İyi bir lider olmak için önce iyi bir insan olun
İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınevi modern çağa ilham veren, bireysel ve toplumsal yaşantıları dönüştüren liderlerin hikâyelerini okurlarla buluşturuyor. Ajaz Ahmed bunlardan birisi. Dünya genelinde 15 ülkede faaliyet gösteren düşünce ve inovasyon şirketi AQKA’nın kurucusu olan Ahmed, aynı zamanda bir yazar. “Sınır Tanımayanlar: Zamana Direnen Liderlik” adlı kitabında, Margaret Rudkin’den Coco Chanel’e, Henry Ford’dan Steve Jobs’a kadar olağandışı liderlerin öykülerine yer vererek, bu öykülerin bugünün girişimcilerine “yaşayan aklın birer örneğini” sunmasını amaçlayan Ajaz Ahmed’le liderlik üzerine konuştuk.
Ahmed, kitabının, on yıllardır başarı ile yaratmaya ve üretmeye devam eden şirketlere duyduğu saygının bir ifadesi olduğunu söylüyor. Ahmed’e göre, bu şirketlerin sırrı net: “Azınlığın elindeki fırsatları, eşitlikçi bir vizyon ile çoğunluğa vererek, insanları gerçek değişimi yaratmaya davet etmek.”
Ajaz Ahmed’e kulak verelim:
► “Dev bir organizasyonun başarısını tek bir insana bağlamaktan kurtulmamız gerekiyor. Bir organizasyonu yönetmek, bir yazar olmaya benzemez. Yapılan herşeyin birlikte yapıldığı alçakgönüllülüğüne sahip olmak gerekir. Şirketlerin uzun vadeli olamadıklarını görüyoruz. Örneğin 1955 yılında Fortune 500’de yer alan şirketlerin yüzde 87’si 2011 yılına geldiğimizde artık varlığını sürdürmüyor. Bugün, ABD’nin en değerli 500 şirketi sadece 18 yıllık. 1958’de en değerli 500 şirket 61 yıllıktı. Startup’lar için durum çok daha hızlı. Yeni kurulan şirketlerin yüzde 71’i ilk on yıl içinde, yüzde 55’i ise ilk üç yıl içinde yokoluyor.”
► “On yıllardır başarı ile varlıklarını sürdüren şirketlerin yaptığı şu: Azınlığın elindeki fırsatları, eşitlikçi bir vizyon ile çoğunluğa vererek, insanları gerçek değişimi yaratmaya davet etmek. Öyle ya da böyle, en cesur ve gerçek girişimciler, ulaşılabilirliğin yaygınlaştırılmasından yana oldular. Dönüşümü en fazla sağlayan organizasyonların veya takımların liderleri, en fazla bağıranlar olmadı. Onları ihtiyacı olan gelecek vizyonu; sakin algı yeteneği; uyumluluk ve farkındalık oldu. Böylece yeni düşünce yöntemlerini hayata geçirip, sınırları aşabildiler.”
► “Liderliğe yönelik çok farklı kitaplar okuyabiliriz; ama hepsi tek bir noktada buluşur: İyi bir insan olmak. Daha iyi olmak isteyenler için kolayca uygulanan bir yöntem var: Size yapıldığı için rahatsızlık duyduğunuz herşeyi listeleyin. Ve bunları başkalarına yapmayın. Daha sonra, size yapıldığı için mutlu olduğunuz şeyleri bir liste haline getirin. Ve bunları sürekli olarak yapmaya başlayın. Bence iş dünyası karmaşık değil; bunun gibi herkesin anlayabileceği basit felsefelerden oluşuyor.”
► “İyimser ve idealist bir insan olduğum için, her ülkenin insanlık adına ileri gidebileceğine inanıyorum. Aynı zamanda dünya barışının mümkün ve engellenemez olduğuna da inanıyorum. Bu büyük ölçüde eğitim ile gerçekleşecek. Dünyanın bugün ulaşabildiği bilgi, teknoloji ve refahın ortak gücü ile, 200 yıldır yaratmış olduğumuzu ilerlemenin çok daha fazlasını önümüzdeki bir kaç onyıl içinde gerçekleştirebiliriz. Dünya, sınırsız bilgi ve kaynağa sahip; bu da herkes için daha anlamlı, barışcıl ve keyifl i hayatların kurulmasına yol açacak. Keşke şirketler ve ülkeler katkılarını finansal büyüme ile değil de, toplumda yarattıkları etki ile ölçselerdi. Türkiye veya herhangi başka bir ülkenin temel hedef olarak bu felsefeyi benimsemesinin önünde hiç bir neden yok!”
► “Zarar vermeden ilerleme sağlayan insanları seviyorum. Bu insanların büyük bir bölümü, siyaset veya iş dünyasında gördüğümüz sıradan liderler değiller; Onlar, toplumun işlemesini sağlayan öğretmenler, doktorlar, biliminsanları, hemşireler, yazarlar ve sanatçılar. Bir lider, çözümün parçası olan kişidir.”
► “Dünyadaki en büyük güç teknoloji değil, yaratıcılık. Ne olduğunuzu ve ne olmadığınızı bilmek; iyi yaptığınız işe odaklanmak; hayallerinizi gerçekleştirmek için gerekli olan uzmanlığı dışardan sağlamak. Bunlar, başarının temel adımları. Sanat ve girişimcilik aynı ortak arzunun iki farklı ifadesi: Dünyayı bulduğunuzdan biraz daha farklı bırakmak.”