Kalkınma Yolu: Enerji ve gıda güvencesi
Önceki birçok yazımızda, ülkemizin jeostratejik ve jeopolitik konumuna dikkat çekmiş, bu coğrafyada krizlerin ve sıkıntıların eksik olmayacağını vurgulamıştık.
Çok eskilere gitmeden, pandemi ile başlayan süreçte, gıdanın ve lojistiğin önemi daha iyi anlaşılmış, Rusya-Ukrayna Savaşı ile de özellikle tahıl ve gübre tedariki konularında yaşanan sıkıntılar, ülkemizin, krizlerin hep merkezinde olduğunu ve olacağını bize göstermiştir.
Krizler ve fırsatlar
Aslında bu krizler iyi yönetilebildiğinde yeni fırsatları da doğurmuş ve ülkemiz için her defasında bir üst lige çıkabilme kapısı aralanmıştır. Bu krizlerin merkezinde özellikle gıda ve enerji yer almış, Doğu-Batı ve Güney-Kuzey eksenlerinde hassas dengeleri korumak zorunda olmak, ülkemize müthiş bir dinamizm ve dayanıklılık sağlamıştır.
Son olarak Kızıldeniz’de yaşanan gerilim hem enerji hem de gıda açısından lojistik endişelere neden olmuş, navlun bedellerindeki sıçramalar ve teslimatlardaki gecikmeler yeni rota arayışlarını gündeme getirmiştir. Asya ve Avrupa ticaret ekseninde, Ortadoğu’da, Türkiye’yi dışlayan yeni rota oluşturma çabaları sonuçsuz kalmıştır.
Yeni “İpek Yolu”
"Kendi yönünü bulamayan kişi için 'yol' yoktur; bir sürüklenmedir bütün 'yürümesi'... Kendi yolunu bulamayan, bütün yolları boşuna yürür" der Oruç Aruoba. Türkiye kendi yönünü bulmuş, kendi açmakta olduğu yolda bir medeniyet kurma çabasındadır. Bu değişiklikler sırasında Türkiye, Kalkınma Yolu Projesini hayata geçirmek için yoğun ve etkili diplomasi yürütmüştür.
Cumhurbaşkanımızın, “Kalkınma Yolu Projesi’ni bölgemizin yeni ‘İpek Yolu’ hâline dönüştüreceğiz” ifadesi ile kararlılığını göstermiştir. Geçen hafta Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından Irak'taki güvenlik zirvesi hakkında yapılan açıklamalar umut verici. Bakan Güler, Irak yönetiminin PKK'yı ilk defa terör örgütü olarak tanımladığını ve yasakladığını belirtti.
Güler, ortak bir harekât merkezinin kurulacağını ve çalışmaların sadece terör örgütünün yasaklanması değil, aynı zamanda enerji, tarım, hayvancılık ve su konularında yeni komisyonlar oluşturulacağını da vurguladı. Dünya petrol arzının üçte ikisine sahip olan Basra Körfezi’ndeki Fav Limanı’ndan Habur’a ve ülkemiz üzerinden Avrupa’ya ve Karadeniz’e gidecek olan Kalkınma Yolu Projesi, ülkemizin en önemli uluslararası projelerinden.
Aslında Zengezur Koridoru’nun açılmasıyla sadece Avrupa değil Kafkasya da buna eklenebilir. Kalkınma Yolu’nda, iletişim ve enerji hatları ile dört otoyol ve dört demiryolu üzerinde, Çin’den gelen mallar Avrupa’ya gidecek. Hem Kızıldeniz’e alternatif hem de daha kısa süren bir yeni rota. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ümit Burnu'ndan yaklaşık 45, Kızıldeniz'den ise yaklaşık 35 günde yapılan nakliyenin Kalkınma Yolu tamamlandığında 25 güne düşebileceğini söylüyor.
Tahıl Koridoru, küresel ve bölgesel krizlerde gıda lojistiğinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Ülkemizin merkezde olduğu her yeni yol, koridor, köprü, gıda güvencesine katkı sağlayacak. Bereketli Hilal’in üzerinde, Mezopotamya’nın kalbinde, Asya ve Avrupa arasında yeni ‘İpek Yolu’nun tesisi, bölgede barışı, ekonomik kalkınmayı ve kardeşliği sağlayacak. Az gelişmiş bölgeler başta olmak üzere dünyanın gıda güvencesi büyük ölçüde garanti altına alınacak.
"Derinden derine mutsuz ve rahatsız olduğumuz anlar, hayatımızın en güzel zamanlarına gebedir. O rahatsızlık yüzünden harekete geçer, hatalı alışkanlıklarımızı terkeder, yeni yollar ve daha doğru cevaplar aramaya başlarız" der M. Scott Peck. İşte tam da bu arayışın neticesidir Kalkınma Yolu. Siz ne dersiniz?