İyi ki çalışmak isteyenimiz az, yoksa işsizlik %30’u geçecekti

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye'de çalışabilir durumdaki her 2 kişinin yalnızca 1'i işgücü piyasasına katılıyor, yani çalışmak istiyor. Bir başka ifadeyle işgücüne katılma oranımız yüzde 50. TÜİK'in 2012 için yüzde 50 düzeyinde belirlediği oranın, OECD raporlarında uyumlaştırılmış verilere göre yüzde 54 olarak geçtiğini de belirtelim. Bu farkın en büyük nedeni şu: TÜİK işgücü verilerini 15 yaştan sonraki tüm nüfusu kapsayacak şekilde oluşturuyor, OECD ise 15-64 yaş arası nüfusu dikkate alıyor. Bu yüzden, TÜİK ve OECD verileri arasında yalnızca işgücüne katılma oranında değil, işsizlik oranı gibi diğer temel verilerde de fark bulunuyor. OECD 15-64 yaş arasını dikkate aldığı için, oluşturulan veriler TÜİK'in verilerine göre daha olumlu çıkıyor. Örneğin işgücüne katılım oranının yüksek görünmesi gibi, örneğin işsizlik oranının düşük çıkması gibi...

Bu açıklamadan sonra gelelim işgücüne katılma oranı ve işsizlik oranlarına ilişkin detaylı verilere...

OECD elbette yalnızca Türkiye için veri oluşturmuyor; üye diğer ülkelerdeki işgücüne katılma oranları da sıralanıyor.

İşte Türkiye, 36 OECD üyesi arasında işgücüne katılma oranı açısından son sırada bulunuyor. İşgücüne katılma oranında OECD ortalaması yüzde 70.9; bu oran Türkiye'de ise biraz önce aktardık, yalnızca yüzde 54 düzeyinde.

Erkeklerde durumumuz iyi. OECD ortalamasında yüzde 79.7 olan erkeklerdeki işgücüne katılma oranı, bizde de çok farklı değil. Türkiye’de erkeklerin yüzde 75.8'i işgücüne katılıyor.

Sorun kadınlarda. OECD ortalamasında yüzde 62.3 olan kadınlardaki işgücüne katılma oranı, bizde yalnızca yüzde 32.3 düzeyinde bulunuyor. OECD ülkeleri ortalamasında her 100 kadından 62'si çalışmak istiyor, bizde ise yalnızca 32'si.

Bizde toplamdaki işgücüne katılma oranını aşağı çeken de zaten kadınlardaki oranın böylesine düşük olması.

İzlanda, İsviçre ve İsveç başı çekiyor

2012 verilerine göre toplamda işgücüne katılma oranının en yüksek olduğu ülke yüzde 85.5 ile İzlanda. (Bir kez daha hatırlatalım, bu oran bizde yüzde 54.) İkinci sırada yüzde 83 ile İsviçre, üçüncü sırada yüzde 80.3 ile İsveç bulunuyor.

Erkeklerde ilk sırada yüzde 88.8 ile İsviçre var. Bu ülkeyi yüzde 87.6 ile İzlanda, yüzde 84.3 ile Japonya izliyor.

Kadınların işgücüne katılma oranının en yüksek olduğu ülke ise yüzde 83.3 ile İzlanda. Daha sonra yüzde 77.9 ile İsveç ve yüzde 77.2 ile İsviçre geliyor.

Türkiye, toplamdaki yüzde 54'lük ve kadınlardaki yüzde 32'lik işgücüne katılma oranıyla OECD ülkeleri arasında son sırada bulunuyor.

OECD yüzde 8.2, TÜİK yüzde 9.2 diyor

OECD'ye göre Türkiye'de işsizlik oranı 2012 itibariyle yüzde 8.2 düzeyinde. TÜİK bu oranı yüzde 9.2 olarak açıkladı. Biraz önce de vurguladık; iki veri arasında özellikle yaş sınırından kaynaklanmak üzere tanım farkı var.

