Kaç stajyer çalıştırdınız?
Geçen haftaki sohbetimizi “Türk Ticaret Merkezleri’ne iş hayatı tecrübesi olmayanları atamayınız” cümlesi ile bitirmiştik. Bir dostumuz “Liyakat, iş hayatı tecrübesi, dış ticaret bilgisi” diye art arda sıralayarak “Varsa hepsini bir arada taşıyan, bana gönder” diyerek, kahkahayı basmıştı. Cevap olarak ben de kendisine “Son üç yılda kaç tane dış ticaret stajyeri çalıştırdınız” diye sordum. “Eyvah, Hoca boks eldivenleri taktı” dediğini duyan diğer dostlar da kahkahayı basınca, sohbet güzel ve verimli bir tartışmaya doğru döndü.
Gerçek şu ki Türk iş insanları ve özellikle ihracatçılar arasında nitelikli eleman sıkıntısı olmayan nerdeyse hiç yok. Dış ticaret öğreten okullarımızın, bunun için çözüm üretmekten uzak olduğunu söylemek “Aşikârı ifşa etmek” başka deyişle “Meydanda olanı göstermek” gibi bir şey.
Bilişim konusunda mühendislik eğitimi görmüş bir genç insanımız, mezuniyetinin hemen ardından dünyaca meşhur bir bilişim şirketine kabul edilince, bitirme derecesinin ne olduğunu sormuştum. Biraz mahcubiyet ile 4 üzerinden 2.70 olduğunu söyleyince hayret etmekten kendimi alamamıştım. O şirketin, torpil ile adam almasının neredeyse olanaksız olduğunu bildiğimiz için bu işe alınmanın ardındaki gizemi anlamak için biraz sıkıştırınca, olay açıklığa kavuşmuştu. Bu genç mühendisimiz, okul sıralarındayken, sadece isimlerini tek satır olarak yazdığınızda, üç dosya sayfasını dolduracak kadar proje çalışması yapmış. Hafta sonlarını feda ederek gittiği uzun soluklu kurslardan, sadece sertifika almakla kalmamış, o eğitimlerin içeriklerini aklına yüklemiş. Sonuçta da iyi bir iş ve iyi bir kariyer geleceği kazanmış.
Üniversitedeki öğrenci arkadaşlarıma hep söylediğim şey “Sertifika sadece bir kâğıt parçasıdır, önemli olan sizin kazandığınız mesleki yeterliliklerdir” olmaktadır. Hele seminer adı altında toplantı yaparak, bir günde birkaç sertifika veren düzenbazların onlara ne verebileceği bir hayli şüphe götürür. Olsa, olsa sadece öğrencilerin paralarını alır. Sonra da sanki işverenler onlardan sertifika sorup o sertifikaların sayısına göre değerlendirme yapar?
Bu yıl meslekte onur duyduğum 43. yılıma girdim. Başlangıçta nasıl bir profesyonel idin derseniz “Sektör bilgisi boş amma öğrenme heyecanı çok” genç bir adamdım derim. Çok çalıştım amma rahmetli babam hariç kimseden bir bilgi alamadım. Zira o yıllarda bilgi saklamak modası halâ geçer akçe idi.
Şimdi ise biz ihracatçıların çoğu, kendi bindiği dalı kesmek gibi bir davranış gösteriyoruz. Stajyer almayı istemiyoruz. Aslına bakarsanız çoğu sektörde de bu böyle. Gelen stajyer olursa, staj kâğıdını baştan imzalayıp gönderiyoruz. İşletmede olmaları gerekiyorsa, fotokopi çektirip, çay getirmek gibi onlar için en ilgisiz işleri onlara yüklüyoruz. Sonra da iş başvurusu yaptıklarında “İş tecrübeniz nedir” sorusunu da hiç yüzümüz kızarmadan sorabiliyoruz. Bunca yıllık tecrübeye karşın, hiç karşılaşmadığımız sorunlar çıkabiliyor önümüze.
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki dış ticaret işleri, uygulamanın içine girmeden öğrenilemez. Kitap, teori, internet hepsi güzel kaynaklar amma hiçbir zaman usta çırak ilişkisinin yerini tutamazlar.