Kalkınma Ajansları

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

 

 

Kalkınma Ajanslarının yönetim özerkliği
Kalkınma Ajanslarının olanak ve kısıtlarının sınırlarını belirleyen " işbölümü ve kümelenme altyapısı", "ödünsüz gözetim ve denetim mekanizması" ve " yönetim özerkliği" gibi konuları da tartışmalıyız.
Kalkınma Ajanslarından beklentilerden biri de, bölgesel gelişmeleri hızlandırması, kırsaldan büyük kentlere yönelen hızlı göçü yavaşlatmasıdır. Böylesi bir beklentinin sağlam zeminde ilerlemesi için, Prof.Dr. Meinhard Miegel' in "İnsanlığın şu an itibariyle sahip olduğu bilgi ve yetenek düzeyi, dünyanın taşıma kapasitesinin sınırlarını aşmasından... " söz etmesinden gerekli uyarıyı almalıyız. Üzerinde durulması gereken husus, ekonominin en küçük teknik birimi olan işletmelerden çok uluslu şirketlere uzanan yapıların "sınırlarını aşmayan" önerilerin geliştirilmesidir. 
 
Kümelenme düzeyi
Her ülkenin, her bölgenin kendine özgü bir "taşıma kapasitesi" vardır; Kalkınma Ajanslarının "havza mantığı" ile oluşturulmasının temel nedeni, yakınlık ilkesinden hareket ederek hizmet alanındaki taşıma kapasitesini daha iyi gözlemlenebileceği ve daha nesnel ölçüler kullanabileceği varsayımıdır. 
"Yakınlık ilkesi ve nesnel gözleme yapabilme kapasitesi" Kalkınma Ajanslarına;
sorumluluk alanlarındaki ticari sistemlerin, yasal sistemlerin, teknik sistemlerin, yönetim sistemlerinin, eğitim sistemlerin ve sosyal sistemlerin karmaşıklığını kavrama, işlerliğini kontrol etme, tam zamanında alternatif tepki biçimlerini geliştirerek kaynak kullanma verimini artırma misyonunu yükler.
David Brooks'un altını çizdiği gibi, "Asıl sorun, risk değerlendirmesiyle karmaşıklaşan teknik sistemlerin insan psikolojiyle kesiştiği uğursuz kavşaklarda" doğru yolu bulmaktır. Bu açıdan, yerel koşulları dikkate alan ve küresel düzlemdeki gelişmeleri gözeten anlayışlara ihtiyaç vardır. Kalkınma Ajanslarının sorumlu oldukları yörenin "yapısal ve ekonomik özelliklerini" iyi incelemiş, net biçimde tanımlamış ve kapsamlı biçimde betimlemiş olması gerekir. Bu açıdan, yörede oluşan ya da oluşmakta olan "kümelerin analizi" , "yığılma" aşamasından "kümelenmeye geçiş sürecinin" bileşenlerini bilmek, "başlangıç noktasına hassas bağlılık ilkesinin" de gerek şartıdır. Kümelenmenin, sinerji yaratan etkisini net olarak bilmeden ajansların önlerine gelen projeleri değerlendirmeleri zorlaşacaktır.
 
Denge ve kontrol mekanizmaları
Kalkınma Ajanslarının üstünlüklerinden bir diğeri de, yakınlık ilkesinin bileşenlerinden biri olan "denge ve kontrol mekanizmalarını iyi işletebilecekleri" tezine dayanır. Beklenti, yörenin olanak ve kısıtlarını ayrıntılarıyla bilen ajansların, doğru alana, doğru, doğru zamanda, doğru ölçekte işlere öncülük etmesidir. Kalkınma Ajanslarının proje-odaklı yönlendirme yapmalarının bir başka gerekçesi de yöreyi "iyi bilme" varsayımına dayanır. Her koşulda net bilgi, etkin sonuç yaratabilmenin gerek şartı olarak değerlendirilir.
Bir başka bileşen ise "ödünsüz gözetim ve denetim mekanizmalarının" işletilmesidir. Kalkınma Ajansları rehberlik ettikleri projelerin denetim ve gözetim raporlarını arşivlemeli, daha da önemlisi işi bilen ve bağımsız uzmanların katılımı ile en az yıla iki kez toplu değerlendirme yapılarak birikimlerin paylaşılması sağlam adımlarla ilerlememizi sağlayacaktır.
Amaçlar, hedefler, uygulamalar, gözetim ve denetim, sapmaların belirlenmesi, ince ayarlarla düzeltmelerin yapılması ve ilerlemenin güven altına alınması gerekiyor.
 
Yönetim özerkliği
Kalkınma Ajansları, valiliklerin de içinde bulunduğu, yerel yönetimlerin ellerini taşın altına koyduğu, STK'ların söz sahibi olduğu bir özerlik anlayışı ile yönetilmelidir. Başlangıçta bu konuda atılan adımların hayata taşınamamış olması "zihin kelepçelemesi" yaratmamalı, konunun tartışılması gündeminde diri tutulmalıdır.
Gelecekte Kalkınma Ajanslarından da umudu keserek, yeni kuruluş ve kurum arayışına girmemek için düşüncelerimi paylaştım... Söylediklerimi "onaylamanızı" istemiyorum ama, beni "anlamaya çalışınız" diyorum.
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar