Kadim şehirde kitap kokusu

“Coğrafya kaderdir” demiş ünlü düşünür İbn-i Haldun. Sanki Gaziantep için söylemiş bu sözcükleri. Çünkü, tarih boyunca Akdeniz Havzası ile Mezopotamya’yı birbirine bağlamış çok önemli bir köprü, Doğu ve Batı değerlerinin harmanlandığı, İpek Yolu üzerindeki ana üretim ve ticaret merkezlerinden birisi Gaziantep. Kökleri on binlerce yıl öncesine uzanan bir kent; bu satırların yazarının gitmekten, kalmaktan, lezzetlerini tatmaktan, sokaklarında dolaşmaktan, evlerinin hayatlarında soluklanmaktan keyif aldığı masalsı şehirlerden biri… Dünya Bankası’na göre dünyanın rekabet gücü en yüksek yedinci şehri. 

Ve Gaziantep, küresel marka şehir olmak yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu yöndeki en önemli aşamalardan birisi, geçtiğimiz yıl sonunda UNESCO tarafından 33 ülkeden 47 şehrin içinde yer aldığı “Dünya Yaratıcı Şehirler Ağı”- na gastronomi kategorisinde dahil edilmesiydi. 

Onu, Gaziantep’in konu ve konuk olduğu ulusal, uluslararası birçok etkinlik izledi. Şimdi sıra kentin önemli ihtiyaçlarından biri olan kitap fuarında… 

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A. Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği, Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep Üniversitesi, Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve Sanayi Odası’nın desteğiyle gerçekleştirilecek “Gaziantep Kitap Fuarı.” 

3 Mayıs Salı günü Gaziantep Üniversitesi Mâvera Kongre ve Sanat Merkezi’nde açılacak ve 8 Mayıs’a kadar gezilebilecek. Kent bu sürede 50 yayınevi, 100 yazar ve 40 etkinliğe ev sahipliği yapacak. 

Gaziantep çok özel bir şehir. Söylediğim gibi defalarca gittim, defalarca yazdım. Başta sevgili Ahmet Ümit, Antepli çok dostum var. Onların birbirlerine düşkünlükleri hayranlıkla gözlemledim. Örneğin, “Gaziantep’in en güzel abisi” dediler Ahmet Ümit’e çevresinde her ân artan bir sevgi hâlesi oluşturdular. 

Ne güzel ki dünya kültürünün çok önemli eserlerini binlerce yıldır biriktiren bu kadim şehirde düzenlenecek kitap fuarı, kent sâkinlerini bu kez kültür için, edebiyat için bir araya getirecek. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, kültürün, kitabın öneminin farkında. Bir söyleşimizde yaptıkları etkinliklerle kültür sanat alanında genç nesillere birer mum yaktıklarını dile getirmiş, “Umarım gençlerimiz bu doğrultuda yollarına devam ederler. Biz onları cesaretlendiriyor, yüreklendiriyoruz. Özellikle okumaları ve kitaplara değer vermeleri yönünde bir yol açmak istiyoruz” diye konuşmuştu. Şiiri de seviyordu, iki sene önce Tahmis Kahvesi’ndeki bir etkinlikte Yahya Kemal’in ünlü “Sessiz Gemi”sini ezberden okuduğunu anımsıyorum. 

Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl Zeynioğlu da kitap fuarlarının yapıldıkları şehre ve orada yaşayanlara hitap eden etkinlikler olduğuna dikkat çekiyor. Celâl, “Eğer şehir onu sahiplenirse kitap fuarları devam ediyor, sahiplenmezse yeterli ilgiyi göstermezse maalesef sürdürmemiz mümkün olmuyor” diyor. Kitap fuarlarının gerçekleştirildikleri yerlerde okuma alışkanlıklarının arttığının altını çizen Celâl, Türkiye’nin genç bir ülke olduğunu vurgulayarak dünya okuma oranları içerisinde önemli bir payı olduğuna dikkat çekiyor. 

Anteplilik dedim ya Kitap Fuarı’na da bir Anteplilik projesi olarak bakmalıyız. Fuarla kente ağaca dönüşecek bir kitap fidanı dikilmiş olacak, onu yetiştirip büyütmek, kocaman bir çınara dönüştürmek, birbirine düşkün Anteplilerin gayretiyle olacak. 

Öğrenci, öğretmen ve emeklilere girişin ücretsiz olduğu Gaziantep Kitap Fuarı her gün 10.00- 20.00 saatleri arasında açık olacak, son günü olan 8 Mayıs Pazar akşamı ise 19.00’da sona erecek. 

Yazımı sevgili dostum yazar Mario Levi’nin bir Gaziantep yolculuğumuzda söyledikleriyle bitirmek istiyorum: 

“Nerede edebiyat varsa, orada umut da vardır.”