Kalkınma turizm destekli olmalı
Kayseri, öncülüğünü Cumhuriyet’in ilk yıllarında Sümerbank Bez Fabrikası ile Tayyare Fabrikası gibi kamu işletmelerinin yaptığı, sonraki yıllarda ise Birlik Mensucat, Orta Anadolu, Kayseri Şeker, Çinkur, Karsu ve Hes Kablo gibi özel sektöre ait sinai işletmelerin faaliyete geçmesiyle temposu artan bir sanayileşme sürecinden geçiyor.
Geçmişi 60 yıl öncesine uzanan küçük sanayi siteleri, 1970’li yıllarda boy vermeye başlayan organize sanayi bölgeleri, serbest bölgesi, Erciyes Teknoparkı, Kayseri Bilim Merkezi ve de Dünya Ticaret Merkezi ile Kayseri bugün kendine özgü bir üretim üssü... Kentte yaşayan 1.3 milyon insanın nerede ise 10’da biri sanayi sektöründe çalışıyor. Bir başka deyişle, 324 bin 408 kayıtlı çalışanın yaklaşık 100 bini, başta 3 organize sanayi bölgesi olmak üzere, kentin değişik kesimlerindeki küçük sanayi sitelerinde istihdam ediliyor.
Kayseri, yeniliklere açık köklü bir ticari geleneğe, sürekli gelişen ve gelecek için umut vaat eden bir sanayi sektörüne sahip. Tek noksanı gerek ticari alandaki gelişimi, gerekse sanayileşmede gösterdiği performansı, turizm alanında gereği gibi gösterememiş olması... Oysa turizm, Kayseri için potansiyeli oldukça yüksek, geleceği parlak bir sektör. Ne var ki, Erciyes Kış Sporları Turizm Merkezi hariç, bu alanda henüz kabuğunu kırma adına bir varlık gösterdiği söylenemez.
Evet... Kayseri doğa ve kültür turizmi bakımından güçlü bir potansiyele sahip. Buna karşın gerek doğal ve tarihsel kaynaklarını harekete geçirme, gerekse kendini dünyaya açabilme becerisinden çok uzak. Sorunlarından arınmış organize sanayi alanları, 1.8 milyar dolarlık ihracatı, 3 milyar dolarlık dış ticaret hacmi ile birilerinin gözünde ‘model kent’ ya da ‘ yıldızı parlayan şehir’ olabilir. Ancak yetmez. Zira üretim gücünü, üretim kabiliyetini, rehavete kapılmadan, kaliteye şartlanarak yönetmek durumunda. Bu sadece sanayi sektörü için değil, tarımda, ticarette, turizmde de öyle...
Demem o ki; Kayseri’nin ciddi yatırımlara, örneğin katma değer getirisi yüksek teknoloji donanımlı yatırımlara ihtiyacı var. Bir başka deyişle, mevcut işletmelerin revize edilmesi ve de dış pazarlarda rekabet edebilir gücün artırılması gerek.
Sözün özü, gücünü kaliteli üretimden almayan bir ekonominin, gerçekçi ekonomi olmayacağının bilincine varılması ve de markalaşmaya şartlanılması lazım. Unutmayalım... Kayseri üretmeyi öğrendi. Ürettiklerini dünyanın hemen her ülkesinde satar hale geldi. Ama yetmez... Zira ‘marka’ imajlı ürünlere yönelinmesi gerek.