Kabine sonrası piyasaların yönü

Ufuk KORCAN
Ufuk KORCAN PARANIN ROTASI [email protected]

Seçimlerin ardından yeni hükümette Ka­bine de belli oldu. Cu­martesi günü açıklanan ye­ni Kabine’de en merak edilen isim hiç şüphesiz Mehmet Şimşek idi. Geçen hafta piya­saların en çok konuştuğu isim olan Mehmet Şimşek’in ilk olarak Cumhurbaşkanı Yar­dımcısı olacağı iddia edilmiş­ti. Cuma günü ise Şimşek’in ‘tam yetki’ alarak Hazine ve Maliye Ba­kanlığı’na getirileceği haberleri gündeme düşmüştü. Bu beklen­tilerle girilen hafta sonunda Meh­met Şimşek, Cumhurbaşkanı Re­cep Tayyip Erdoğan’ın düzenle­diği basın toplantıda “Hazine ve Maliye Bakanı” olarak açıklandı. Pazar günü yapılan devir-teslim töreninde de Şimşek görevi Nu­reddin Nebati’den devraldı.

İlk mesajlar olumlu algılandı

Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetiminin başına geldiği ha­berlerine rağmen piyasa çevre­lerinin kafası karıştı. Çünkü son yıllarda uygulanan ekonomi po­litikalarından geri dönüş olup olmayacağı, dönülecekse ne ka­darlık bir dönüş olacağı netleş­memişti. Pazar günü yapılan de­vir-teslim töreninde Mehmet Şimşek’in yaptığı açıklamalar, bu sorulara bir anlamda yanıt ve­rir gibi oldu. Şimşek’in “Türki­ye'nin rasyonel bir zemine dön­me dışında bir seçeneği kalma­mıştır” şeklindeki açıklaması, mevcut politikaların tamamen geride bırakılacağının mesajı olarak algılandı. Ekonomi yöne­timinde etkili diğer kurumlarda yapılacak atamalar da yine ‘ras­yonel’ politikalara dönüşün hı­zıyla ilgili bilgi verecektir.

Mehmet Şimşek’in top­lumsal refahı yükseltme he­define ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uy­gunluğun temel ilkeler ola­cağı açıklaması yine piyasa oyuncuları tarafından ‘olum­lu’ algılandı. Ekonomi yöne­timindeki değişiklikler ve ve­rilen mesajların piyasaları kısa vadede olumlu etkileyeceği görüşü hakim. Ancak bu olumlu havanın ne kadar süreceği ise atı­lacak adımlara ve bu adımların sürekliliğine bağlı olacak. Yeni döneme ilişkin olumlu beklenti­ler nedeniyle ilk aşamada Türki­ye’nin CDS’lerinde ve eurobond faizlerinde düşüş olacağı belirti­liyor. İçeride ise hisse senetlerin­de yukarı yönlü hareketin deva­mı bekleniyor. Döviz piyasaların­da ise baskı her ne kadar azalacak olsa da aşağı yönlü hareketlerin Merkez Bankası’nın rezerv güç­lendirmek için alıcı tarafa geçe­bileceği beklentisiyle sınırlı kala­bileceği ifade ediliyor.

Dolarda 20.50 TL’nin altında düşüş hızlanabilir

Dolar/TL’de haftalık bazda yükseliş trendi devam ediyor. Ancak yeni ekonomi yönetiminin verdiği mesajlar nedeniyle kurlarda kısa vadede aşağı yönlü bir hareket görülebilir. Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) geleceği, yabancı yatırımcıların ilgisi, enflasyon ve cari dengenin seyri kurlar üzerinde etkili olacak ana gündem maddeleri. Dolar/TL paritesinde 21.30 TL seviyeleri direnç noktası olarak öne çıkıyor. Olumlu havanın etkisiyle paritenin 20.50 TL’nin altına gerilemesi 19.75 TL’ye doğru bir harekete neden olabilir. Bu seviyenin altında ise 18.60 TL bir sonraki destek noktası.

Borsada tarihi zirvelere doğru hareket olabilir

Gelelim borsada teknik görünüme… Hafta sonu Kabine’nin netleşmesi ve verilen mesajların olumlu etkisi fiyatlara da yansıyacaktır. Özellikle son yıllarda yapılan çok sayıda düzenleme nedeniyle performans olarak biraz geride kalan bankacılık hisselerinde alımlar daha hızlı olabilir. Geçen hafta yüzde 11.65 yükselen BIST 100 Endeksi için ilk direnç noktası 5 bin 250 puan seviyesinde. Bu seviye bu yıl 4 kez test edildi ama hiçbirinde üzerinde kalınamadı. ‘Şimşek rüzgarı’ ile bu seviyenin hacimli şekilde kırılması 5 bin 550 puan seviyesinde bulunan direnç noktasını gündeme getirebilir. Bu seviyenin de aşılması halinde endekste yeni rekor seviyeler hedeflenecektir. Aşağı tarafta ise 5 bin, 4 bin 880, 4 bin 800 puan seviyeleri destek noktaları olarak öne çıkıyor.

Yabancı yatırımcı gelir mi?

Mehmet Şimşek yönetiminde rasyonel politikalara geri dönülmesi halinde yabancı yatırımcılar Türkiye’yi yeniden radarlarına alabilir. Özellikle enflasyon ve cari açık ile mücadelede atılacak adımların açıklanması ve bu adımlara inancın artması halinde tarihin en düşük seviyelerine gerileyen borsadaki yabancı payı yeniden artışa geçebilir. Kredibilitenin geri kazanılmasının ardından sermaye yatırımları gibi doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının da canlanabileceği tahmin ediliyor. Ancak tüm bu beklentilerin gerçekleşmesi alınacak kararlara ve atılacak adımlara bağlı olacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar