İyi niyet doğru işleme engel olmamalıdır!

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Bazen iyi niyetle hareket edelim derken, kötü sonuçlara neden olduğumuzu fark etmeyiz bile. Örneğin, esas mesleğim olan öğretim üyeliğinde sık muhatap olunan dost taleplerinden biri, bir yakınlarının başarısız olan aslında çok iyi çocuğuna not bakımından anlayış göstermenizdir. Sınav günü çocuk hastalanmış ya da sınav heyecanı ile başarılı olamamıştır. Talebi yapanların dostlarına yardımcı olmak istemektedirler; çocuğun başarısızlığının özgün bazı olumsuzluklardan kaynaklandığına inanırlar. Ancak olaya daha geniş bir açıdan bakarsak, olumlu davranmanın sakıncaları kolayca görülebilir. Hocalar öğrenci performansını performans dışında kıstaslarla değerlendirmeye başlarlarsa, bütün not verme sistemi çöker. Bu kapı açılınca, haklı veya haksız herkes o yola yönelmeye çalışacaktır. Öğrenci, nasıl olsa yolunu bulan geçiyor diye düşünmeye başlarsa, esas sorunun çalışmak değil hocaya yakın birisini bulmak olduğunu düşünmeye başlar. Eksik bilgilerle donatılan gençler mezun oldukları kurumun da itibarını düşürürler. Eksik donanımdan kaynaklanacak hatalar ve verim düşüklüğü ise bütün ekonomiye zarar verir.  Görüyorsunuz, not konusunda anlayış istenmesinin kümülatif etkisi, bu talebi yapan iyi niyetli kişinin düşünmediği, hesaplamadığı sonuçların yolunu açabiliyor. 

Tabii, iyi niyetle kötü sonuçlara giden yolu açmak salt akademik dünyaya özgü değil. Kısa süre önce, AK Parti’nin Gençlik Kolları başkanlığını da yapmış ve şu anda “milletvekili” olduğu anlaşılan bir zat, Hürriyet Gazetesi’ni basan güruhun başında yer aldı. Yetmedi, partisi seçimi kazanmasa dahi, Cumhurbaşkanımızı Başkanlık sisteminde başkan yapacaklarını ilan etti. Böyle davranan birisi yerleşik demokrasilerde hukuki ve siyasi yaptırımlarla karşılaşır. Hukuk alanında savcılık suç teşkil eden eylemlere ilişkin dosya hazırlar ve dava açar. Bizde yasama dokunulmazlığı sınırsız olduğundan, dosya Adalet Bakanlığı aracılığıyla parlamentoya gönderilerek dava açmak için izin istenir. Şu anda bu sürecin işlemesi mümkün gözükmüyor. Buna karşılık, siyasi yaptırım süreci işleyebilir. Örneğin, parti bu kişiyi disipline sevk edebilir, ona sorumluluk vermeyebilir, onu bir sonraki seçimde aday göstermeyebilir. Maalesef, AK Parti bunun tam tersi bir yol izlemiş, bu zatı kongresinde divan üyesi yapmıştır. Muhaliflere zamanında dayak atmamaktan kaynaklanan pişmanlık ifadeleri ortaya dökülünce, Başbakanımız dost sohbeti diyerek durumu tevil etmeye çalışmıştır. Bir an için bu “iyi niyetli” koruma çabalarına daha geniş açıdan bakalım. Ne mesajlar çıkıyor dersiniz? “Muhaliflere karşı cebir kullanmak, onları tehdit etmek mubahtır, korkmayın biz arkanızdayız, sizi destekler, hatta ödüllendiririz!” Söylenmek istenen bu mudur? Öyle olmadığını düşünmek istiyorum. O zaman da gereğini yapmak lazım, iyi niyet doğru işleme engel olmamalıdır. Yoksa giderek aşınan demokrasimiz bir darbe de bu olaydan alacaktır. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019