmayı başardık. Şimdi şöyle bakın; G20, 365 gün 7/24 çalışan, bir ofis değil. Sabah git akşam gel türü bir ofis değil ama önemli, kritik yerlerde olan kişiler kendi ekip ve ekipmanlarını kullanarak katkıda bulunuyorlar. Kaynaklarını araştırmaya, daha iyi politika üretmeye, hangi ülkenin politikası daha iyi bulmaya yönlendiriyorlar.
- Son G20 toplantısında W20 var mıydı? Liderler zaman zaman toplantıların önüne geçiyor, bu vesileyle G20 ajandamızın bir numarası oldu olmasına da ne konuşuldu, niye çok önemliydi anlamadık. Bu G20 toplantısı niye önemliydi?
W20 olarak kadınlar da vardı, Arjantin Başkanı toplantıda yer aldı. Toplantının önemi ise bir kere G20 deklarasyonunda kadın var.
- Deklarasyona alınıyor ama kalbimizde yer etmiyor, neden…
Daha doğrusu hükümetlerin kendi sorunları var. G20 platformuna gidiyorlar. Oradaki politikaları, kimin neyi başardığını dinliyorlar, bu sene kadın vardı, çok anlamlıydı. Bir de şöyle bir şey var, bu G20'nin dünyada tur atıyor olması o kadar önemli ki.
- Tur demişken siz de onunla birlikte atıyorsunuz ve Rusya’da bir ödül aldınız. Tebrikler, neydi?
Evet. İkinci Avrasya Kadın Forumu’nun Toplum Nezdinde Tanıtılma Ödülü. Dünyadan 8 kadına ödül takdim edildi. Bir çırpıda hatırlamam mümkün değil… ama İngiltere var, Kore var, Japonya 2 kere var. Bir vali bütün şehri otomize etmiş.
- Başkanlık koltuğuna yeni oturduğunuz IWF’in farkı ne?
IWF çok güçlü bir kadın örgütü, açılımı International Women Forum. KAGİDER'den farkını anlatayım; KADİGER iş kadınlarının örgütü, IWF'te ise ses sanatçısı, sporcu var, farklı alanlardan kadınlar… Ben IWF Türkiye Kurucu üyesiyim, üçüncü başkanıyım.
- Bundan sonra ne olacak?
Öncelikle gelelim G20’in anlaşılmayan yerine. Her ülke sırası geldiğinde kendi çorbasını sunuyor… O çorbalar çok farklı mutfaklarda pişiyor kadın sorununa farklı görüşler getiriyor. Her ülke kendi çorba yapış şekliyle kadının ekonomiye entegre edilmesi, kadının ekonomik güç aracı olan paraya ulaşması, özünde para kazanıyor olabilmesi için çaba sarf ediyor. Şimdi önümüzde Japonya var, yeni bir yaklaşım getirecek diye bekliyorum. Japonya ve Rusya, ikisi de önemli G20 ülkelerinden. Bizim önyargılı bakış açımız var, örneğin Rusya ödülünü alırken gördüm ki, liderleri Putin, Türkiye tebliğinde ne yazıldığını, kimin nasıl yazdığını biliyor. Şaşkınlık içinde kaldım yani bunu takip etmek… Ayrıca Rus kadınların lisan ve akademik çalışmaya yatkınlığı hayret verici. Bizdeki Rusya imajından farklı. Japonya'da aynı şekilde…