Kaldıraçlı pozisyonlar alarm veriyor!..
Son altı aylık dönemde küresel düzeyde yaşanan ve özellikle gelişmekte olan ekonomileri sarsan dalgalanmaları anlamak için, 2002 yılı sonrasındaki eğilimlerin kökenine inmek gerekiyor. Durum böyle olunca para politikalarının gevşekliği ile risk alma isteği arasındaki ilişkilerin ve özellikle uzun vadeli faize hassas menkul kıymetlerdeki talep dalgalanmalarının irdelenmesi önem kazanıyor. Bu konularda net bir kanaat sahibi olmadan gelecek hakkında sağlıklı öngörülerde bulunmak pek mümkün olamayacak gibi görünüyor.
Asya ve Rusya krizlerinin ardından 2000 yılında ABD’nin de durgunluğa girmesi, hemen ardından 2001 yılı Eylül ayındaki terörist saldırı pek çok şeyi değiştirmiş ve küresel kırılganlığı önemli ölçüde artırmıştı. Öncelikle güven bunalımını aşmak ve risk alma isteğini bir şekilde artırabilmek için para politikalarının büyük bir hızla gevşetildiğine tanık olduk.Başka bir deyişle sürdürülebilir olmayan koşullarda küresel krize giden yolculuk bu ortamda oluşmaya başladı. Faize hassas uzun vadeli menkul kıymetlere olan talep geometrik bir hızla artmaya başladı, kısa vadeli borçlanmayı artırarak alınan bu pozisyonlar sayesinde pek çok şey değişti, spekülatif nitelikli risk alma isteği artarken sermaye hareketleri genişledi, faaliyet dışı gelir yaratımı önemli boyutlara ulaştı, finansal kesim ile üretim arasındaki ilişkiler zayıfladı. Başka bir deyişle tahvil pozisyonlarında kaldıracın hızlanan bir şekilde artması küresel ekonominin lokomotifi oldu. Zamanın Federal Reserve yönetimi bu durumun ileride yaratacağı tehlikeyi gördü ve kaldıraç kullanımını geriletmek adına 2004 yılı ortasında kısa vadeli faizleri yükseltmeye başladı, fakat olmadı. Finansal kesim pozisyonunu değiştirmeyi reddetti ve kaldıraçlı pozisyonları büyütmeyi sürdürdü.
Bu inatlaşmanın kaybedeni 2006 yılı Mayıs ayında yaşanan dalgalanma nedeniyle Federal Reserve oldu, faizleri yükseltmekten vazgeçtiler. Yanlış yapanların kazanması ve kaldıracın daha riskli varlıklarla hesapsız bir şekilde büyütülmesi, küresel kredi krizinin birincil sebebi oldu. Daha sonra para politikasının iyice gevşetilmesi ve çaresiz kalınması sıkıntı yaratacağı bilinen kaldıraçlı pozisyonlara yeşil ışık yakılmasına sebep oldu. Kaldıraçlı pozisyonlar artık merkez bankaları yanı sıra siyasileri de yönlendiren önemli bir değişken haline gelmişti.
Federal Reserve’nin 22 Mayıs’taki söylemi herkesi gaflet uykusundan uyandırdı. Artık herkes kaldıraçlı pozisyonlarını azaltmak istiyor. Durum böyle olunca riskten kaçınma eğilimi artıyor, sermaye hareketleri daralıyor, başta sermaye piyasaları olmak üzere küresel ekonomi olumsuz baskılar altında bunalıyor. Kaldıraç kullanımındaki artıştan doğrudan veya dolaylı olarak daha çok yararlananlar çok daha olumsuz baskılar altında bunalıyorlar. Artık ne dense ne yapılsa kaldıraç kullanımı artırılamıyor, herkes fırsat buldukça, fırsat bulmak için piyasa yaparak riskini azaltmaya çalışıyor. 2006 Mayıs’ının kaldıraç azaltım teşebbüsü, 2008 kredi krizinin kısmen azaltılması olduğunu düşünür iseniz, nasıl bir tehlikenin bizi beklediğini daha iyi anlayabilirsiniz. Başka bir deyişle finansal fay hattı niteliğindeki kaldıraçlı tahvil pozisyonlar, biriken enerjiyi deşarj edecek ve çok ciddi sarsıntılar yaşanacak!..Tehlike konusunda uyarmak karamsarlık değildi, uyarmamak cinayettir!..