”Kaç bakan gördüm!”, ”erken seçim” ilişkisi…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Önemli siyasetçilerimizden biri basın toplantısında, "Ekonomiyi 500 günde düzeltirim. Bunun altını çizin." demiş gazetecilere.

Gazetecilerden biri 500 gün sonra, aynı siyasetçinin karşısına geçmiş ve altını çizdiği bölümü göstererek, " 'Ekonomiyi 500 günde düzeltirim, bunun altını çizin.' demişsiniz, bende çizmişim. Ama düzelmedi."

Siyasetçi gazetecideki kağıdı almış, bakmış, sonra tekrar uzatmış ve, "Şimdi de üstünü çiz." demiş.

* * *

Anayasa değişiklik paketinde yer alan Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceği ve AK Parti'nin bunu fırsat bilip 'erken seçime' gideceği konuşuluyor kulislerde.

Kulisi yapanlardan bazıları 'üye' AK Parti'de.

'Seçim' yakındır yani Türkiye'de.

* * * 

Bürokrasi yine duracak.

Bakanların gecikmiş/gecikmemiş tüm talimatları unutulacak, yada ağırdan alınacak.

"Kaç bakan gördüm!", "Kaç siyasetçi eskittim!" deyip, işi yavaşlatanlara, yaptıkları kâr kalacak..

İşsizimiz 'iş'; çiftçimiz, sanayicimiz, ihracatçımız, müteahhitimiz  'üretmek' için engellerden kurtulmak isteyecek.

Siyasetçi sandığı adres gösterecek.

 "…Karar almıştık, yapacaktık, başlamıştık…; seçimden sonra bitireceğiz!…" diyecek.

Türkiye yine kaybedecek.

* * *

Mesela, sulama projeleri 2012'de bitecekti.

Aslında 2010'da bitecekti.

2010'da biteceği 2006'da açıklanmıştı.

Geriye gidersek aslında 2005'te bitecekti.

2005'te biteceği 2000'de açıklanmıştı.

Daha da geriye gidersek 1998'de bitecekti.

1998'de biteceği 1996'da açıklanmıştı.

Siyasiler açıklayadurdu, sulama projeleri bitmedi.

Önceki gün Tarım Bakanı açıkladı: "Sulama projeleri biterse Türkiye kendine yeter."

* * *

Mesela, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri…

Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde yıllık 100 milyar dolar cirolara, 1 milyon istihdam seviyesine çıkılabileceğini, ancak sektör temsilcilerimizin önlerine çıkan fırsatları basit sayılabilecek nedenlerle değerlendiremediğini biliyoruz.

Bu nedenle DÜNYA Gazetesi olarak son 3 yıldır, Türk ekonomisine milyarlarca dolarlık döviz ve yüz binlerce istihdam katkısında bulunan 'inşaat sanayicilerimiz'i daha da fazla anlatmaya çalışıyoruz.

Yurtdışında ve yurtiçinde hizmet veren inşaat sanayicilerimizin neredeyse tamamıyla birebir görüşüyor, ilettikleri sorunların çözümü yönünde kamuoyu oluşturmak için küçük adımlar atıyoruz.

Küçük adımların dahi sektöre, dolayısıyla Türk ekonomisine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Sektörün, sorunlara değil; dünya ülkelerindeki projelere, birleşmelere, uzmanlaşmaya yoğunlaşıp büyümesi için çabalıyoruz.

Bu çaba için devlet yönetiminden de, siyasetçilerden de, bürokrasiden de, sorunlarını ve projelerini dillerinden aktardığımız inşaat sanayicilerimizden de olumlu tepkiler alıyoruz.

Yapıcı eleştiriler ışığında hatalarımızı düzeltip, hedeflediğimiz yolda ilerliyoruz.

Küçük adımları atmakta zorlanan ilgililere ise anlam veremiyoruz.

Çözüm yönündeki kararın alınmasında akıl ve hareket tutulması yaşayanları; sorunların daha da büyümesine ve 100 milyarlarca dolarlık ciroya ulaşabilecek bir sektörün küçülmesine seyirci kalanları da anlayamıyoruz.

Küçük bir örneği inşaat sanayicimizin dilinden aktarayım: "Arabistan'a işçi götürüyoruz.

Götürdüğümüz Türk işçiye, bir Çinliye, bir Hintliye göre çok daha yüksek ücret ödüyoruz.

Bir de üstüne uçak ve vize masrafları eklenince, rekabet şansını kaybediyoruz.

Uçak ve vize masraflarının işçi maliyetinde yüzde 50'ler seviyesine ulaşmasıyla, yabancı işçi çalıştırmaya yönleniyoruz, daha doğrusu yönlendiriliyoruz.

Bu kalemde sağlanacak desteğin, hem yatırımcının rekabet avantajını artırıp daha fazla iş almasına neden olacağını, hem de yatırımcıyı Türk işçiye yönlendireceğini biliyoruz."

Binlerce kişi 'tatil' için 100 Euro'ya binlerce kilometre uzağa götürülüp getirilebiliyorsa, işçilerimizin de 'Türk ekonomisi'nin geleceği için aynı fiyata götürülüp getirilebilmesi konusunda karar almanın neden bu kadar zor olduğunu anlamlandıramıyoruz.

Teminat mektubu sorununun çözümü için, birilerinin öncülük edip, kamu-özel 4-5 bankamızı ve büyük müteahhitlik şirketlerimizi bir araya getirip 'yüksek sermayeli' bir banka kurulmasına öncülük etmemesinin nedenini de çözemiyoruz.

Yurtdışında 100 milyar dolarlık iş, 1 milyon istihdam hedefine ulaşıp, yeni hedefler belirleyebilmek için, tüm ilgililerin sorumluluk almasını ve küçük adımlarla da olsa yola çıkmasını bekliyoruz.

Önceki gün Devlet Bakanı açıkladı: "Libya, Rusya ve Türkmenistan'da ki işlerde teminat sorununu çözecek bankaların kurulması ve sermayelerinin artırılması için çalışma başlattık."

* * *

Seçimler olur. Siyasetçi gider, siyasetçi gelir.

Ekonominin önünü kesen sorunlar, bürokrasi tarafından çözülür.

Gelip giden bakanları, seçimleri değil; Türkiye'nin geleceğini düşünüp bu yolda ter döken ve siyasetçiyi yönlendiren bürokrasi tarafından.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks (2) 27 Ağustos 2024
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024