Kaçakçılıkla mücadelede dikkat çekici değişiklikler yapıldı

Hasan AKDOĞAN
Hasan AKDOĞAN GÜMRÜK VE DIŞ TİCARET [email protected]

28 Haziran 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kanunla birçok kanunda değişiklik yapıldı. Bunlar arasında Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda yapılan ağırlaştırıcı değişiklik dikkat çekiyor. Kanunda öngörülen ceza miktarları arttırılıyor. Yeni kavramlarla suçların tanımları genişletiliyor. 

Örneğin; Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinde kaçakçılık suçları sayılıyor. Bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen” Eşyayı, sahte belge kullanmak suretiyle gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin, Türkiye’ye ithal eden kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” Hükmünde belirtilen sahte belge kullanmak suretiyle” ibaresi “aldatıcı işlem ve davranışlarla” şeklinde; “bir yıldan” ibaresi “iki yıldan” şeklinde değiştirildi. Önceki halde sahte belge suça esas teşkil ediyordu. Aldatıcı işlem ve davranış kavramı bunun yerine geçince bir kaos ortamının doğması muhtemel görünüyor. Böyle ucu açık kavramların tanımlanması gerekiyor. Aksi takdirde hele hele davranış sözcüğü herşeyi kapsayabilir. 

Keza; maddenin dördüncü fıkrasında yer alan “sahte belgeyle yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapan kişi, altı aydan üç yıla” ibaresi “hile ile yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapan kişi, bir yıldan üç yıla” şeklinde değiştirildi. Hile ne demekse bunun da netleştirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde savcılara çok iş düşecek gibi görünüyor. 
Maddenin dokuzuncu fıkrasında yer alan “İhracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi göstermek ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstererek ilgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlayan” ibaresi “İlgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak amacıyla ihracat gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi gösteren ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik gösteren” şeklinde değiştirildi. 

Yani önceki durumda çıkar sağlamak esas alınmışken yeni hükme göre böyle bir amaç yeterli görülüyor. Bir yönüyle; “sakın ha böyle bir yola tevessül etmeyin” denilmek isteniyor gibi. Korkutucu olmak isteniyor gibi. Bu durum suç ve cezanın dengeli olması konusu ile ne kadar bağdaşıyor. Bu konuyu hukukçulara bırakıyorum. 

Yeni eklenen fıkra ile de akaryakıt sektörüne önemli mesajlar veriliyor. Ulusal marker uygulamasına tabi olup da, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun belirlediği seviyenin altında ulusal marker içeren veya hiç içermeyen akaryakıtı; Ticari amaçla üreten, bulunduran veya nakleden, satışa arz eden veya satan, bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın alan, kişinin iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınıyor. 

18. fıkra ile de alkollü içecekler sektörüne mesaj veriliyor. Ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan ya da taklit veya yanıltıcı bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretleri taşıyan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkileri; ticari amaçla üreten, bulunduran veya nakleden, satışa arz eden veya satan, bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın alan, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılıyor. 
Muhtemeldir ki, yeni ekonomik gelişmeler konjoktürel durumlara yol açacak ve bu tür kanunlarda yeni değişiklikler yapılabilecektir

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar