Kalkınma turizm destekli olacaksa
Kayseri hep, ticaret ve sanayi şehri olarak bilinir. Bu imajlarla bilinip tanınmasında, önce kadim bir ticaret merkezi oluşunun, sonra da sanayileşmeye odaklanma gayretlerinin önemli payı vardır. Oysa Kayseri, ekonomik gelişim bahsinde, etkin birer rol üstlenmiş bu iki temel sektörün yanı sıra, ciddiye alınmayı, yani el atılarak keşfedilmeyi bekleyen zengin turizm potansiyeli ile ön plana çıkmayı çoktan hak etmiş bir uygarlıklar kentidir aynı zamanda…
Gereği gibi değerlendirilmesi durumunda turizm sektörünü ‘Türkiye’nin gelecekteki aydınlık yüzü’ olarak tanımlayanlar var. Bu tanı Kayseri için de geçerli. Gözlemciler, turizm uzmanları, iyi bir planlama ve de çeşitlendirilmiş yatırımlarla, sektörü harekete geçirmenin, il ekonomisinin gücüne güç katacağı görüşünde. Onlara göre Kayseri, zengin turizm değerlerine sahip bir il. Ancak ne var ki, kucak açtığı bu zenginlikten gereği gibi yararlanma olanağı bulamıyor.
Evet … Kayseri kökleri 6 bin yıl öncesine uzanan, kadim bir ticaret kenti. Erciyes gibi dört mevsim tepesinden karın eksik olmadığı, doğa harikası bir dağa, içinde 251 türden binlerce kuşun barındığı Sultansazı Kuş Cenneti’ne, yine doğa harikası Kapuzbaşı şelalelerine, Hitit, Asur, Roma, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının harman olduğu, tarihsel ve kültürel dokuya sahip bir merkez. Ne var ki, potansiyeli böylesine zengin, geleceği hayli parlak olmasına rağmen, ilde turizm sektörü maalesef gelişemiyor.
Kayseri sadece Kaniş ve Karum’daki, ticari kökleriyle değil, İpek Yolu üzerinde bıraktığı izlerle de ön plana çıkan bir ticaret kenti. Yani, Asur ticaret kolonilerinden beri bu topraklarda ticaret yapılıyor. ÇEKÜL tarafından gündeme taşınan “İpek Yolu Kültür Yolu” projesi, kültürlerin buluşma yolu olduğu kadar, günümüzde de pekâlâ ’turizm ticaret yolu’ olabilir. Yeter ki; turizm potansiyelini ön plana çıkarmak amacıyla geçmişte çalışma başlatan büyükşehir belediyemiz, zaman kaybetmesin ve de elini daha çabuk tutsun. Hele ki aylar önce ‘master planları’ hazır olduğu bildirilen Aladağlar Milli Parkı ile Sultansazı Kuş Cenneti Milli Parkı’nın turizme açılmayı dört gözle beklediği şu günlerde…
Turizm, güneş kum ve denizin yanı sıra, kültürel değerlere sahip ülkeler için ön plana çıkmış bir sektör. O ülkeler turizmi artık ekonominin itici güçlerinden biri olarak özümsüyor ve de baş tacı ediyorlar.
Türkiye, turizm zenginliklerine fazlasıyla sahip şanslı bir ülke. Ne var ki, bu zenginlikleri gereği gibi kullanamayan ve de hala keşfedilmeyi bekleyen bâkir bir ülke… Dilerim turizme; turizm destekli kalkınmaya umut bağlayanların düş kırıklığı fazla sürmez. Tabii, bu konuda sorumluluk paylaşımını kabullenen, görev üstlenerek elini taşın altına koymaya hazırlanan kişi ve kuruluşlarımızın da…
Prof. Uras'a saygılarımla
Prof. Güngör Uras, bilgi ve deneyimlerini toplumla paylaşan iyi bir akademisyen, iyi bir ekonomist, mükemmel bir gazeteciydi. Çok titizdi… İnceleme yaparak, konuyla ilgili kişilerle birebir konuşarak kaleme alırdı yazılarını. Işık tuttu, yol gösterdi. Çok şey öğretti bizlere… Kısacası, erdemli bir kişilik, saygın bir dosttu. Yüreği insan sevgisiyle doluydu. Güçlü bir ‘yazın’ ustası, bir “Erkân-ı Kâmil’di o… Değerli Uras Hocamız’ı kaybettik geçenlerde… Ruhu şâd, ailesi ve sevenlerinin başı sağ olsun.