Kadın ve satınalma

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Geçtiğimiz gün Tedarik Zinciri Derneği (TEDAR) ile Kadın Girişimcileri Derneği’nin (KAGİDER) ortak düzenlediği “Satın Alma Paneli”nde buluştuk. Ben de bir sunum ile ve ardından panelist olarak iştirak ettim ve organizasyonu başından sonuna izleme fırsatı elde ettim. Satın almanın iş yaşamındaki öneminin ağırlıklı olarak ele alındığı organizasyonda pek çok önemli firmanın temsilcileri yer aldı ve satın almanın önemine değinirken, etik değerlere bağlılık konusu da fazlası ile vurgulandı.

Betek Boya, Şişecam, Bosch, Siemens, BSH, Karadeniz Holding, Borusan Holding, QNB Finansbank ve ÜNSPED sunumları ile gerçekleşen oturumlar son derece keyifli geçerken, KAGİDER’in üyelerinin yüksek performanslı katılımları ve panelde sordukları sorular izlenmeye değerdi. Öne çıkan nokta, iş yaşantımızda kadına ne denli şans tanındığı, bu önemli firmaların özellikle kadın girişimcilerin kurduğu firmaları ne denli desteklediği konusu idi.

Önce kısaca satın alma konusundaki sunumlarda ön planda olan bir iki noktaya değinip, konuyu yeniden kadına getirmek isterim. Değinilen en önemli ortak nokta, satın almanın işletmelerin karlılığında çok önemli bir paya sahip oluşu idi. Tüm konuşmacılar, tedarikçi sayılarında zaman içinde azaltmaya giderek, verimliliği arttırıcı, sürdürülebilir ve uzun ömürlü ilişkileri önemsediklerinden söz ederlerken, seçim kriterlerinde de genellikle güvenilir ve etik değerlere bağlı şirketleri tercih ettiklerine değindiler. Uzun vadede en ucuz fiyatı yakalayabilen ve bunu rakiplerinden daha ucuza elde edebilen satın alma birimleri, şirketlerinin rakiplerine göre önde olmasına büyük destek sağlıyor. Şirketlerin ürettiği ürünlerin satış maliyetlerinin içinde satın alınan kalemlerin maliyetlerinin %70-%90 arasında değiştiği düşünülürse satın alma fonksiyonunun ne önemli olduğunu anlamak kolaylaşıyor. Sağladıkları maliyet tasarrufları ile şirketlerin karlılıklarına destek olan bu uzmanlık alanı, gelecekte teknolojiyi çok daha iyi kullanabilen, mobil hareket edebilen, daha fazla sürdürülebilir satın alma stratejileri üreten ve uygulayan iş birimleri olarak şirketleri için önemli bir bölüm olmayı belli ki sürdürecekler. Özellikle etik değerlerden uzaklaşmadan bu meslek dalının gelişmesi de hepimizin ayrıca en önemli beklentisi olsa gerek.

Gelişen Türkiye ekonomisinde kadının girişimci olarak yer almasında KAGİDER’in çok önemli bir role sahip olduğunu biliyoruz, ancak satın alma gibi bir fonksiyonu böylesine önemsemiş olmaları ve net sorular ile kadınların desteklenmesi gerektiğine dikkat çekmeleri doğrusu beni ziyadesi ile etkiledi. Yaklaşık 300 üyesi bulunan KAGİDER, kadınların iş yaşantısında profesyonel olarak yer almalarının yanı sıra, girişimci olarak da pek çok başarıyı elde edebileceklerini ispatlamış durumda. Bu konuda zaten bir şüphemiz de yok, ama tüm satın alma yöneticilerinin de kadın girişimcileri desteklemeleri gerektiği konusunda bundan daha güzel farkındalık yaratamazlardı. TEDAR’da bu konuda ne denli doğru bir iş yaptığını göstererek vizyonunu ortaya koymuş oldu, ben de böylesine önemli bir konunun okurlar tarafından da kaçırılmaması gerektiğini düşündüğümden ele almaya çalıştım.

Kadın girişimcilerin pek çoğu, profesyonel yaşantılarını sonlandırarak girişimci oldukları için, şirketlerinden ziyade kişisel deneyimlerini ortaya koyabildiklerinden hareketle, satın alma yöneticilerinin de bu kriteri göz önünde bulundurmaları gerektiğinin altını çizdiler ki, bu çağrıya katılmamak elde değil.

Ekonomimizi tartıştığımız, nasıl daha fazla geliştiririz dediğimiz noktada, kadının ekonomiye ve reel sektöre daha fazla kazandırılması hususunu kaçırmamamız gerekiyor. Her platformda genç nüfusa sahip olduğumuz ve bu iş gücümüzün etkin kullanılmasından söz ediyoruz. Bu elbette doğru, ancak atlamamalıyız ki, kadın nüfusu da çok üst noktalarda olan bir ülkeyiz, ancak bu kitleyi iş yaşantısına yeterince sokmayı, özellikle de girişimci olma yönündeki çabalarını yeterince görmüyor ve desteklemiyoruz. Üstelik kadınların, çok daha kararlı ve etik değerler konusunda son derece hassas olmalarını da artı değer olarak görmek gerekir. Ticaret Bakanımızın da kadın oluşu, bu tezi doğruluyor aslında.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar