Jerks-hıyarlar
Seçimler bitti. İşletmeciler işletmeleriyle, çalışanlar işleriyle, işsizler ve geçinemeyenler dertleriyle, kuramsal ekonomistler, günlük ekonomi kalemşorları tahminleriyle, siyasiler vaatleriyle baş başa kaldılar. Benim gibi oy vermekten başka siyasi girişimi, konuda ahkam kesmekten başka ekonomik yatırımı olmayanlar da siz okurların ilgisini çekecek yazıyı şimdi nereden bulayım sorusuyla kaldık. Uzun süre düşündükten sonra ben sizlere İngilizce ‘jerk’ kelimesiyle tanımlanan bir insan tipini anlatmaya karar verdim.
Önce jerk kelimesinin Türkçe karşılığını aradım. İngilizce-Türkçe lügatlerde pislik, ahmak, iğrenç tip, aşağılık kimse gibi karşılıklar verilmiş. Hiç birini beğenmedim. Benim beğendiğimi karşılık, her ne kadar severek yesem de, ‘hıyar.’ Birini anlatırken “Hıyarın biri” veya “Bırak o hıyarı” veya “Adam hıyarın önde gideni” veya “Tam bir hıyar oğlu hıyar” derler ya, işte öyle.
Şimdi aranızdaki bazı münafıklar bu yazımın işletmecilikle bir alakası olmadığını, ülkemizdeki seçimler dolayısı ile böyle bir yazı yazdığımı söyleyip, “Hıyarın biri”; “Bırak o hıyarı”; “Adam hıyarın önde gideni” veya “Tam bir hıyar oğlu hıyar” gibi kelimelerle şunu veya bunu kastettiğimi ileri sürerek yazı işlerini aleyhime kışkırtmaya kalkacaklardır ama haşa. Bu yazının siyasi hiç bir tarafı yok.
Tanımdan başlayalım. Hıyar kime denir ona bir bakalım. Eğer siz veya tanıdığınız biri bu tanıma uyuyorsa küsmeyin düzelmeye veya düzeltmeye bakın. Tanımı ben vermiyorum ünlü ‘Psychology Today’ dergisi veriyor. Hıyarların altı özelliği şöyle sıralanıyor:
1. Durmadan kendinden bahsetmek
Kendinizi ne kadar başarılı hissediyorsanız edin bu her dakika ben şöyle yaptım, böyle ettim demenizi gerektirmez. Bu arada biri bir şey anlatırken “Ben de aynı konuda..” diyerek konuyu kendinize getirmek ‘ben ben’ demenin bir başka yoluymuş.
2. Rencide edici şakalar yapmak, dil kullanmak
Espri yapmak kolay iş değildir, zeki adamların işidir. Argo ve küfürlü konuşmak herkese yakışmaz. Kiminin ağzında eğreti durur. Fıkra anlatmanın bir yeri, bir sırası vardır. Nüktedanlık iyi bir yönetici özelliğidir ama beceremeyen kişiler için bir felaket olur. Önemli olan nüktedanlığının karşıtının ‘nemrutluk’ veya ‘lanetlik’ olmadığını bilmektir. Espri kabiliyetinizin olup olmadığını etrafınız size şimdiye kadar belli etmediyse öğrenin, eğer yoksa, şaka maka yapmayın.
3. Israrcı olmak ve sırnaşıklık yapmak
Sırnaşıklık üzerinize vazife olmayan şeylere burnunuzu sokmanız ısrarcılık insanlara baskı yapmanız demektir. İnsanların sizinle her şeylerini paylaşmaya bir mecburiyetleri olmadığı gibi kimse vıdı vıdı yapanlardan hoşlanmaz.
4. Huysuz ve hain olmak
Başkalarına hainlik yapmayı adet haline getiren insanlardan kimse hoşlanmaz. Olsun sevmezlerse sevmesinler canları cehenneme demeyin. Bu tutum hiç bir işe yaramadığı gibi sonunda başta size sonra herkese zarar da getirir. Eğer emin değilseniz hain ve huysuz olup olmadığınızı güvendiğiniz birine sorun size söyleyecektir.
5. Başkalarına ve onların fikirlerine saygısızlık göstermek
Kişileri sevmek onların fikirlerine katılmak zorunda değilsiniz. Ancak kibar olmak zorundasınız. Söz gelimi, sizinle tamamen zıt fikirde dahi olsa bu birine kabalık etmek için bir neden değildir.
6. Devamlı mızmızlanmak ve şikayet etmek
Herkesin sıkıntılı anları olabilir. Sıkıntılarınıza çare aramakla vır vır şikayet etmek farklı şeylerdir. Çözüm arıyorsanız bunun yolu şikayet etmek değildir. Olumlu olun. Her şeyin olumsuz tarafını gören, gösteren kişileri kimse sevmez.
Siz mutlaka bu tanıma uymuyorsunuzdur ama eminim işletmenizde bu tanıma tıpa tıp uyan birini tanıyorsunuzdur. Ne kadar “Vallahi tanımıyorum” deseniz de inanmam. Altıda altı tutturmasa bile şu yukarıdaki altı özellikten bir veya bir kaçına sahip birilerini mutlaka biliyorsunuzdur. Zaten Psychology Today dergisi de birinin ‘hıyar’ olarak nitelendirilebilmesi için altıda kaç tutturması gerektiğini de belirtmemiş.
Hıyarlarla ilgilenenlerin başında Stanford Üniversitesi hocalarından Profesör Robert Sutton geliyor. Bu konuda bir çok kitabı var. Bazı kitapları ‘en çok satan’ kitaplar listesine giren Sutton’un yazdığı kitapların adlarını muzır yasasını ihlal etmemek için vermiyorum, yazar isminden arayarak bulabilirsiniz. Sutton hıyarların yukarıda sıraladığım davranışlarının yanı sıra diğer bazı özelliklerini sıralamış. Sonra da oturmuş hıyarsız bir örgüt inşa etmek için ne yapmak lazım o konuda kitaplar yazmış, konferanslar veriyor. Sutton Harvard Business Review dergisindeki bir yazısında jerk kelimesi yerine artık ‘asshole’ kelimesini kullanmak gerektiğini, çünkü ‘asshole’ kelimesinin bu kişileri daha iyi tanımladığını söylemiş. Asshole Türkçemize ‘g..t deliği’ olarak çevrileceği için muzır yasasına uygun bir sıfat değil! Ben o nedenle bu konuyu Sutton’un yazılarından yararlanmama rağmen ‘hıyarlar’ başlığı altında işleyeceğim.
Sutton’a göre hıyarların yukarıda sıralananlara ek olarak başka bazı özellikleri de var. Mesela hıyarların etrafında daima başka hıyarlar olması. Bu gözlemin başka biçimlerde ifade edildiğini muhtemelen bilirsiniz. Söz gelimi “Her salak etrafını kendisini akıllı gösterecek başka salaklarla doldurur” gibi. Sonra hıyarların güç gösterileri yapmaya bayılmaları. Sizden güçlü olduklarını hatırlatmaktan kendilerini alamamaları. Belki herkesten daha çok çalışmaları ama bunu biteviye milletin gözüne sokmaya bayılmaları. Daima meşgul ve acelede olmaları. Akıllı telefon hastası olmaları ve kendilerinden başka yükselen yıldız istememeleri. İmdiii tüm bu özellikleri bir araya koyarsanız hıyarların bir örgüt için ne kadar bozucu etki uyandırabileceğini anlarsınız. Bu nedenle Sutton bu konuda yazıp konuşuyor ve bu nedenle ben de sizlerle bu konuyu paylaşıyorum.
Eminim bir kısmınız bu konuya neden eğildiğimi merak ediyordur. Ben işletmecilik yaptığım dönemlerde çok talihliydim Özellikle 1989-2009 yılları arasında üç örgütü sıfırdan kurdum ve yönettim. O üç örgütte örnek işler yaptılar. Çok başarılı oldular. O sıralar Sutton meşhur kitaplarını yazmamıştı. Ben bu örgütlerin başarılarının sırlarının bende olduğu sanısıyla yaşarken Sutton’u okuduktan sonra anladım ki ya ben adamın dediklerinin büyük bir kısmını içgüdüsel olarak bilmeden uygulamışım veya Sutton benim ne yaptığıma bakıp kitabını oradan yazmış! Kısacası aşağıda yazacaklarımın olumlu sonuçlarının şahidiyim. Neyse bu kadar tevazu! yeter.
Şimdi bazı işyerlerinde ‘No Jerk Policies’ denilen ‘Sıfır Hıyar politikaları’ varmış. Bu işletmelere bazı yazarlar ‘Medeni İşletmeler de’ diyormuş. Sıfır hıyar politikalarını uygulaması kolay. Politika gayet basit. İçeri yeni hıyarlar almamak ve içerde hıyarlığa izin vermemek. Bu tipleri içeriye almamak için ‘işe alma’ süreçlerinde hıyarların davranış biçimlerinden şekillendirilen sorular kullanılıyor. Mülakatlarda uygun sorular soran deneyimli bir yönetici bir adayın durmadan kendinden bahsedip etmeyeceğini; rencide edici şakalar yapıp yapmayacağını; ısrarcı ve sırnaşık biri olup olmadığını; huylu mu huysuz mu müşfik mi hain mi olduğunu; başkalarına ve onların fikirlerine saygılı olup olmadığını; mızmız ve kronik şikayetçi olup olmadığını kolaylıkla anlayabilir. İşe alma görüşmelerinde mülakat Sutton’un sıraladığı davranış biçimlerine ilişkin sorularla devam ediyor.
Bunlara ilaveten eleman, durmadan kendinden bahsetmeyecek; espri kabiliyeti yoksa yapmaya uğraşmayacak; ağzına yakışmıyorsa argo kullanmayacak; ısrarcı olmayacak ve sırnaşıklık yapmayacak; huysuzluk ve hainlik etmeyecek; kibar olacak; mızmızlanmayacak; etraflarındaki elemanlara bu değerleri ekspoze edecek; ha babam ne kadar çok çalıştığının reklamını yapmayacak; çok meşgul ve acelede pozu atmayacak; akıllı-telefonokolik olmayacak ve başkalarını kıskanmayacak.
Bunları ister elemanları işe alırken ince eleyip sık dokumak amacıyla mülakat soruları halinde kullanın isterseniz askerdeki ‘dahili hizmet tarifesi’ gibi işletmede davranış kodu haline getirerek empoze edin.
Devam edeceğiz...