İyi yönetici elemanının hakkını iyi korur
Bir olay
Şubenin teftiş raporu görüşülüyordu. Başarılı bir şube idi; performans rakamları güzeldi. Ancak müfettiş, Şube Müdürü Murtaza Bey için bazı olumsuz yorumlar yapmıştı. Raporda "Şube içinde bazen çalışanlara sert davranıyor, bağırıyor" demişti. Bankada yeni idim. Şube müdürünü tanımıyordum. Banka genel müdürü ve diğer yabancı genel müdür yardımcıları insan kaynakları yöneticisi olarak bana döndüler "Bu devirde böyle bir yönetim tarzını kabul edemeyiz. Bu konuyu araştırın" dediler. Zaten "Kaynağımızı tanıyalım" kampanyası içinde bütün şubeleri dolaşıp elemanlarla tek tek görüşmeler yapıyordum. Bu görüşmeler sırasında şube yöneticisi ile ilgili bilgi de alırım diye düşündüm.
Söz konusu şubeyi ziyaretimi öne aldım. İlk fırsatta gittim. Şube yöneticisi ile yaptığım görüşmede olumsuz bir sinyal almadım. Yaşına rağmen enerjik, tez canlı ve babacan bir tavır sergiledi. Şubedeki her eleman ile görüştüm. Görüşme sırasında çalışanlardan şube yöneticisi hakkında da bilgi aldım. Zaman zaman "Müdürünüz ile de tanıştım. Her ne kadar kendisi için sert diyorlarsa da bana pek öyle izlenim vermedi. Yanılıyor muyum?" türünden açık uçlu sorularla çalışanların ağzından laf almaya çalıştım. Elemanların hiçbirinden bir şikayet gelmedi. Birkaç eleman şöyle dedi: "Müdür bey bizi sever. Zaman zaman da bağırır. Ama bağırdığında hep haklıdır; hep bizim iyiliğimiz için bağırır. Bizim babamız gibidir. Hep bizim iyiliğimizi düşünür"
Şube ziyareti dönüşü genel müdürü ziyaret ettim.
"Evet, Murtaza Bey zaman zaman elemanlarına bağırıyormuş. Ancak elemanlar şube müdürünü babaları gibi seviyorlar" dedim. Genel müdür güldü, "O zaman mesele yok" dedi.
Şube ziyaretimden sonra bir süre o şube müdürü ile bir temasım olmadı. Bir gün genel müdürlüğe odama geldi. "Önemli bir konuyu sizle görüşmek istiyorum" dedi. Konuyu tahmin edebiliyordum. Maaş zammı dönemiydi. Maaşına yapılan zammı beğenmemiş olmalıydı. "Buyrun, size nasıl yardımcı olabilirim" dedim. "Maaş meselesi Uğur Bey" dedi. Yanılmamıştım. Dersimi biliyordum, verebileceğim cevap hazırdı. Müdür bir liste çıkardı. Evet konu maaştı, ama kendi maaşı değil. Yeni terfi eden şef yardımcısına yapılan zammın doğru olmadığını savunuyordu. "Çok iyi bir elemanım, haksızlık yapılmış" dedi. Konuyu çok iyi çalışmıştı. Şube içindeki diğer elemanlarla karşılaştırmalar yaparak meseleyi anlattı. Kendisini dinledim. "Tamam, meselenizi anladım. Ancak
olaya tüm banka açısından bakmalıyım. Konuyu inceleyeceğim, gerekirse düzeltme yaparız" dedim. Murtaza Bey’in gözleri çakmak çakmak oldu. "Teşekkür ederim. Eğer bütçede sorun olursa genel müdüre birlikte çıkabiliriz" dedi. Aslında müdür, "Siz çözmezseniz, genel müdüre kadar giderim" sözünü daha kibar olarak söylüyordu.
Yaptığımız inceleme sonunda ve müdürün güçlü görüşünü de dikkate alarak söz konusu elemanın maaşında iyileştirme yaptık. Şube müdürü telefon edip teşekkür etti. Kendi kızının maaşı artmış kadar mutlu idi. O zaman şube müdürünün neden bu kadar sevildiğini anladım.
Bir yorum
Yöneticinin iki önemli temsil şapkası vardır. Şapkasının biri, yönetimi temsil şapkasıdır. Yönetici, yönetim takımının bir üyesi olarak o kurumun yönetimini temsil eder. Yukarı katlarda alınan kararların arkasında durur ve savunur. Bu kararların uygulamasından ve uygulatılmasından sorumludur. Genelde yöneticiler yönetimi temsil şapkasını çok takarlar. Ancak bu şapkayı da layıkıyla taşıyamayan yöneticilere de çok rastlamışımdır.
Yöneticinin ikinci şapkası, çalışanı temsil şapkasıdır. Yönetici, üst katlara karşı da çalışanının temsilcisidir. Yönetici, kendisine bağlı elemanların hakkının koruyucusudur. Eğer yönetici bu rolünü iyi oynarsa, işte o zaman çalışan, yöneticisine güvenir. Yukarıdaki örnekte anlattığım durum ortaya çıkar. Belki Murtaza Bey, çağdaş anlamda bir yönetici değildi. Ama çalışanlarının üstüne kol kanat germişti. Bu nedenle de çalışanlar yöneticilerine güveniyor, onu seviyor ve başarılı bir takım çalışması sergiliyorlardı.
Yöneticiniz sizi kolluyor, koruyor mu? Yönetici olarak siz, elamanlarınızı koruyor ve kolluyor musunuz?