Jeopolitik gerginlik geri döndü
Fiili olarak Kırım’ın kontrolü Rusya’nın eline geçmiş olsa da Ukrayna krizi şimdilik ertelenmiş gibi görünüyor. Elbette her an yeniden alevlenebilir ve muhtemelen 16 Mart Kırım referandumunda konu bir kez daha net bir şekilde gündeme gelecek. Ukrayna’nın yasal kabul etmediği referandumda “evet” veya “hayır” olarak cevaplandırılacak tek bir soru sorulacak gibi görünüyor. Son günlerde doğrudan Ukrayna ile yola devam etmek ve Rusya’ya bağlanmak üzerine bir soru sorulacağı speküle edilse de orijinal soru: Otonom Kırım Cumhuriyeti kendi bağımsızlığına sahiptir ve anlaşmalar çerçevesinde Ukrayna’nın bir parçasıdır “evet” –“hayır” şeklinde açıklanmıştı . Şayet sorunun içeriği değişmez ise aslından yine Ukrayna’nın değil de Rusya’nın bir parçası olma kararını da alabileceği imasını barındıran bir referandum olacak. Buradaki gidişatı fiziki olarak etkileme gücü Rusya’nın elinde, ABD ve Avrupa ise yumuşak güç ile durumu Ukrayna daha doğrusu kendi lehine çevirmeye çalışacak. Bu konuda Amerika’nın öncü rol oynamaya çalıştığını görüyoruz. Oysa Rusya’ya gerçekten zarar verebilecek ekonomik ilişkiye Avrupa Birliği sahip. Ambargo konusuna girmeden önce büyük resimde Rusya’nın (ve tabii ABD'nin) nerede durduğuna bakalım. Rusya ABD'nin ihracatında 28. sırada görünüyor. İthalatında ise 18. sırada. Toplam hacimleri 40 milyar dolar bile değil. ABD’nin Rusya’ya verdiği ticaret açığı aralık itibarı ile 485 milyon dolar.
Verilere göre ABD 1.2 milyar dolarlık araba, 2 milyar dolar uçak satışında bulunmuş görünüyor. 19 milyar dolarlık ise enerji ithalatı var. Girişte de belirttiğim gibi AB'nin ise çok daha farklı bir yeri söz konusu. Bazı dönemlerde Avrupa birliği ile gerçekleştirilen hacim (ithalat ve ihracat beraber) toplam ticaret hacminin neredeyse yüzde ellisine denk düşüyor. Tekrar olası ABD ambargosuna dönersek; şu anda bildiğimiz kadarı ile Kırım'da bulunan üst düzey subayların varsa mal varlıklarının dondurulması ve Putin'in çevresine (oligarklar da Putin’in çevresi kabul ediliyor) vize sınırlandırmaları, Rus bankalarını sıkıştırmak, IMF- Rusya ilişkilerini bozmak, Stratejik petrol rezervlerini açarak enerji üzerinden darbe vurmak (İran'a yaptıkları gibi bir ambargo söz konusu olmayacağından). Şirketlere fazla baskı yapabileceklerini sanmıyorum. Ülkede toplam 10 milyar dolar civarında ABD yatırımı var.
Bu sene ara secimler olduğu göz önüne alınırsa bipartizan yani her iki partinin de kabul edeceği bir yasanın geçmesi çok kolay olacaktır. Ancak İran ve K.Kore gibi ülkelerin bile ambargoya uzun süre direnebildiği göz önüne alınırsa ABD'nin alacağı önlemlerin Rusya'ya ciddi darbe vurması biraz zor görünüyor. Özellikle dünya politikasında Suriye, İran ve Afganistan gibi bölgelerde Rus desteğine ihtiyaç duyulduğu bir zamanda. 1979 Afganistan işgali ile dönemin başkanı Carter da tahıl ihracatında (ve teknoloji) ambargo koymuş ancak hem diğer ülkeler uymamış hem de fiyat düşüşleri sonrası üreticilerden tepki toplamıştı. Reagan da 1981 yılında kaldırmıştı. Ruslar açısından Ukrayna’nın bölünmesi uzun vadede ne kadar faydalı tam emin değilim. Rusya, Ukrayna üzerinde etki sahibi olarak batıya kaymasını engellemeye çalışıyor. Ancak ülke doğu ve batı olarak reel bir bölünmeye gider se “batı” Ukrayna’nın Batı ittifakına daha da bağlanması kaçınılmaz olacaktır. Yani doğuda etkisi artan ama batıda tamamen azalan bir Rusya söz konusu olacak. Her durumda bu konu dönemsel olarak fiyatlamaları etkilemeye devam edecektir. Ancak finansal piyasalar açısından yine ABD varlıklarının karlı çıkacağını düşünüyorum.