İyimser varsayımlar ve gerçekler...

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

 

Gerek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası gerekse finansal piyasalar 2013 yılı ekonomik büyümesi konusunda oldukça iyimser bir görüntü sergiliyor; Orta Vadeli Plan hedefi durumundaki yüzde 4-4.5'lik hedefin yakalanacağını, yumuşak ve kontrollü inişin ardından canlanmanın başladığını iddia ediyorlar, fiyatlama ve risk almalar buna göre yapılıyor. Durum böyle olunca öncelikle ilk çeyrek dönem büyümesinin hangi oranda gerçekleşeceğini sorgulamak gerekiyor. Eğer düşük bir rakam söz konusu olur ise durgunluğun derinleşmeye devam ettiği görülecek ve fiyatlamalar konusunda güvensizlik büyüyecek, yok eğer yıllık bazda ki hedefe yakın veya üzerinde olur ise cari açık endişesi ön plana çıkacak.

Şahsen finansal piyasaların gerçekçi olmadığını, Merkez Bankası'nın ise beklentileri yönlendirebilmek adına canlanma yönündeki bazı gelişmeleri abarttığını düşünüyorum. 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin ilk çeyrek Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyümesi sırası ile yüzde 12.1 ve 3.4 oranında gerçekleşmiş. 2013 senesi için bir önceki yılın aynı dönemine göre güçlü bir artışın pek mümkün olmadığını tahmin ediyorum.

2011 yılı genelinde ayağını yorganına göre uzatmayan, kredi gazı ile şuursuzlaşan hesapsız bir talep vardı; söz konusu dönemde cari açık tekrarlanması oldukça güç veya tehlikeli rekorlar kırmıştı. Nitekim başta Merkez Bankası olmak üzere ekonomi yönetimi alarma geçmiş, para politikası kısmen sıkılaştırılmıştır. 2012 yılı ilk çeyrek döneminde ise Gayri Safi Yurtiçi Hasıla rakamı tüm zamanların rekorunu tazeledi: Şuursuzluk devam ediyor, cari açıkta umulan daralma yaşanmıyordu. 2013 yılı için yeni bir rekor kırmakta kıramamakta tehlikeli olacak.

Konuyu kredi hacmindeki genişlemeye değil iç talebin yapısına bakarak irdelemekte yarar var. Türkiye ekonomisinde ertelenmiş talep yok denecek kadar az olmasına rağmen kampanya ve kredi desteği ile öne alınarak gerçekleşmiş talep miktarı çok büyük rakamlara ulaşıyor. Beyaz eşya, konut ve otomotivdeki durgunluk büyük ölçüde bu dengesizlikten kaynaklanıyor. Yeni ve daha çekici kampanyalar ile geleceğin talebini öne çekmeye devam etmek pek mümkün olamayacak gibi görünüyor. Durum böyle olunca büyüme hedefinin yakalanması konusunda özel tüketim harcamalarından destek beklemek pek gerçekçi görünmüyor. Diğer yandan mali disiplin kamu harcamalarının, rekabet koşulları ise yatırım harcamalarının yapabileceği katkıyı sınırlıyor.

Galiba 2013 yılı için iyimser hikaye yazanlar sağlam hesap yapamamış, geçmişte yaşananları olması gerektiği gibi değerlendirememiş!.. Ne dersiniz durgunluktan çıkış kolay olabilir mi?.. Haberiniz olsun hane halkının büyümeye olan desteği artamayacak!..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar