İzmir’den sonra, Türkiye’yi turuncuya boyayacak

Geçtiğimiz yıl İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli’nin öncülüğünde kurulan Turuncu Dernek, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere toplumdaki dezavantajlı grupların sosyoekonomik statülerinin gelişmesi için şehir şehir dolaşacak. Diyarbakır, Gaziantep, Ordu, Konya, Şanlıurfa ve Antakya “turuncuya boyanacak” ilk şehirler arasında.

Birleşmiş Milletler 2016 yılında “turuncu”yu toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve şiddetle mücadelenin rengi olarak benimsedi. Turuncunun; kadına yönelik şiddetin olmadığı, daha parlak, iyimser ve mutlu bir geleceği temsil ettiğini açıkladı.

İzmir Ticaret Borsası (İTB), BM’nin cinsiyete dayalı şiddetle mücadele için hayata geçirdiği “Orange the World” (Dünyayı Turuncuya Boya) adlı 16 günlük aktivizm kampanyasını, 2017 yılında “İzmir’i Turuncuya Boya” başlığı ile hayata geçirdi.

İzmir’deki bu kampanyanın arkasındaki isim İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli’ydi. 1891’de kurulan İzmir Ticaret Borsası’nın tarihindeki ilk ve tek kadın başkanı olan Kestelli, uzun yıllardır kadınlar için çok sayıda yararlı projeye imza atmış bir isim.

İzmirlilerden büyük bir destek alan bu kampanya; daha profesyonel bir yapıya kavuşmak ve daha fazla insana ulaşabilmek amacıyla geçtiğimiz yıl Kasım ayında Işınsu Kestelli’nin öncülüğünde derneğe dönüştü.

Turuncu Dernek; toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere mülteciler, LGBTİ bireyler ve toplumdaki dezavantajlı grupların sosyoekonomik statülerinin gelişmesi için çalışmalar ve projeler üretecek.

Bu projelerden ilki, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemini anlatmayı ve cinsiyete dayalı şiddetle mücadele etmek için toplumda farkındalık yaratmayı hedefleyen Turuncu Konuşmalar.

Eşitlik, şiddet, taciz, ensest, mülteci sorunları gibi konuları gündeme taşıyan Turuncu Konuşmalar’ın ilki geçen sene 1 Aralık’ta İzmir’de gerçekleşti.

Geçtiğimiz günlerde İzmir’de ziyaret ettiğimiz Işınsu Kestelli, Turuncu Konuşmalar’ın sadece İzmir’le sınırlı kalmayacağını, Diyarbakır, Gaziantep, Ordu, Konya, Şanlıurfa ve Antakya’da da bu farkındalığı yaymaya hazırlandıklarını söylüyor. Kestelli, Nisan ayında ise şirketlere yönelik Turuncu Atölyeler’in devreye gireceği bilgisini veriyor. Hedef; insanların, yasalar önünde olduğu gibi gerçek hayatta da eşit hak ve özgürlüklere sahip olması, toplumsal ön yargıların, cinsiyetçi söylemlerin, dilde şiddetin sonlanması adına farkındalığı artırmak ve tüm toplumda bu dönüşüm sürecini hızlandırmak.

Dayanıklılığın simgesi: Sinekkuşu

Derneğin logosu bir sinekkuşu. Sinekkuşunun altı kanadı ise, başta kadınlar olmak üzere çocuk, mülteci, LGBTİ, engelli bireyler ve azınlıkların yer aldığı dezavantajlı grupları simgeliyor. Logo, derneğin gönüllülerinden Beliz Birder tarafından tasarlanmış. Logoda ‘sinekkuşu’nun kullanılmış olmasının bir çok nedeni var. Sinekkuşu dayanıklılığı simgeliyor. Dünyanın en küçük kuşlarından biri olmasına rağmen, aynı zamanda dünyanın en hızlı kuşları arasında yer alıyor. Zor şartlarda hayatta kalmayı başaran sinekkuşu, hacimsel olarak kuşlar aleminin en büyük beynine ve en büyük kalbine sahip!

Turuncu Dernek de, bir sinekkuşu gibi, şehir şehir dolaşacak ve Işınsu Kestelli’nin dediği gibi “eşitliğin gerekliliğini, toplumun bize dayattığı görevlerin adaletsizliğini, kadınlığı, erkekliği anlatacak. Kadına yönelik şiddetin olmadığı, daha parlak, iyimser ve mutlu bir gelecek için çalışacak.”