İyi kaptan dalgalı denizde belli olur

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Türkiye ekonomisi küresel enflasyon endişesinin yerini yavaşlama korkusuna bıraktığı bir döneme giriyor. Avrupa'nın yavaşlaması ve yüksek faizler, Türkiye'nin büyümesini aşağı çekmeye başlıyor. Buna karşı küresel ekonominin yavaşlayacağı endişesi ile düşen emtia fiyatları dış ticaret dengemizdeki bozulmayı kontrol altına almamızı ve enflasyonla mücadelemizi kolaylaştırıyor. Ekonomik büyümenin ve enflasyonun birlikte gerileyeceğini öngördüğümüz ana senaryomuz kısa vadede sabit getirili kıymetlerin hisse senedine göre daha iyi getiri sağlayacağı bir tablo çiziyor.   

Dünya ekonomisindeki yavaşlamanın 2008 yılının ikinci yarısından itibaren daha fazla hissedileceği tahmin ediliyor. Mali desteğin sona ermesi ve doların değer kazanması ABD ekonomisinin sert bir şekilde yavaşlamasına neden olacak. Sıkı para politikası uygulamaya devam eden Avrupa ekonomisi durgunluğun eşiğine gelecek. İhraç pazarlarındaki durgunluk yurtiçi talebi zaten güçsüz olan Japonya ekonomisini vuracak. 

Avrupa ekonomisindeki yavaşlamanın ve sıkılaştırılan para politikasının yılın üçüncü çeyreğinden itibaren Türkiye'yi etkilemeye başlaması bekleniyor. Toplam ihracatımızın yüzde 60'ından fazlasını oluşturan Avrupa'nın hız kesmesine karşı sanayicimiz ihraç pazarlarının çeşitliliğini artırarak çözümler arıyor. Ancak kısa vadede yapılabilecekler sınırlı.

Türkiye, milli gelirinin yüzde beşini geçen net enerji ithalatı ile petrol fiyatlarındaki gerilemeden en çok fayda sağlayacak ülkelerin arasında yer alıyor. Dış ticaret hadlerindeki iyileşme cari işlemler açığını azaltmanın yanı sıra enflasyonu da düşürerek Türkiye ekonomisini destekleyecek.

Ağustos ayındaki strateji yazımızda son üç yıldır hedefini tutturamayan Merkez Bankası'nın 2009 hedefine ulaşmayı garanti altına almak için faiz oranlarını 2009 yılı ikinci çeyreğine kadar sabit tutmasını beklediğimizi yazmıştık.

Büyüme konusundaki endişelerimiz Merkez Bankası'nın faiz indirimleri konusunda daha iyimser olmamızı sağlıyor.  Dünya ekonomisinden gelen yavaşlama sinyalleri ve emtia fiyatlarındaki düşüş nedeniyle Merkez Bankası'nın faiz indirimini öne çekeceğine inanıyoruz. Ekonominin yavaşladığı, petrol fiyatlarının yüz doların altına indiği ve Türk lirasının güçlenmeye devam ettiği bir senaryoda Merkez Bankası'nın 2008 sonu veya 2009 yılı başında faiz indirmeye başlamasını bekliyoruz.

Ancak piyasa faizlerinin belirlenmesinde AKP hükümetinin izleyeceği politikalar en az Merkez Bankası faizleri kadar önem taşıyor. Türkiye ekonomisinin karşılaştığı bu zorlu süreci mümkün olan en az hasarla atlatabilmesi için hükümetin mali disiplini yeniden tesis etmesi ve son dönemde geri plana atılan ekonomik reformları hızlandırması gerekiyor. Yerel seçimlerin yaklaştığı mevcut siyasi konjonktürde hükümetin ekonomik reformları yapmak için gereken siyasi kararlılığa sahip olup olmadığını önümüzdeki dönemde yapılacak uygulamalarla anlayacağız.

Önümüzdeki aylarda nasıl bir strateji izlenmeli?

Önümüzdeki aylar için Türk Lirasi - döviz tercihimizde temel bir değişikliğe gitmiyoruz. Sıkı para ve maliye politikaları izlenen mevcut konjonktürde, son dönemde yaşanan değer kayıplarına rağmen, Türk lirası yatırım araçlarını tavsiye etmeye devam ediyoruz.

Büyümenin azalacağı enflasyonun gerileyeceği mevcut konjonktürde kısa vadede tahvil ve bono piyasasının hisse senedine göre daha cazip olduğuna inanıyoruz. Petrol fiyatlarındaki düşüş ve ekonomideki yavaşlamanın önümüzdeki aylarda Merkez Bankası'nın faiz indirimine uygun bir ortam yaratacağına inanıyoruz. Enflasyondaki düşüş trendi ve Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinden yararlanmak için vadelerin 2010 yılı ve daha ötesine uzatılabileceğine inanıyoruz. Ancak vade uzadıkça bono piyasasındaki dalga boyunun artacağını hatırlatalım.

Büyüme ile ilgili endişelerimize rağmen orta vadede borsa ile ilgili olumlu görüşe sahibiz. Dünya piyasalarındaki satışa paralel İMKB'nin önümüzdeki haftalarda da gevşemeye devam edebilir. Ancak enerji fiyatlarındaki düşüş ve Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin orta vadede - tahminen bir yıl içinde- borsadaki yükselişi destekleyeceğine inanıyoruz. İMKB 2009 yılı için tahmini 7,2 fiyat kazanç oranı ile gelişmekte olan ülkelerdeki en ucuz piyasalardan biri olmaya devam ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019