Kadınların iş gücüne katılımının artışı ve yapılması gerekenler...
Uzmanlar son yıllarda her yıl nüfus artışına bağlı olarak 800 bin ile 1 milyon kişinin iş piyasasına emek arz edeceğini belirterek, o kadar yeni iş yaratılmasının işsizliğin artmasına engel olacağını daha fazlasının işsizliği aşağıya çekeceğini öne sürüyorlardı. Buna bağlı olarak bir başka söylemleri de yüzde 5 seviyesindeki bir büyümenin işsizliği artırmayacak bir sonuç vereceği, yüzde 7-8'lik büyümenin işsizliği aşağıya çekeceği ifadesiydi.
Arkadaşımız Mehmet Kaya’nın haberinde işsizliğin yüzde 10 üzerinde yerini korumasının nedeninin, son dönem desteklerinin de etkisiyle kadınların işgücüne katılmasındaki artış olduğu vurgulanıyor. Prof. Serdar Sayan ise kadınların işgücüne katılımının artmasının nedeninin teşvik politikalarının yanı sıra son üç yılda artan ekonomik sıkıntılar olduğunu belirtiyor. Ancak, bu konuda detay analiz yapılmasının gerektiğinin de altını çiziyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıerol istihdam teşvikleri kapsamında 1 milyon 455 bin kişinin işe girdiğini açıklıyor. SGK’nın zorunlu sigorta kapsamındaki işçi sayısınında da ocak-ağustos döneminde 849 bin artış olduğu belirtiliyor. Geçmiş yıllarda bu gelişmeler işsizlik oranını düşürücü konular olarak karşımıza çıkardı. Ancak, bilindiği gibi son işsizlik verisi ağustos ayda bir önceki aya göre yüzde 0.1 oranında düşüş göstermesine karşın, yüzde 10.6 seviyesinde yüzde 10’un üzerinde kaldı.
Mehmet Kaya’nın haberindeki tablolar kadınların işgücüne katılımlarının artışının son üç yılda yaklaşık erkeklerin katılımlarındaki artışa eşit durumda olduğunu gösteriyor. TÜİK verilerine göre 2014 yılında işgücüne 20 milyon 57 bin erkek katılırken, 8 milyon 729 bin kadın katılımı söz konusu. Kadın ve genç istihdamı desteklerinin arttığı son üç yılda, kadın istihdamında 1 milyon 652 bin artış olurken, erkek istihdamındaki artış 1 milyon 771 olarak gerçekleşmiş. Genç istihdamında ise teşviklere karşın olumlu değil olumsuz gelişme yaşanmış. Bir başka TÜİK verisine göre, 2014-2017 döneminde erkeklerin istihdama katılım oranı yüzde 2.2 artışla yüzde 71.3’ten 73.3’e yükselirken, kadınların işgücüne katılım oranı 4 puanlık artışla yüzde 30.3’ten 34.3’e yükselmiş.
Bu veriler de gösteriyor ki erkeklere göre işgücüne katılım oranları düşük olan kadınların işgücüne katılımları desteklendikçe daha büyük iş yaratma ve işci sayısında artmaya ihtiyacımız olacak. Bunu sağlayamazsak işsizlik oranının aşağıya çekmek kolay olmayacak. Çünkü kadın nüfusumuz 2017 yılında erkek nüfusumuzu 500 bin kadar geçmiş durumda. Bu açıdan da kadın istihdamının desteklenmesi önem taşıyor.
Son üç yılla ilgili bir başka veri de 15-64 yaş arasındaki işgücüne katılan kişi sayısındaki artış. 2014 yılında işgücüne katılım 28 milyon 786 bin iken, 2017 yılında 3 milyon 415 bın artışla 32 milyon 201 bine yükselmiş durumda. Bu da üretim gücümüzü artıran bir özellik taşıyor.
Kadınların istihdama katılımının artışı işsizliğin düşüşüne fren olurken olumsuz bir sonucun ortaya çıkmasına neden olsa da işgücüne katılımlarını artırarak, üretim artışına yol açması açısından olumlu sonuç doğuracaktır.
Buna bağlı olarak esas yapılması gereken, yapısal reformları hayata geçirerek üretim ve ihracatın artırılmasının sürekliliğinin sağlanabilmesi, iş piyasasına emek arzları artan kadınlar için de iş yaratılabilmesidir.