Japon ev hanımları bizi seviyor!
Gördüğünüz grafik FED’in bilançosu veya düşüşten önce Bitcoin’in yükselişini gösteren bir grafik değil. Bir zamanlar çok sık duyduğumuz ve fakat son dönemlerde çok hızlanan gündem nedeni ile artık pek kimsenin bahsetmediği bir pozisyonun grafiği: Japon ev kadınlarının Türk lirası pozisyonları. Hatırlayacağınız üzere “Japon ev kadınları” jargonu düşük getiriler nedeni ile Japon finans piyasalarında aradığını bulamayan küçük yatırımcıların (ki büyüler de farklı bir durumda değil) getirisi yüksek ülke ve ürünlere yönelmesini temsil ediyordu. Özellikle 2008 krizinden önce ve bir noktada BOJ’un kriz sonra politikaları ile Yen satarak getirisi yüksek TL gibi gelişmekte olan ülke paralarına girmek mantıklı bir stratejiydi. 2016 döneminde ise açılan pozların azaldığını görüyoruz. Bu çok doğal bir gelişme, zira 2015 yılında dolara karşı 125 seviyesine kadar gerilemiş olan Yen 2016 Eylül ayında 100 seviyesine yükselmişti. “Carry trade” olarak adlandırılan yukarıdaki stratejinin başarılı olmasının ön koşullarından bir tanesi sattığınız kurun fazla değer kazanmaması ve aldığınız kurun fazla değer kaybetmemesidir. Ve diğer koşulu da volatilitenin düşük veya ön görülebilir olmasıdır. Dolayısı ile Yen’in değer kazanması işin doğası gereği TL long pozisyonların veya TL bazında bonolarda bulunan pozisyonların kapatılması anlamına gelecektir. Peki bu görüntüyü nasıl yorumlamak gerek.
Japon yatırımcılar piyasalarımızın getirisinden memnun veya beklentileri olumlu yönde. Bu açılan rekor long TL pozisyonlarından anlaşılabiliyor. Ancak ayın bir de karanlık yüzü olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu kadar büyük bir pozisyon şayet TL’de önemli bir gerileme veya Yende kuvvetlenme yaşanırsa kolaylıkla ateşe benzin dökebilir.
Bir başka deyişle pozisyonlarının zarar ettiğini gören ev hanımları aldıkları TL’yi satarak yeniden Yen satın alabilir. Bu da yaşanan hareketin abartılmasına neden olacaktır. Şu günlerde herhangi bir finansal analizi ABD tahvil getirilerinden bahsetmeden bitirmek mümkün değil. Uzun süredir getirilerin yükselme trendine girdiğini ve bunun 2017 veya 2018 yılı ile sınırlı kalmayacağını yazıyorum. Çok daha uzun vadeli bir trendin henüz başındayız. Bu nedenle değişken faiz ile borçlanmaktan özellikle uzak durmakta fayda var. ABD bono getirilerinde görülen yükseliş öne çıksa da Euro bölgesi tahvillerinde görülen yükseliş ileride çok daha sorun yaratacaktır. Ve tabii 2017 yılında , BIS verilerine göre, Dolar ve Euro bazında tam gaz borçlanmaya devam eden gelişmekte olan ülkeler de aslında short pozisyon açmış oluyor.