İyi haberden kötü habere
Dünya ekonomisini ve piyasaları gazeteci olarak izlemeye başlayalı 30 yıldan fazla oldu, iyi haberle kötü haberin bugünkü kadar birbirini izlediği, hatta birbirini ürettiği bir dönem hatırlamıyorum. Ne demek istediğimi güncel örneklerle açıklamaya çalışayım.
ABD’de hatta belki de dünyada en çok izlenen borsa endeksi olan Dow Jones endeksi önceki akşam yeni bir rekora ulaştı. Daha geniş tabanlı olan Standard&Poor’s 500 endeksinin da 2013’ü son 16 yılın en hızlı yükselişiyle kapatması bekleniyor. Bu endekslerin hızlı yükselişine katkıda bulunan hisselere yatırım yapmış olanlar için kuşkusuz iyi haberler bunlar.Bu haberlere bakarak ABD ekonomisinin iyi yolda olduğunu düşünmek de mümkün.
Ne var ki bu iyi haberlerin kötü haberlere yol açabileceğini düşünerek bu gelişmeleri kaygıyla karşılayanlar da var. Böyle düşünenler, ABD’de ekonomiyi canlandırmak için uygulanan parasal genişlemenin üretken yatırıma dönüşme oranının düşük kaldığını ve üretken yatırım yerine hisselere yönelen paranın borsadaki hızlı yükselişe katkıda bulunduğunu hatırlatarak, bu gidişatın sürdürülemez olduğunu vurguluyor ve bu hızlı yükselişi ani bir çöküşün izleyebileceğini belirtiyorlar. Ekonomideki büyümenin % 1.6’da kalmasının beklendiği bir yılda hisse fiyatlarının akıldışı tırmanışının sürmesi onlar için iyi haber değil, kötü haber.
ABD’de için iyi, YP için kötü
ABD’de istihdam verilerinin beklenenden iyi gelmesi, üçüncü çeyrekteki büyümenin tahminleri aşması ve iktidarla muhalefet arasındaki bütçe tartışmalarının uzlaşmayla sonuçlanma ihtimalinin artması, ABD ekonomisi için iyi haberler.
Bu gelişmelerin uzantısında, ABD Merkez Bankası’nın(FED) parasal genişlemeyi sağlayan tahvil alımlarını beklenenden daha önce yavaşlatmaya başlaması olasılığı gündeme geliyor. FED’in 22 Mayıs’ta bu olasılığı hatıra getiren bir açıklama yapması bile ‘Yükselen Pazar’(YP) ülkelerinden hızlı bir para çıkışına yol açmıştı, bu ülkelerin borsalarında düşüşler yaşanmış, paraları değer kaybetmişti. Daha sonra Eylül’de FED’in tahvil alımlarını yavaşlatma kararını ertelemesi YP ülkelerini geçici olarak rahatlatmıştı.
ABD’deki parasal genişleme sayesinde Yükselen Pazar ülkelerine akan ve o ülkelerin varlık fiyatlarını şişiren dış kaynağın azalmasının ya da geri çekilmesinin Yükselen Pazar ülkeleri için iyi haber olmadığı açık. FED’in tahvil alımlarını yavaşlatma kararını açıkladığı anda YP ülkelerinde yeni şokların yaşanması olası.
Avrupa’dan iyi ve kötü haberler
Gelelim dünya ekonomisinin kronik hasta adamı Avrupa’ya. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin faiz oranlarını beklenmedik şekilde aşağı çekmesi ve ekonomiye sağladığı sınırsız kredi desteğini 2015’e kadar sürdüreceğini açıklaması ilk aşamada iyi haber olarak algılandı, Avrupa borsalarında kısa süren yükselişler yaşandı.
Ancak, Almanya’nın açıkça seslendirilen güçlü itirazına karşın Draghi’nin neden böyle davrandığı sorgulandığında, bu kararın, gelebilecek kötü haberlere karşı bir önlem olarak alındığı anlaşıldı. Avrupa Birliği ülkeleriyle ilgili ekonomik büyüme tahminleri yarın açıklanacak. Açıklama öncesinde yapılan öngörüler, bu yılın üçüncü çeyreğinde Euro alanındaki büyümenin % 0.1’de kalacağını gösteriyor. Avrupa’nın bir deflasyon sürecine girmesi tehlikesi de var.
Günümüzde iyi habere sevinmeden ya da kötü habere üzülmeden durup düşünmek gerek galiba.