Kahve, gemi ve kayıt kültürü
1680 yılında eşi Abigail ile Canterbury’den Londra’ya taşındığında büyük oğlu Edward’ı yeni kaybetmiş, üçüncü kızı Mary ise yeni doğmuştu. Devrin popüler romanlarının ucuz versiyonlarını yayınlayarak kazandığı ticari başarı, Edward’a Londra gazetelerinde yazarlık yapma imkânı ve bir dükkân açabilecek sermayeyi sağladı.
O vaktin Londra’sında ticaretin merkezinde gemi ve para piyasaları yer alıyordu. Edward Lloyd, gemicilerin müdavimi olduğu Tower Sokağı’nda 1688 yılında geniş bir kahve salonu açtı ve kaliteli kahveyi iyi bir servis eşliğinde satmaya başladı.
Zamanla dükkânının müdavimleri olan kaptanlar ve gemi sahiplerinin kargo yükleri, gemi tarifeleri, yabancı limanlardaki olaylar etrafında dönen sohbetleri, gemi seferlerini, kaza ve korsanlık risklerine karşı belirli bir prim karşılığında sigortalayan kişileri de dükkânına çekti. Zira riski hesaplayabilmek için olası tüm durumlar ve bunların “dağılımı” hakkında istihbarat gerekliydi. Bir gazeteci için bundan daha verimli bir ortam düşlemek kolay değildir.
Çok geçmeden (1692) Edward dükkânındaki masaları sigortacılara kiralamaya ve nakliyat ile ilgili haber/istihbarat sağlayan bir bülteni düzenli olarak yayınlamaya başladı.
Kısa sürede, gemicilik ve sigorta ile ilgilenen herkesin sıkı takip ettiği bir yayın haline gelen “Lloyd Haberleri” daha sonra kahveci dükkânının müdavimi sigortacılar tarafından kurulacak dünyanın en büyük sigorta kurumuna ismini verecek ve bu kurum tarafından “Lloyd Listesi“ olarak yayınlanmayı sürdürecekti.
1774’den itibaren tekdüze denizcilik sigorta poliçeleri sunmaya başlayan kurum, 1888’de yasal ayrıcalıklara kavuştu ve sermayeyi paylaşan “adlı sendikalar”ın sigortacılar tarafından temsil edildiği bir sigorta merkezi haline geldi.
Edward Lloyd’un haber bültenini yayınlamaya başladığı yıllarda, sahiplerine yaşadıkları süre boyunca belirli bir miktar parayı ödemeyi taahhüt eden finansal kontratların satışında, yaşın gerektiği şekilde dikkate alınmamasından kaynaklanan ödeme skandalların yaşanmakta ve finans piyasasına güveni zedelemekteydi. Soruna çözüm arayan Birleşik Krallık’ın bilim akademisi Royal Society, Edmund Halley’i “İnsanlığın ölüm oranı düzeyi” ile ilgili bir rapor hazırlaması için görevlendirdi.
Halley, bu konuda ihtiyaç duyduğu veriyi, ölenlerin yaşlarının da kayıt altına alındığı Silezya’daki Breslau (günümüzde Polonya’daki Wroclaw) şehrinde bulabilecek ve bu verileri kullanarak ortalama ömür ilkesini ve ölüm olasılıklarını gösterebilecekti.
Halley’in yayınladığı “Breslau Tablosu,” tüm hayat sigortası istatistiklerinin öncüsü olacak, iki yüz yıl sonra (1888) Almanya’da hayata geçirilecek ilk sosyal güvenlik sistemini şekillendirecekti. Riski yönetebilmek, söz konusu varlık, yatırım ya da girişimin taraflarını, rakiplerini, müşterilerini, içerisinde bulunduğu pazarın ucunu bucağını bilebilmekle mümkün.
Bu süreğen sürecin temelinde veri, kayıt ve kayıt kültürü var. Kapitalizm buradan doğdu ve buradan farklılaşmaya devam ediyor. “Şirketim için bu gürültülü günlerde ne yapmalıyım?” sorusunun yanıtını maliyet muhasebesinde, tedarikçiler, müşteriler ve rakiplerle ilgili kayıt sisteminizde aramakta fayda olabilir. Dünya’da bugünlerde sizin dünyanızla ilgili neler oluyor?