Kafanıza ”BRIC” kadar tuğla düşsün!”
Ba?lyktan da tahmin edilebilece?i gibi ele almak istedi?im ilk konu ?u me?hur BRIC mevzuu. Biliyorsunuz, son dönemlere kadar BRIC yukary, BRIC a?a?y konu?tuk durduk. Türkiye'nin BRIC ülkeleriyle ne kadar paralellikleri oldu?unu, ve hatta süratle az geli?mi?liklerinden syyrylma sürecinde olan bu grubun Türkiye'nin de katylmasyyla BRICeT olarak geni?letilebilece?ini iddia edenler oldu. Gelin görün ki, bu sene ba?yndan beri Türkiye'nin performansy ile BRIC'lerin performansy yeni ekonomi jargonuyla ciddi ?ekilde "decouple" oldu (ayry?ty). Acaba neden? Öncelikle hatyrlatma amacyyla BRIC ülkelerinin açylymyny hatyrlayalym: Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin. Bu ülkelerin genel olarak geli?mekte olan ülkeler kategorisi içerisinde de?erlendirilmeleri dy?ynda Türkiye ile uzaktan yakyndan ilgileri yok. Brezilya, bilindi?i gibi çok geni? yerüstü ve yeralty kaynaklaryna sahip. Enerji, emtia ve gyda fiyatlaryndaki arty?laryn hepsi Brezilya'ya müşi? yaramakta. Ayryca iktidara geldi?inden beri "solcu" Lula'nyn izlemi? oldu?u uzak görü?lü ekonomi politikalarynyn da Brezilya'ya önemli bir ivme kazandyrdy?y muhakkak. Rusya'yy tarty?maya bile de?mez herhalde. Yeralty kaynaklarynyn zenginli?inin yany syra, yönetim ?eklinin bildi?imiz anlamda bir piyasa ekonomisi olmady?yny da not edelim. Hindistan çok dü?ük gelir düzeylerinden ba?lady?y için biraz da istatistiki olarak yüksek büyüme orany yakalamy? olan 1.1 milyar nüfusa sahip bir ülke. Özellikle hizmet sektöründe eski bir Yngiliz kolonisi olmasynyn avantajlaryny da kullanan ve kaynaklaryna göre iyi bir e?itim altyapysy olan Hindistan gene de BRIC'ler içerisinde orta vadede en çok sorunla kar?yla?acak olan ülke olacaktyr. Çin'e gelirsek. Nüfusu 1.3 milyary a?an Çin tamamen devlet güdümlü bir ekonomi. Çin'de i?gücü, sermaye ve toprak gibi üretim faktörlerinin sa?lady?y gelirler tamamen devlet tarafyndan kontrol ediliyor. Ayryca, kim ne derse desin, Çin, daha önce di?er Uzakdo?u ülkelerinin de yapty?y gibi, dünya ticaretindeki serbestle?meden asimetrik olarak faydalanyyor, yani hilekarlyk yapyyor. Görüldü?ü gibi BRIC ülkeleriyle Türkiye arasynda en ufak bir benzerlik yok, hiçbir zaman da olmady.
Ykinci ele almak istedi?im konu, zaman zaman kimilerince son dönemlerde BRIC ülkelerinden ayry?mamyzyn nedeni olarak da gösterilen parti kapatma davasynyn yaratty?y siyasi kriz ortamy. Dün TÜSYAD'yn düzenledi?i bankacylyk konferansynda ekonomist Saruhan Özel'in de isabetli bir ?ekilde belirtti?i gibi örne?in Tayland ve Ukrayna gibi ülkelerde son dönemlerde ya?anan ciddi siyasi krizlere ra?men, bu ülkelerin ekonomileri bu durumdan çok çok az etkilenmi?tir. Keza, eski Do?u Bloku ülkelerinde de siyaseten i?lerin iyi gitti?i söylenemez. Ancak, bu ülkelerde yatyrymlar devam etmektedir. Açyk söylemek gerekirse, siyasi geli?meler Türkiye'de bir problem yaratacaksa bu siyasilerin olaylary abartyly gösteren yakla?ymlaryndan kaynaklanabilir. Örne?in, aslen geçen seneki büyük montanly özelle?tirmelerin bu sene tekrarlanmayacak olmasyndan ve küresel kriz nedeniyle global risk i?tahynyn beklendi?i gibi azalma göstermesinden kaynaklanan yabancy yatyrymlardaki azalma e?ilimini Sn. Erdo?an'yn yapty?y gibi siyasi krize atfetmek pek do?ru olmasa gerek. Öte yandan, kapatma davasyna AB'nin gösterdi?i "a?yry" hassasiyet nedeniyle AB çapasynda ciddi bir zayyflama olma ihtimalinden de bahsediliyor. Halbuki unutmayalym ki, bu çapadaki zayyflama çok daha önce, Merkel-Sarkozy ikilisinin tutumlaryyla ba?lamy?ty. Ayryca, AB konuya daha geni? bir perspektiften, örne?in Türkiye'de daha çok sözde olup da, özde pek olmayan kuvvetler ayryly?y prensibinin peki?tirilmesi yönünden yakla?sa amenna. Ancak, AB'nin tavry maalesef a?yry siyaset kokuyor.
Netice itibaryyle Türkiye dün kurulmu? bir muz cumhuriyeti de?il. Hiç bir ?artta devletin yönetimsiz kalmasy söz konusu olamaz. Özellikle yabancy yatyrymcylary ilgilendirdi?i kadaryyla, Türkiye'nin bugüne kadar gerçekle?tirdi?i reformlary, imzalady?y uluslararasy anla?malary ve dy? yüküml