Kahvenin geleceği karanlık

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Dünya genelinde her gün yaklaşık 2.25 milyar bardak kahve tüketiliyor. Küresel kahve sanayi 19 milyar dolara ulaşıyor. Avustralya'da yayınlanan A Brewing Storm raporuna göre, önlem alınmadığı takdirde, iklim değişikliği, 2050 yılında kahve üretiminin 50 oranında gerilemesine neden olabilir.

Rapor, bunun sonucunda kahve fiyatlarının da yükseleceğine dikkat çekiyor. Kahve üretiminin düşmesindeki temel iki neden sıcaklıkların yükselmesi ve afetlerin artması olarak sıralanıyor. Artan sıcaklar hem kahve ağaçlarının büyümesini hem de kahve toplayıcılarının çalışma koşullarını zorlaştırıyor. Rapor ayrıca, kahve üretiminin azalmasının geçimini kahve üretiminden sağlayan 25 milyon çiftçiyi de olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiyor.

Tabi ki küresel ısınma sadece kahve üretimini değil, genel anlamda tarım üretimini olumsuz etkileyecek. Kahve ise en fazla zarar gören ürünlerden birisi olacak. Bugün, yaşamını kahve üretiminden sağlayan 25 milyon çiftçi, dünyanın en fakir toplumlarından birini oluşturuyor. Bu çiftçilerin günlük kazancı 2 doların altında.

Kahve üreticilerinin yaşadığı risk, kahvenin tadına da yansıyacak şüphesiz. Küresel ısınmanın etkilerine karşı bir müdahalede bulunulmadığı taktirde, sadece kahve fiyatları yükselmeyecek, aynı zamanda kahvenin kalitesi de önemli ölçüde düşecek.

Bu süreçte hükümetlerin ve özel sektörün harekete geçmesi şart; çünkü hayat tarzımızı tehdit altına almayan yeni bir ekonomik model oluşturmak zorundayız.

Bugün sürdürmeye çalıştığımız ekonominin sürdürülebilir olmadığı ortada. Sadece insanlar değil, hayvanlar da küresel ısınmanın yıkıcı etkilerinden dolayı yaşam alanlarını terk ediyorlar.

Son dönemde göç yollarında ciddi değişiklikler izleniyor. Hayvanlar küresel ısınma yüzünden göçe zorlanıyor.

Washington Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, kuşlar, memeliler ve omurgalıların dahil olduğu 2 bin 900'den fazla canlı türü yükselen deniz seviyeleri ve hava sıcaklığı nedeniyle göç etmek zorunda kaldı.

Migration in Motions, hayvanların göç hareketlerini harita üzerinde yansıtıyor. Göç akımlarını "elektrik akımı teorisi" doğrultusunda inceleyen ve bu incelemenin sonucunda göçlerin büyük bir kısmının genlerle ilgili olduğunu ortaya koyan Migration in Motions, küresel ısınma ile, göç yollarının değişmeye başladığı haberini veriyor.

Yani; geleceğe dair harekete geçmezsek, geriye çok fazla seçenek kalmıyor. Yaşam şartlarına uyum sağlayabilenler, ayakta kalacaklar; diğerleri kaçacak yer aramaya devam edecek.

Yarın öbür gün, kaçacak bir yer kalmayana dek...

Peki o zaman ne yapacağız? Tek alternatif Mars mı?

Bu arada küresel ısınma nedeniyle yaşanan göç hareketlerini "http://blog.nature.org/science/2016/08/19/migration-in-motion-visualizing-species-movements-due-to-climate-change/" adresindeki canlı haritada görebilirsiniz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar