K-pop: Güney Kore’nin yumuşak gücü
UNICEF başta olmak üzere çok sayıda ulusal veya uluslararası yardım kuruluşu, daha iyi bir dünya yaratmak adına geniş kitleleri etkileme gücüne sahip isimlerle bir araya gelerek, önemli projeleri hayata geçiriyor.
Son projelerden biri, geçtiğimiz Ekim ayında dünya genelinde her geçen gün daha büyük kitlelere ulaşan Güney Koreli müzik grubu BTS ile gerçekleşti. BTS ve ajansı Big Hit Entertainment UNICEF ile el ele verdi ve “LOVE MYSELF” adlı yeni bir kampanya hazırladı.
Kampanya kapsamında, dünyanın dört bir yanındaki çocukların ve gençlerin şiddet korkusu duymadan güvenli ve sağlıklı yaşamalarını amaçlayan #ENDviolence kampanyası da desteklenecek.
BTS, şarkılarında gençlerin endişelerini dile getiriyor. Grup, küresel anlamda ciddi bir etki alanına sahip. UNICEF, BTS ile gerçekleştirilen işbirliği sayesinde, müzik yoluyla kaynak yaratarak toplumda şiddet gören çocuk ve gençlere karşı farkındalık yaratmayı; şiddet olaylarına maruz kalan gençlere güçlü bir vizyon kazandırmayı ve olumlu bir dönüşüm başlatmayı hedefliyor.
Big Hit Entertainment Başkanı Bang Shi Hyuk’un kampanya hakkında şunları söylüyor: “BTS başlangıçtan bu yana tüm şarkılarında gerçek sevgiyi anlatıyor; kendilerine inançlarını yitiren ve acı çeken gençlere sevmenin önemi hakkında mesaj iletiyor.
BTS ve UNICEF arasındaki işbirliği iki sene devam edecek ve “LOVE MYSELF” adında bir fon oluşturulacak. Bu fona; Big Hit Entertainment ve yedi BTS üyesinden 500 milyon won yani yaklaşık 447 bin dolar tutarında bağış yapılacak; “Love Yourself” serisinin fiziksel albümlerinin satışından elde edilen gelirin yüzde 3’ü fona aktarılacak; “LOVE MYSELF” kampanyası için resmi ürün satışlarından elde edilen gelirin yüzde 100’ü ve UNICEF tarafından kurulan bağış masalarında yapılan bağışlar fona yönlendirilecek.
BTS’in UNICEF ile gerçekleştirdiği bu işbirliği gençlere ulaşmak açısından çok önemli; çünkü bugün K-pop sadece Güney Kore’de değil, tüm dünyada hızla yayılan ve gençler arasında çok fazla dinlenmeye başlayan bir müzik türü. Asya’nın farklı şehirlerinden, New York’a, Paris’ten İstanbul’a, K-pop gruplarının dünya genelinde milyonlarca takipçisi var.
Benim BTS ile tanışmam ise 14 yaşındaki kızım Ada sayesinde oldu. BTS fanları kendilerini “Army” olarak tanımlıyorlar. Ada da bir Army üyesi.
Tüm dünyanın ilgisini çekiyorlar
BTS’in son albümündeki DNA şarkısının klibi, ilk 24 saatte internette 20.9 milyon kişi tarafından görüntülendi. LOVEYOURSELF albümü 1 hafta içinde 750 bin satış gerçekleştirdi ve 73 ülkede Itunes’da birinci sırada yer aldı. BTS, Billboard Müzik Ödülü alan ilk K-pop grubu oldu. 19 Aralık 2017’de ise American Music Awards (AMA’S)’a katıldılar.
Tabii ki K-pop, sadece BTS ile sınırlı değil. Got7, Exo, Big Bang, Shinee, BlackPink, Twice, RedVelvet gibi çok sayıda grup var.…
K-pop’un en önemli özellikleri; genç şarkıcıların bir çoğunun İngilizce, Japonca veya Çince bilmesi ve en az yedi yıl eğitim almaları.
