Japonya’da Türk zeytinyağı 2 milyon kişiye ulaştı
Zeytinyağında hasat günlerin yaşandığı bu dönemde yine rekolte hesapları, zeytinyağı stratejileri masalarda tartışılmaya başlandı. Geçtiğimiz seni 275 ton gibi tarihi rakamlara ulaşan üretimin bu yıl ancak 200 bin ton gerçekleşmesi bekleniyor. İspanya gibi ülkelerle kıyaslandığında üretimin düşüklüğü yanında verim düşüklüğü de Türk zeytinciliğinin önünde bir engel olarak duruyor. Olumlu tarafında ise yıllardır pek çok şirketin yaptığı yatırımlar ve kamunun verdiği desteklerle, ambalajlı markalı zeytinyağı ihracatında önemli yükselişler dikkati çekiyor. Balıkesir Ayvalık’ta ilk hasat şenliğinde konuştuğum Bunge Gıda Türkiye Direktörü Erman Erol bu konuda çarpıcı rakamlar verdi. Hatırlanacağı gibi, dünyanın en büyük tohum ve tahıl ticareti yapan şirketlerinden Amerikalı Bunge, geçtiğimiz yıl Komili ve Kırlangıç markalarını içinde barındıran Ana Gıda’yı Anadolu Grubu’ndan satın almıştı. Bu grubun da dünyadaki operasyonları için ilk zeytinyağı tecrübesiydi. Şimdi Bunge bu konu, tüm dünyadaki dağıtım zincirine Türkiye Zeytinyağı’nı sokmaya başladı. Devreye onların da girmesiyle markalı zeytinyağı ihracatında artışlar dikkat çekiyor. Erman Erol bu konuda şöyle diyor: “Geçtiğimiz yıl ambalajlı ihracat oranı yüzde 18’di bu yıl da yüzde 30’lara çıkacak. Teşvik ve markaların uğraşları buna ciddi katkı yaptı”.
Türk bayraklı zeytinyağı ihracatı
Tabii burada AB’ye vergi ve koruma nedeniyle verimli bir ihracat yapmak çok kolay olmuyor. Buna dikkat çeken Erol, “Afrika, Arap Yarımadası ve Amerika pazarına odaklanıyoruz. Katar, Japonya ve Çin gibi ülkelerde tanıtımlar yaptık. Japonya’da marketlere girdik. Özel Türk bayraklı stantlarda Türk zeytinyağı satılıyor. Bu yıl 2 milyon kişiye ulaşacak olmanın gururunu yaşıyoruz. Çin’de zeytinyağı önemli bir hediye ama bu tarz alışverişler kısıtlandı, büyümemiz de yavaşladı”.
Bunge Gıda Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Ersoy da yıllardır ihracatta ambalajlı ürünlere yatırım yapıldığına dikkat çekerek, “Ege İhracatçı Birlikleri, markalar ve biz özellikle Komili olarak yıllardır Japonya pazarı başta olmak üzere, ambalajlı ihracat için büyük çaba gösterdik. Bu dönemde Türkiye’de ihracat yapmak her zamankinden daha önemli ancak tedarikte süreklilikle bu mümkün” diyor.
Bunge Gıda Direktörü Erman Erol ise ihracata katkılarını şöyle anlatıyor: “Cirosal anlamda da ambalajın payı yüzde 40’larda bulunuyor. Türkiye ihracatının çoğunu dökme olarak yapıyor. Ürün İspanya ve İtalya gibi ülkelere giderek yeniden ambalajlanıyor. Daha katma değerli olan ambalajlı ihracatımızı artırmamız gerekiyor. Bunge olarak biz 40 ülkedeki güçlü satış ağının da desteğiyle dünyaya ‘Türk bayraklı’ zeytinyağı ihraç ediyoruz. Markalarımızla Türkiye’de zeytinyağı kültürünü ve tüketimi geliştirmeye çalışırken, Türk zeytinyağının dünyada rekabetçi hale gelmesini misyon olarak hedefliyoruz”.
İthalatı azaltmak için Zeytinyağı fırsatı
Bunge Gıda Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Ersoy, gıda fiyatlarına dövizdeki yükselişin etkilerini değerlendirirken, “Ayçiçek fiyatı dövize bağlı, çünkü ithalat oranı neredeyse yüzde 50’leri buluyor. Ve Türkiye’nin ithalat kalemleri içinde de önemli bir yer tutuyor. Zeytinyağı ise etkilendiği kalemler olsa da direkt dövize bağlı değil. Bu dönem için aslında zeytinyağı tamamı yerli üretim bir ürün olarak önemli fırsat vaat ediyor. Bugün kişi başına tüketim 1.8 kilogram düzeyine ancak ulaşıyor. Bunun yanında hiç zeytinyağı tüketmeyen bölgelerimiz de var. Tüketim alışkanlıklarımızı zeytinyağına yönlendirebilirsek, buradaki iç tüketimi böylece artırabilirsek ülke ekonomisine katma değerinin artması için de katkı yapmış oluruz. Üstelik sağlıklı bir ürün olarak sağlıklı tüketimi yaratmış oluruz” diyor.