İyimserliğin dozunu abartmamak gerekli
Üzeyir DOĞAN - GEDİK YATIRIM
Brexit oylamasının ardından piyasalar denge bulmaya çalışıyor. Haftanın ilk günü özellikle Avrupa’da bankalar olmak üzere hisse senetlerinde sert satışlar gördük. Dün toparlanma emareleri görülse de, bunu şimdilik bir tepki olarak yorumlamak mümkün. Brexit kararı sonrası başta İngiltere’nin iç siyaseti olmak üzere ortaya çıkan tablo suların kısa vadede durulma ihtimalinin oldukça düşük olduğunu gösteriyor. Bu nedenle küresel ölçü de en kötüsü geride kaldı demek için oldukça erken olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde bu büyük depremin artçı sarsıntılarının da şiddetli bir şekilde devam edeceğini düşünüyoruz. İçeriye döndüğümüzde ise keskin bir şekilde yön değiştiren dış politikanın etkilerini izliyoruz. İsrail ve Rusya ile ilişkilerin normalleşmesi yönünde atılan adımlar, başta turizm, enerji ve inşaat sektörü olmak üzere birçok sektörde yeni fırsatlar doğuracağı beklentisini kuvvetlendirdi. Bu beklentinin son iki günde hisse senetlerine de yansıdığını görüyoruz. Dış siyasette yaşanan bu süreç kısa vadede pozitif ayrışmalar yaşatabilir ancak ana trendi yurtdışındaki seyrin belirleyeceği gözden kaçırılmamalı. Dışarıda ise dünkü tepki olarak gördüğümüz hareketin, kalıcı bir trende dönüşmesi için önemli bir gerekçe ya da beklenti görünmüyor. Üstüne başta Avrupa bankacılık sektörü olmak üzere önemli negatif sinyaller geliyor. Bu süreçte henüz devreye girmeyen ve Brexit sürecini daha sakin bir şekilde atlatan Çin riskini de unutmamak gerekiyor. Çin’in değer kaybeden Euro ve sterlin karşısında nasıl bir aksiyon alacağı da netleşmiş değil. Bu nedenle iyimserliğin dozunu fazla abartmamak gerektiğini düşünüyoruz. BIST 100’e gelince Brexit sonrası oluşan boşluk büyük oranda doldurulmuş durumda. Buna karşın önemli ortalamaların bir çoğunun altındaki seyir devam ediyor. Trendin tersine dönmesi için öncelikle kısa vadeli de olsa ortalamaların üzerinde kapanışlar görmek gerektiğini düşünüyoruz.