Koreli eğlence şirketleri tüm dünyanın ilgisini çekmek için gerekli unsurları en iyi şekilde bir araya getirmenin yolunu biliyorlar. ABD, Avrupa ve dünyanın farklı yerlerinden en iyi ve en yaratıcı koreograf ve şarkı yazarları ile en yetenekli müzisyenlerle çalışıyorlar; genç yetenekleri arayıp buluyorlar. Bu genç yetenekler, hem harika dans ederken, hem de aynı şarkı içinde Korece’den İngilizce’ye, İngilizce’den tekrar Korece’ye geçebiliyorlar. Günün sonunda, fan’lar da aynı şeyi yapabilir hale geliyor. Korece tüm dünya gençliğinin gündemine giriyor; diline karışıyor… Ada’nın yaptığı gibi, bir çok gencin kendi kendine Kore’ce öğrenmeye başladığına eminim… Bu da aslında, bir kültürün dünya genelinde ne derece hızlı bir şekilde güçlenmeye başladığının en somut kanıtı.
Kültürel egemenlik
K-pop, son dönemde Güney Kore hükümetinin yumuşak gücü ve dünya ile kültürel bir alışverişe geçme yolu olarak değerlendiriliyor. Hatta The Wall Street Journal, Kore popu ile ilgili yer verdiği bir makalede, K-pop gruplarının küreselleşmenin sıradan bir sonucu olmadığını, Kore’nin dünya genelinde gençler üzerinde kültürel egemenlik kurmak için kullandığı yeni bir yumuşak gücü olduğunu yazdı.
Bugün dünya genelinde milyonlarca genç K-pop dinliyor. Teknoloji sayesinde dünyanın her bir köşesine ulaşma şansları var. Milyonlarca seçenek arasından sadece kendi tercih ettikleri, kendilerine hitap eden müzikleri dinleme özgürlükleri de var. Dolayısıyla, gençlerin tercihleri dışardan belirlenemeyecek kadar özgür. Bu nedenle, K-pop’un başarısı tartışılmaz. Öyle ki Google geçtiğimiz günlerde Youtube’da sadece K-pop’a yer veren bir kanal kurmayı planladığını açıkladı. Google Yöneticisi Eric Schmidt, Seul’a giderek, ülke Başkanı Lee Myung-bak ve bir çok teknoloji şirketi ile görüştü ve projesi için destek toplamaya çalıştı.
Dünya genelinde yapılan araştırmalar, yeni neslin tercihlerinden çabuk vazgeçebildiğini ortaya koyuyor; ama gerçek olan şu ki, gençler birbirleri ile daha fazla iletişim içinde olmak istiyorlar. Pop kültürü, çokuluslu şirketler gibi sınırları ortadan kaldıran bir güce sahip.
Belki de sınırları ortadan kaldırma sırası K-pop’ta. Dünya müzik otoritelerinin de dediği gibi, gençler Top-100 listelerinde yeni gruplar görmek istiyor… Amerikan pop müziğinin yıllardır hep aynı olduğunu söyleyenler de var.
Beslenme, giyim, ulaşım, iletişim gibi her alanda alternatifl er aradığımız bir çağda, müzikte yeni bir alternatif neden olmasın?
24 saatte 20.9 milyon izlenme oranı
Dünyada kendine sağlam bir yer edinen K-pop, Facebook, Twitter ve YouTube sayesinde Asya, ABD ve Avrupa’da milyonlarca gencin dikkatini çekiyor. Güney Koreli gençler bugün dünya müzik listelerini altüst ediyorlar. BTS’in “Love Yourself: Her” albümünün piyasaya çıkmasının ardından Youtube’da ilk 24 saatte izlenme oranı 20.9 milyona ulaştı… Bu gerçekten inanılmaz bir rakam.
Müzik sektörü uzmanlarına göre bu akım sadece müzik tarzı olarak değil, giyim, yaşayış ve aynı zamanda yeni ve özgür bir dünya görüşünü temsil ediyor. Ekonomik ve kültürel bir “güç” olarak değerlendiriliyor ve Güney Kore kültür bakanlığı tarafından da destekleniyor.
Genç yeteneklerin keşfedilmesi için, her sene yetenek yarışmaları düzenleniyor. Bu yarışmalarda başarılı olanlar ise, eğlence şirketlerinde stajyer olmaya hak kazanıyorlar. Big Hit, JYP Entertainment, SMTown Entertainment gibi çok sayıda eğlence şirketi, başarılı olan bu gençleri sanatçı olarak eğitiyor. Yani bu şirketler bir nevi “idol fabrikaları” olarak çalışıyorlar. Sanatçıların menajerliklerini yapıyorlar; medya ilişkilerini yönetiyorlar.
Bu arada Youtube’da 1 milyar görüntülenmeyi aşan ilk video klibin de, 2013 yılında tüm dünyada dinlenen Güney Koreli şarkıcı PSY’ın “Gangnam Style”ı olduğunu hatırlatmakta fayda var…