Türkiye, yüzde 8.2'lik işsizlik oranıyla 34 OECD ülkesi arasında (Rusya ve Güney Afrika'nın işsizlik oranına ilişkin veri yok) 12'nci sırada bulunuyor.

İşsizlik oranında rekor yüzde 25.1 ile İspanya'da. İspanya'yı yüzde 24.3 ile Yunanistan ve yüzde 15.9 ile Portekiz izliyor.

İşsizlik oranı en düşük üç ülke ise yüzde 3.2 ile Kore, yine aynı oranla Norveç ve yüzde 4.2 ile İsviçre.

34 OECD üyesinin 11'inin işsizlik oranı Türkiye'den yüksek, 22'sinin ise düşük. Bu açıdan bakınca işsizlik oranında üst gruptayız, ama durumumuz fena değilmiş gibi görünüyor. Ne var ki, değerlendirmeyi biraz da işgücüne katılma oranını dikkate alarak yapmak gerekiyor.

Çalışmak isteyen fazla olsaydı...

Bizde 2 kişiden yalnızca 1'inin çalışmak istediğini belirttik. Şimdi soru şu; bizde de çalışmak isteyenler çok olsaydı, acaba o zaman işsizlik oranımız nerelere çıkardı. Öyle ya, bizde 100 kişiden 54'ü çalışmak istiyor, ya çalışmak isteyenler örneğin OECD ortalaması düzeyinde, yani 100 kişide 71 kişi olsaydı, ne yapardık?

Çalışmak isteyen sayısı, yani işgücüne katılma oranı bugünden yarına artacak değil elbette. Ama, işgücüne katılma oranının düşüklüğü, işsizlik oranının da görece düşük kalmasını, düşük görünmesini sağlıyor.

Şöyle bir hesap yaptık, eğer bizdeki işgücüne katılma oranı OECD ortalaması olan yüzde 71 düzeyinde bulunsaydı, işsizlik oranımız yüzde 30'un üstüne çıkacaktı. Tam oran verelim, yüzde 36 gibi bir işsizlik oranımız olacaktı.

Dolayısıyla işsizlik oranımızın Avrupa'daki birçok ülkeden düşük seyretmesinden mutlu olalım olmasına ama, o ülkelerdeki işgücüne katılma oranının bizden çok daha yukarıda olduğunu da unutmayalım.

Örneğin İspanya. Bu ülkede işsizlik yüzde 25 ile rekor düzeyde, doğru; ama işgücüne katılma oranı da yüzde 75 ile OECD ortalamasının üstünde. Bizde işgücüne katılma oranı yüzde 75 olsa, işsizlik oranımız yüzde 40'ı bulurdu.

Yaş gruplarına göre durum

OECD verilerine göre toplamda yüzde 54 olan işgücüne katılma oranımız 15-24 yaş grubundaki genç nüfusta yüzde 38.2 düzeyinde. Oran, 25-54 yaş grubundaki nüfusta yüzde 63.5, 55-64 yaş grubundaki nüfusta ise yüzde 33.4 düzeyinde bulunuyor.

Erkeklerde 25-54 yaş grubunda işgücüne katılma oranı yüzde 89.5 ve bu oran OECD ortalaması olan yüzde 91.5'e çok yakın.

Kadınlardaki işgücüne katılma oranının yüzde 32 düzeyinde ve çok düşük olduğunu belirttik. Oran doğal olarak yaş gruplarına göre de düşük seyrediyor. Söz konusu oran, (parantez içindekiler OECD ortalamasını gösteriyor) 15-24 yaş arasındakilerde yüzde 25.9 (yüzde 43.2), 25-54 yaş arasındakilerde yüzde 37.3 (yüzde 71.7), 55-64 yaş arasındakilerde yüzde 18.3 (yüzde 49.7) düzeyinde bulunuyor.  

asde.jpg

aaeaaa.jpg

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar